Beslenme

Her sabah iki kaşık bal hastalık savar

Diyet Uzmanı Şefika Aydın, kış aylarında hem kendinizi, hem çocuklarınızı hastalıklardan koruyacak bir mönü hazırladı: Haftada en az bir kez kurubaklagil tüketin, her sabah iki tatlı kaşığı bal yiyin, en az 2 litre su için

Bu kış kilo almadan nasıl sağlıklı besleneceğinizi düşünüyorsanız, Memorial Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Şefika Aydın'ın önerilerine kulak verin:
Kış aylarında fiziksel aktivitenin azalması ve daha az sıvı tüketilmesi nedeniyle, kabızlık şikayetleri artıyor. Kabızlıktan korunmak için daha fazla lifli gıdanın tüketilmesi gerekiyor. Kuru fasulye, nohut, barbunya, yeşil mercimek ve börülce gibi kuru baklagiller; B vitamini, çinko, folik asit gibi birçok mineralle birlikte lif bakımından da çok zengindir. Protein değeri de yüksek olan bu besin grubu, haftada bir-iki kez tüketilmelidir. Kuru baklagil yemeklerine et eklemenize de gerek yoktur.

EN AZ 2 LİTRE SU İÇİN

Tek yönlü diyet zararlı

Karbonhidrat diyeti, protein diyeti, sebze diyeti... Tek yönlü beslenmeye dayanan diyetler sağlığı tehdit ediyor.

Sağlıklı kilo verebilmek için, uzun süreli ve dengeli bir beslenme programı uygulamak ve spor yapmak gerekiyor.

Veriler Türkiye'de şişman sayısının arttığını gösteriyor. Sağlık Bakanlığı'na göre, erkeklerin yüzde 25´i, kadınların yüzde 44'ü, çocukların ise yüzde 15'i obez.

Her geçen gün artan kilolar pek çok kişiyi katı diyet programlarına yönlendiriyor. Bir iki haftada ideal kiloya kavuşmayı vaat eden şok diyetler genelde tek tip besin gurubuna dayanıyor.

Şişmanlatmayan cips üretildi

Celal Bayar Üniversitesi'nde, üzüm çekirdeği ve posası kullanılarak, antioksidan içeren, yağı azaltılmış yeni bir cipsin deneme üretimi yapıldı.



Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Tokuşoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yüksek lisans öğrencisi Ali Güler'in, şaraplık üzümün işlenmesi sonucu ortaya atık olarak çıkan posa ve çekirdeğin değerlendirilmesine'' ilişkin tez konusundan yola çıkarak geliştirdikleri ''cips projesi''ni, bir cips firmasıyla işbirliği yaparak hayata geçirdiklerini söyledi.

Enerji versin ama şişmanlatmasın!

Dünya Sağlık Örgütü’nün salgın hastalık olarak nitelendirdiği obezite tüm dünyayı tehdit ediyor. Uzmanlar ise beslenmenin amiral gemisi kabul edilen kahvaltıda enerji veren ama yüksek kalori içermeyen beslenme tarzına dikkat çekiyor.

Obezite küresel boyutta, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde her geçen çığ gibi büyüyen bir sorun. Dünya Sağlık Örgütü’nün çalışmalarına göre 2015’de dünyada obez insan sayısı 700 milyonu, fazla kilolu insan sayısı ise 2.3 milyarı bulacak.

Türkiye'deki rakamlar da hiç iç açıcı değil. Zira Sağlık Bakanlığı’nın araştırmaları ülkemizde de obezite görülme sıklığının gün geçtikçe arttığını gösteriyor. Bakanlığın çalışmasına göre, erkeklerde obezite görülme sıklığı yüzde 21.2, kadınlarda ise yüzde 41.5.

Obezitenin dünyada yarattığı ürkütücü tabloya dikkat çeken Kaliforniya Üniversitesi (UCLA) İnsan Beslenmesi Merkezi Obezite Programı’ndan Dr. Luigi Gratton, obeziteyle mücadele için fiziksel aktivite kadar besinlerdeki kalori miktarının da büyük önem taşıdığını söyledi ve kahvaltıda tüketilen besinlere dikkat çekti.

Sağlıksız Beslenmenin Zararları

Kötü beslenme birey ve toplum sağlığını bozar, birbirini zincirleme etkile­yen çok çeşitli sağlık ve toplumsal sorunlara yol açar.

Yetersiz ve dengesiz bes­lenmenin etkileri ve sık rastlanan başlıca beslenme sorunları şunlardır:

1. Beslenme yetersizliklerine en duyarlı olan grup çocuklardır. Besin öğe­leri değişikliklere uğrayarak hücre yapısına dönüştüğüne, büyüme yeni hücrele­rin eklenmesiyle sağlandığına göre, iyi beslenemeyen çocuklarda büyüme yavaş­lar, ileri derecede yetersizlikte ise durur. Ülkemizde yapılan araştırmalarda, be­bek ve çocuklarda, yüksek oranda büyüme geriliği olduğu gösterilmiştir.

1974 yılında ülkemizde yapılan geniş kapsamlı beslenme araştırma sonuç­larına göre, okulöncesi çocukların % 17.6’sında yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı büyüme geriliği bulunmuş, °/o 2.4′ünde ise büyüme geriliğinin hastalık de­recesinde ileri olduğu görülmüştür. Büyüme geriliği kentlere göre köylerde iki kat fazla bulunmuştur. En yüksek oranda büyüme geriliği % 28.6 ile Doğu Ana­dolu bölgesinde belirlenmiştir.

Diyetisyen gibi beslenmenin 10 yolu

Fazla kilolardan kurtulmak ve formunu korumak isteyen diyetisyenlerin nasıl beslendiklerini ve nelere dikkat ettiklerini biliyor musunuz? İşte ideal kiloda yaşamanın püf noktaları…

Metabolizmayı mutlu edecek yiyecekler tüketmek, doğru alışveriş yapmak, lezzetli yemekler için doğru baharatı doğru miktarda kullanmak ve çatal hırsızı olmamak ideal kiloya ulaşmada ve o kiloyu korumada son derece etkili.

Diyetisyen Berrin Yiğit, mesleği kilo kontrolü olan diyetisyenlerin bu kuralları özenle uyguladıklarını söylüyor. Yiğit, diyetisyen gibi beslenmenin temel kurallarını 10 başlık altında şöyle sıralıyor:

1. Dengeli ama değişken kahvaltılarla güne başlayın

Sonbaharda beslenme nasıl olmalı?

Havalar soğuyor, hastalıklar artıyor. Vücut direncinin azaldığı, enfeksiyon hastalıklarının yaşandığı bu dönemde yeterli ve dengeli beslenme daha çok önem kazanıyor.

Dünyanın en önemli sağlık sorunlarından sayılan enfeksiyon hastalıklarının, sonbahar ve kış aylarında arttığını, bunların başında da grip ve soğuk algınlığının geldiğini belirten Amerikan Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uzman Diyetisyen Tuğçe Aytulu Ersin, sonbaharda temel besin gruplarının gereken miktarda alınmasının önemine dikkat çekiyor.

“Özellikle enfeksiyon ile bağışıklık sistemi ilişkisi düşünüldüğünde; artan metabolik hıza karşılık; hücrelerin ihtiyacı olan enerji, dengeli bir beslenme ile sağlanabilir” diyen Aytulu, sonbahar mevsiminde doğru ve yeterli beslenme ile ilgili şu bilgileri veriyor:

Fast food yerken dikkat edin!

Sağlığa verdiği zararlar bilinse de fast food yemekten vazgeçilemiyor. Ancak verdiği zararı azaltmanın birtakım yolları var.

Fast food beslenmenin birincil zararı, tüketilen besinin miktarına ve boyutuna oranla enerji değerinin çok yüksek olması. Hızlı ve kolay yeniyor, diğer yiyeceklere göre ucuz olması da ayrıca tercih nedeni oluyor. Ancak özellikle beslenme şekli tamamiyle fast food'a dönüşmüşse kalp damar hastalıkları da kapıda bekliyor. Fast food'un neden zararlı olduğunu Beslenme Uzmanı Nil Şahin Gürhan'a sorduk:

- Fast food beslenmenin zararları nelerdir?

Aldığımız enerji oranında doymuyoruz. Doymak için porsiyonu arttırıyoruz ve ihtiyacımız olan enerjinin çok üzerinde enerji alıyoruz. Tabii ki vücudumuzun da bu besini sindirmesi ve enerjiye dönüştürmesi çok hızlı oluyor. Harcayabilme hızımızın çok üzerinde ve çok hızlı bir şekilde enerji dolaşıma geçiyor ve önlenemez bir şekilde yağ olarak depo ediliyor. Kilo almamak imkansız hale geliyor.

Besin zehirlenmesine karşı beslenme önerileri!

Besin zehirlenmesi özellikle sıcak havalarda sık karşılaşılan bir sorun. Ancak evde alınacak basit önlemlerle gıda zehirlenmelerinin önüne geçmek veya riski en aza indirmek mümkün.

Yaz aylarında gıda güvenliğine dikkat edilmediği takdirde başta gıda zehirlenmeleri olmak üzere ishal, sindirim sistemi bozuklukları ve soğuk algınlığı belirtileri gibi çeşitli sorunlar yaşanıyor.

Veteriner Hekim Işıl Selmin Ünsal, bu tür sorunlarla karşılaşmamak için gıda güvenliğinin büyük önem taşıdığını söylüyor. Ünsal, evde gıda güvenliğini sağlayacak önlemleri 17 başlık altında şöyle sıralıyor:

Balığı sofranızdan eksik etmeyin

Açılan av sezonuyla birlikte tezgahlar çeşitli balıklarla renklenirken uzmanlar, vitamin, mineral ve proteince zengin balığın haftada en az 2 kez tüketilmesini öneriyor.

Sezonun açılmasıyla pazarda, markette ya da balık hallerinde bütçeye göre balık bulunabildiğini ifade eden Uludağ Üniversitesi (UÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Başdiyetisyeni Sevinç Yetişen, hemen her yaşta balığın sağlık açısından büyük önem taşıdığını, özellikle içerdiği yağ asitleriyle beslenmede önemli yer tuttuğunu anlattı.

Balığın, kaliteli protein, A, K ve B vitaminlerinin yanı sıra fosfor ve çinko gibi mineraller bakımından zengin olduğunu vurgulayan Yetişen, kemiklerin gelişimine ve büyümesine katkıda bulunan bu deniz ürünlerinin yağlılarının enerji kaynağı olarak bilindiğini söyledi.

Bayramda beslenmeye dikkat!

Ramazan ayındaki beslenme alışkanlıklarının bayramda aniden değişmesiyle birlikte fazla yemek yemek ve aşırı tatlı tüketmek sağlık sorunlarına neden olabilir.

Uzmanlar, Ramazan ayındaki beslenme alışkanlıklarının bayramla birlikte aniden değiştirilmemesi konusunda uyardı.

Trakya Üniversitesi (TÜ) Tıp Fakültesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Zuhal Yargıtay, Ramazan ayındaki beslenme alışkanlıklarının bayramla birlikte aniden değiştirilmemesi gerektiğine dikkati çekerek, ramazan sonrası aşırı yemek yemenin veya fazla tatlı tüketiminin sağlık açısından bazı problemleri de beraberinde getireceği uyarısında bulundu.

İftar sofraları için lezzetli tatlı tarifleri

Sıcak yaz günlerinde lezzetli ve hafif sütlü tatlılarla iftar sofralarınızı zenginleştirmek istiyorsanız, güllaç, fırın sütlaç ve kazandibi gibi vazgeçilmez tatlılarımızı tercih edebilirsiniz.

Bu geleneksel tatlılarımızın hazırlanmasındaki ayrıntıları ve birbirinden özel malzemelerini Özsüt ustalarından öğrendik. Maharetli ustaların hazırladığı sütlü tatlılarla misafirlerinize lezzetli ikramlar hazırlayabilirsiniz.

GÜLLAÇ

20 kişilik (1 tepsi)

Malzemeler:

Bu içecekler iftar sonrası dinç tutuyor!

Ramazan ayında uzun saatler aç ve susuz kalınması ile birlikte halsizlik ortaya çıkıyor. Kimi iş ortamında her zamanki performansını sergileyemiyor, kimi de günlük işlerini yapmakta zorlanıyor.

Şerbetler ve şuruplar iftarda serinletici olarak içilebileceği gibi yemekten sonra kendinizi dinç ve zinde hissetmenizi sağlıyor.

Böğürtlen şurubu: Böğürtlenin kanser ve tümör hücrelerinin gelişimini engellediği, yapılan çalışmalarla kanıtlanmıştır. İçeriğinde bulunan 'ellagik asit' anti-kanserojen bir madde olarak biliniyor. Bu madde, kanser hücrelerinin ve tümörün büyümesini engelliyor. Hafızaya da iyi gelen böğürtlen, bol miktarda B grubu vitaminleri içeriyor. İftardan yaklaşık 1 saat sonrasında tüketilen 1 bardak böğürtlen suyu ya da şurubu, kan şekerinin dengelenmesini sağlayarak kişide oluşabilecek uyku ve yorgunluk halinin ortadan kaldırılmasına yardımcı oluyor.

Oruç tutanlara maden suyu içmeleri tavsiye edildi

Oruç tutanların, uzun ve sıcak yaz günleri nedeniyle vücutlarında aşırı derecede sıvı kaybı meydana geliyor.

Konya ’da özel bir hastane de Kalp ve Damar Cerrahi Bölümü’nde görev yapan Kardiyoloji Uzmanı Dr. Murat Sakallı, oruç tutanların, uzun ve sıcak yaz günleri nedeniyle vücutlarında aşırı derecede sıvı kaybı meydana geldiği, bu sıvı kaybının iftar ile sahur arasında günde 2 veya 3 şişe maden suyu tüketerek giderilebileceğini söyledi.

Ramazan ayında neden kilo alırız?

İftara doğru kan şekerimiz düşer. Bu yüzden kısa zamanda yemek yeme ihtiyacı içinde oluruz. çok yemek tüketir, özellikle de şekere aşırı yükleniriz.

Sonrasında da hareketsiz kalırız. Bu durumda kilo almak kaçınılmaz olur.

Ramazanda sizin de tatlı tüketme isteğiniz artıyor olabilir. Nedeni çok basit: Bütün gün mideniz boş olduğu için kan şekeriniz düşüyor ve vücut hızlıca ağır ve şekerli yiyecekleri tüketme eğilimine giriyor. Bu durumda tatlı seçimlerinizde şeker yerine bal kullanılmış tarifleri ve kuru meyveleri deneyebilirsiniz.