Lokman Hekim
Lokman Hekim köşemizde sağlıklı bir hayat için ihtiyacımız olan temel bilgileri yer almaktadır.
Besinlerdeki Kimyasal Maddeler ve Çocuklara Zararları
Kimyasalların ve besinlerdeki katkı maddelerinin çocuklarımızın sağlığını tehdit eden çeşitli zararları vardır. Bunlardan başlıcaları şunlardır:
- Özellikle alerjik bünyeli çocuklarda; anaflaksiye dahi yol açabilen çeşitli alerjik reaksiyonlara ve ürtikere sebep olabilirler. Astım ve alerjik bozukluğa yol açabilirler.
- Kansere yol açabilirler. Çocuklarımıza verdiğimiz her türlü katkı maddesi içeren yiyecek yavrularımızın kanser olması için ortam hazırlamaktadır. Ayrıca bebeklere yalancı meme verilmemeli, plastik biberon kullanılmamalı, daha sağlıklı olan cam biberon kullanmalıdır. Besinlerdeki kimyasal maddeler haricinde çocuklarımızı kansere yol açan radyoaktif faktörlerden de korumamız gerekmektedir. Bunların en önemlileri cep telefonu, televizyon ve bilgisayardır.
- DEHA; hiperaktivite ve dikkat eksikliğine yol açabilirler. İngiltere Gıda Standartları Ajansı’nın (FSA), rastgele seçilen 300 çocuk üzerinde yaptığı araştırma, çocukların katkı maddeleri içeren bir içeceği içtikten sonra ani hareketler yaptıklarını ve konsantrasyonlarını kaybettiklerini ortaya koymuştur. İngiltere Gıda Standartları Ajansı, hiperaktif çocukların durumunda daha az katkı maddesi kullanımı yoluyla bir iyileşme sağlanabileceğini bildirmiştir. Katkı maddelerinin sağlığa zararlı etkileri hakkında yapılan araştırmalar sonucunda; çocukları hiperaktif olan ailelerin özellikle “E” kodlu katkı maddeleri taşıyan gıdaların tüketimini kesmeleri tavsiye edilmektedir. Ayrıca DEHA için de çocuklarımızı cep telefonu, televizyon, bilgisayar vb. radyoaktif faktörlerden korumak gereklidir.
Sağlıksız Beslenmenin Zararları
Kötü beslenme birey ve toplum sağlığını bozar, birbirini zincirleme etkileyen çok çeşitli sağlık ve toplumsal sorunlara yol açar.
Yetersiz ve dengesiz beslenmenin etkileri ve sık rastlanan başlıca beslenme sorunları şunlardır:
1. Beslenme yetersizliklerine en duyarlı olan grup çocuklardır. Besin öğeleri değişikliklere uğrayarak hücre yapısına dönüştüğüne, büyüme yeni hücrelerin eklenmesiyle sağlandığına göre, iyi beslenemeyen çocuklarda büyüme yavaşlar, ileri derecede yetersizlikte ise durur. Ülkemizde yapılan araştırmalarda, bebek ve çocuklarda, yüksek oranda büyüme geriliği olduğu gösterilmiştir.
1974 yılında ülkemizde yapılan geniş kapsamlı beslenme araştırma sonuçlarına göre, okulöncesi çocukların % 17.6’sında yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı büyüme geriliği bulunmuş, °/o 2.4′ünde ise büyüme geriliğinin hastalık derecesinde ileri olduğu görülmüştür. Büyüme geriliği kentlere göre köylerde iki kat fazla bulunmuştur. En yüksek oranda büyüme geriliği % 28.6 ile Doğu Anadolu bölgesinde belirlenmiştir.
Bağışıklık sisteminizi güçlendiren C vitaminine ağırlık verin!
Sonbaharda vücudumuzda metabolik değişimler meydana gelir, özellikle hormonal değişimler ve bağışıklık sisteminde zayıflama bu mevsimde sıklıkla görülür. Bu değişikliklere vücudumuzun uyum sağlaması ve sonbaharda sıklıkla görülen hastalıklara yakalanmamak için birtakım önlemler almakta fayda var.
*Sonbaharda antioksidan olarak görev yapan, bağışıklık sistemimizi güçlendiren C vitaminine ağırlık verilmesi gerekir. C vitamini, bağ dokularınızı koruyarak vücudumuzda birçok yapının bir arada tutulmasını sağlar, diş etlerini koruyarak kanamayı önler, bitkisel kaynaklı demirin emilimini hızlandırır, soğuk algınlığında antihistaminik etki göstererek belirtileri hafifletir. C vitamini vücudumuzda depo edilmediği için günlük olarak tüketilmesi gerekmektedir ve sadece limon, portakal gibi turunçgillerle değil, özellikle kuşburnu, kırmızı ve yeşil sivri biber, kivi, maydanoz, roka, domateste tüketilmelidir.
25 adımda yağları atın!
Kilo verme işini gözünüzde büyütmeyin. Kolayca uygulayabileceğiniz bu yöntemlerle zayıflayabilirsiniz.
Kilo vermeye başlamak için ihtiyacınız olan tek şey 1 dakika! İşte aldığınız kalorileri azaltmak ve daha çok yağ yakabilmek için tam 25 tane öneri. Üstelik de uygulanmaları çok kolay. Yapmanız gerekense, bu önerileri günlük hayata geçirmek. Eğer hali hazırda diyet yapıyorsanız, bunları uygulayarak kilo vermenizi hızlandırabilirsiniz.
1. Karıştırın
Sevdiğiniz meyve suyunu maden suyuyla karıştırın. Bunu yaparken, normalde içtiğiniz meyve suyunun yarısını kullanacağınız için, aldığınız kaloriyi önemli miktarda azaltmış olursunuz. Hele de meyve sularının bolca tüketildiği şu sıcak yaz günlerinde.
Diyetin Desteklenmesi (Suplementasyon)
Beslenme bireylerin ve toplumların yaşamlarını etkileyen çok önemli bir temel gereksinimdir. Sağlıklı toplumların oluşması için yeterli ve dengeli beslenme tartışmasız bir önkoşuldur. Beslenme sorunlarının tedavisi ve önlenmesi amacıyla diyetin desteklenmesi hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde yaygın olarak kullanılan yöntemlerdir. Diyet suplemanları (destekleyicileri) vitamin, mineral, aminoasitler, posa, fitokimyasallar, otlar ve botanik ürünleri kapsar.
Diyetin desteklenmesi yani supleman kullanımı diyetle yetersiz gıda tüketildiğinde besin ögeleri alımı önerilenin altında olduğunda, hamilelik yada emzirme dönemi gibi özel durumlara bağlı olarak gereksinme arttığında, hücre fonksiyonlarının düzeltilebilmesi için, besinlerin hazırlanmasında, pişirilmesinde ve saklanmasında kaybedilen besin öğelerinin takviyesinde,yaşlılıkda yetersiz beslenmeden kaynaklı beslenme ihtiyacını karşılamak amacıyla uygulanan yöntemdir.
Diyetisyen gibi beslenmenin 10 yolu
Fazla kilolardan kurtulmak ve formunu korumak isteyen diyetisyenlerin nasıl beslendiklerini ve nelere dikkat ettiklerini biliyor musunuz? İşte ideal kiloda yaşamanın püf noktaları…
Metabolizmayı mutlu edecek yiyecekler tüketmek, doğru alışveriş yapmak, lezzetli yemekler için doğru baharatı doğru miktarda kullanmak ve çatal hırsızı olmamak ideal kiloya ulaşmada ve o kiloyu korumada son derece etkili.
Diyetisyen Berrin Yiğit, mesleği kilo kontrolü olan diyetisyenlerin bu kuralları özenle uyguladıklarını söylüyor. Yiğit, diyetisyen gibi beslenmenin temel kurallarını 10 başlık altında şöyle sıralıyor:
1. Dengeli ama değişken kahvaltılarla güne başlayın
Fazla kan yağları hızlı ve kötü yaşlandırır
Kan yağları denince "iyi" (HDL) ve "kötü" (LDL) kolesterol ile "trigliserid"i hatırlamalısınız. Bu maddelerin kan seviyelerinin belirli hudutlar içinde kalması gerekir.
Kan yağlarınızda bir dengesizlik varsa kalp krizi veya inme riskiniz artar, damarlarınız daha erken yaşlanır. Siz de beklenenden daha hızlı ve daha kötü yaşlanırsınız. Klinik çalışmalar, toplum sağlığı araştırmaları ve laboratuvar incelemeleri, kan yağlarındaki dengesizliğin, damar sertliğinin oluşması ve bununla ilişkili sağlık sorunlarının ortaya çıkışındaki merkezi rolü destekliyor.
KAN yağları dengesizliğinin birbirinden farklı tipleri var: Kötü kolesterol LDL'nin fazlalığı, iyi kolesterol HDL'nin düşüklüğü, trigliserit seviyelerinin çok fazla yükselmesi, kan yağlarında bir dengesizliğin olduğunu gösteriyor. Bu durumda kullanılan genel tıbbi tanım "dislipidemi" adını alıyor.
Hızlı zayıflamanın 6 yolu!
B vitamini ve magnezyum stoklayın
B vitaminleri DNA sentezi, merkezi sinir sistemi, karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında ve enerji üretiminde anahtar oyuncudur. Yeterli oranda alınmazlarsa, durgun ve yorgun hissetmenize sebep olur, vücudunuzun metabolizmasını yavaşlatır ve kronik hastalık riskinizi yükseltirler. B vitaminini diğer vitamin ve minerallerle eşleştikleri ve daha iyi hareket sinerjisine kavuştukları besinlerden temin etmek sizin için daha faydalı olacaktır. Yüksek B vitaminli besinlerin arasında ıspanak, kuşkonmazı fasulyeler, kavun, brokoli, balık ve yumurta bulunur. Magnezyum ise her hücrenizin ihtiyaç duyduğu bir mineraldir ve vücudunuzdaki kas, sinir ve kalp fonksiyonları, protein sentezleme ve enerji metabolizması dahil 300 biyokimyasal reaksiyonda kullanılır. Metabolizmanızı hızlandırmak istiyorsanız yüksek magnezyumlu yiyecek tüketiminizi artırmalısınız. Sebzelerden yeşilleri tüketin. Ispanak gibi yeşil sebzeler magnezyum sağlar. Diğer iyi magnezyum kaynakları arasında pisi balığı, baden, kaju, yerfıstığı soya fasulyesi, tam tahıllı gevrekler, yulaf ezmesi ve bakla tohumu vardır.
Karpuz peynir diyeti ile hafifleyebilirsiniz!
Karpuz; kalp ve prostat sağlığı için önemli rolü olan laykopenden zengindir. Son bilimsel çalışmalar laykopenin aynı zamanda kemik sağlığı içinde faydalı olabileceğini gösteriyor.
• Karpuz, yüksek su içeriği ile yazın terle atılan sıvının karşılanması açısından önemli bir meyvedir.
• Yüksek su içeriği nedeniyle düşük kalorili sayılabilecek meyvelerden biridir. 150 gram karpuz yaklaşık 45 kaloridir.
İyot, Guatr, Tiroidit Nedir?
İyot vücutta ne işe yarar?
İyot, tiroit hormonu yapımında kullanılan bir maddedir
İyot nerede bulunur? Günlük iyot ihtiyacı ne kadardır?
İyot genel olarak yüksek miktarda deniz ürünlerinde daha az miktarda süt, yumurta ve ette, çok az miktarda sebzelerde ve meyvelerde bulunur. Birçok insanın çok az miktarda iyoda ihtiyacı olur. Günlük iyot ihtiyacı 150mgr'dır. Tiroit glandı yetersiz olanlarda günlük ihtiyaç çok daha fazladır.
Balığı kılçığı ile tüketin!
Aslında balık, soframızda haftada en az 2 kez yerini alması gereken önemli besinlerden biridir. Yapılan araştırmalar, düzenli olarak balık yemenin sayısız yararı olduğunu kanıtlamıştır.
Balık Yemek Neden Bu Kadar Önemli?
Doğan Sağlık Grubu Beslenme ve Diyet Uzmanı Emine Sezen; “İnsanların karşılaştığı bir çok hastalığın nedeni, aldıkları besin maddeleri ve yanlış beslenme alışkanlıklarıdır.
Dikkatli alınması gereken 10 vitamin
Beslenmemiz ve kullandığımız vitaminler arasında bir denge gözetmeliyiz. Aşağıdaki tabloya bakarak vitamin ve minarelerle ilgili detaylı bilgi edinebilirsiniz. Vitamin kürüne başlamadan (özellikle süreli aldığınız bir ilaç var ise) bir doktora mutlaka başvurmalısınız.
A Vitamini
Fazla miktarlarda kullanıldığında toksit etkisi olabiliyor. A vitamini baş ağrısına yol açabiliyor. Aynı zamanda karaciğer, kemik, ve merkezi sinir sistemi bozukluklarına da neden olabiliyor.
Önerilen Doz
Erkekler günde 900 mcg, kadınlar 700 mcg. Orta büyüklükte bir havuç 600 mcg A vitamini içeriyor. Koyu lifli gıdalar, meyveler ve tatlı patates de bol miktarda A vitamini içeriyor.
Şişmanlatmayan cips üretildi
Celal Bayar Üniversitesi'nde, üzüm çekirdeği ve posası kullanılarak, antioksidan içeren, yağı azaltılmış yeni bir cipsin deneme üretimi yapıldı.
Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Tokuşoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yüksek lisans öğrencisi Ali Güler'in, şaraplık üzümün işlenmesi sonucu ortaya atık olarak çıkan posa ve çekirdeğin değerlendirilmesine'' ilişkin tez konusundan yola çıkarak geliştirdikleri ''cips projesi''ni, bir cips firmasıyla işbirliği yaparak hayata geçirdiklerini söyledi.
Hazır dondurmanın cazibesi de çok kalorisi de
Zayıflayabilmenin kişinin durumunu kabullenmesi, kendine gerçekçi hedefler koyması ve yaşam tarzını değiştirmekte kararlı olmasıyla mümkün olabileceğini belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Günsoy, diyeti sabote eden başlıca 10 nedeni sıraladı.
1-Ara öğün yapınca vücut çalışkan karınca oluyor
Beslenme uzmanlarının üç ana öğün dışında üç ara öğün yapılmasına yönelik ısrarı, vücudun tembelleşmesini önleme amacından kaynaklanıyor. Diyet programı uygulayan kişiler ara öğünleri gereksiz buluyor ve yapmamakta direnebiliyor. Oysa ara öğün yapmak kişi, masabaşı iş de yapsa vücudun kıtlık sinyali almasını, dolayısıyla yağları depo olarak tutmasını engelliyor. Ara öğün yapanlarda metabolizma daha hızlı çalışıyor. Masabaşı işi de yapılsa vücut enerji harcamaya devam ediyor. Yağlardan enerjiyi kullanıyor. Ara öğünsüz bir diyette vücut kıtlık sinyali alıyor, ihtiyacı olan enerjiyi kaslardan karşılıyor.
2-Sadece kalori hesabı işe yaramaz, içerik hesabı da önemlidir
Türk çayının 25 yıl ömrü kaldı
Doğu Karadeniz'e Cumhuriyet ile birlikte dikilmeye başlanan ve ticari ömrü 100 yıl olan çay bitkisi bugün 75 yaşında. Her gün bardak bardak tükettiğimiz, sudan sonra en ucuz içecek olan çay için bir an önce harekete geçilmezse belki de gelecek nesiller bu topraklarda yetişen geleneksel içeceği bizlerden dinleyecekler, ithal çay ya da farklı tatlar tüketmeye mahkum olacaklar. Bu konuda başta büyük üretici firmalar olmak üzere dernek ve ziraat odaları da harekete geçti. Yeni filiz dikimi ile bu yaşlı bitkiyi ayağa kaldırmak için uğraşan çay firmalarının yanında kök budama adı verilen ve 300 yıldır Çin ve Sirilanka'da uygulanan yöntem de alternatif olarak öne sürülüyor, pilot bir alanda uygulanıyor. Amaç artık damak tadı haline gelen Türk çayının genetiğini bozmadan daha uzun yıllar üretimini sürdürebilmek.