Beslenme

Kolay garnitür hazırlamak için püf noktalar

Nefis bir ızgaranın yanında iştah açıcı garnitürler hazırlamaya ne dersiniz? Öyle bir garnitür ki, hem gözleriniz hem de mideniz bayram etsin. Özellikle davetlerde sofranızı daha zengin gösterecek ve konuklarınızın size olan hayranlıklarını artıracak doyurucu ve görsel bir garnitür için önerilerimizi dikkatlice okuyun ve bir kenara not edin.

Önce patatesleri soyun ve haşlayın, sonra halka halka dilimleyin. Dilimlediğiniz patatesleri dilediğiniz şekilde –biraz da sanatsal yanınızı kullanarak- fırına dayanıklı bir kaba dizin. Üzerine biraz sıvı yağ gezdirip, tuz ve kekik ekin ve fırına verin.

Hazırladığınız salatanın herkesinkinden farklı ve doyurucu olmasını istiyorsanız bir miktar makarna haşlayın ve salatanıza ekleyin. Yine süsleme kabiliyetinizi kullanarak zengin bir görünüm elde edin.

Sebze ve meyvelerin kabukları vitamin deposu

Kabuklu sebze ve meyvelerin vitaminlerinin en çok kabuklarında olduğunu çoğu kez duymuşsunuzdur. Güneşi en fazla alan yeri en vitaminli yeridir. Kabuktan iç tarafa gidildikçe vitamin oranı düşer. Bu nedenle sebze ve meyveleri mümkünse soymadan veya en azından çok ince soyarak kullanın. Yeşil yapraklı sebzelerde de bu durumu göz önüne alarak, en dıştaki yaprakları kullanmaya gayret gösterin.

Sebze ve meyvelerinizi yıkamadan kullanmayın. Onları mikrop ve pisliklerden bol suyla arındırın. Ancak çok uzun süre suda bekleyen sebze ve meyvelerin vitaminlerinin de suya geçeceğini unutmayın.

Yeşil sebzelerinizi önce yıkayın, sonra doğrayın. Böylece vitamin kaybını asgariye indirmiş olursunuz. Bıçak kullanmayarak vitamin kaybını daha da düşürmek mümkündür.

Besinleriniz taze mi bayat mı?

Hem sağlığımız hem de ağız tadımız için gıdaların bayatlarından kaçınmalıyız. Öncelikle ambalajlı ürün alırken mutlaka ve mutlaka üretim ve son kullanma tarihlerini kontrol ediniz. Son kullanma tarihi geçmiş ürünler için görevlileri uyarınız. Peki ambalajı olmayan gıdalar için ne yapacağız? Bunu satıcıların sözlerine güvenerek yapmak pek akıl kârı değildir. Bu nedenle hangi gıdanın nasıl taze, nasıl bayat olduğunu öğrenmekten başka çaremiz bulunmuyor.

İşte bazı gıdaların taze olup olmadıklarını anlamak için birkaç püf noktası:
Dana eti alırken yağına bakmak lazım. Yağı hem beyaz olmalı hem de dokununca sımsıkı olduğu hissedilmeli. Dana ne kadar yaşlanmışsa, yağının rengi de o kadar sararır.

Alırken en çok dikkat etmemiz gereken gıda mantardır. Bilmediğiniz yerlerden, özellikle seyyar satıcılardan kesinlikle mantar almayınız. Bildiğiniz ve güvendiğiniz yerlerden alırken de dikkatli olmayı yine unutmayın. Mantarın lekesiz olanı makbuldür. Renginin de beyaza yakın ya da hafif bej olanını tercih edin.

Fındık her şeye iyi gelir!

Bazı beslenme yanlışlarımız var, ısrarla yapıyoruz. Onlardan biri de “kilo alırım” diye korkup kabuklu kuruyemişleri yeteri kadar yememek.

Dünyanın en büyük fındık üreticilerinden biriyiz. Yeteri kadar ceviz, badem, yer fıstığı üretiyoruz. Ama gelişmiş ülkelerde “ilaç niyetine” yenilen bu besinleri biz hâlâ “abur cubur yiyecekler” sınıfına koyuyoruz!

Oysa özellikle 90’lı yıllar sonrasında yapılan araştırmaları baz alarak fındık, ceviz, badem, yer fıstığı ve antepfıstığına hak ettikleri değeri vermek zorundayız. Nedeni şu...

Araştırmalar bu yiyeceklerin kalp krizi geçirme ya da kalp hastalığına yakalanma ihtimalini azalttıklarını gösteriyor.

FDA NE YAPTI

Amerika’da yapılan çok büyük bir araştırmada (Lowa Kadın Sağlığı Araştırması), haftada birkaç kere makul miktarda kabuklu yemiş yiyenlerde kalp krizi ve kalp hastalığı riskinin neredeyse yüzde 50’lere yakın oranlarda düştüğünü gösteren verilere ulaşıldı.

Sağlıklı besin deposu Kereviz!

Diyet yapanlar için birebir olan Kereviz, ortada bir sebzedir ve sevmeyeni sevene göre ne yazık ki fazladır. Ya çok sevilir ya da hiç sevilmez. Oysaki kereviz çok yararlı olmasının yanı sıra vitamin deposudur. Kerevizin yararları saymakla bitmez. Kerevizi değişik şekillerde tüketerek belki sevme oranını yükseltebilirsiniz.

En faydalısı bol yoğurt ve mayonez karışımlı salatasına sanırım birkaç kişi haricinde kimse hayır diyemez. Kereviz tat itibariyle otsu ve buruk hatta baharatımsı bir tadı vardır. Kokusu bazen rahatsız edici olsa da, pişirildiğinde bu koku daha aza inebilir. Kalorisi çok düşük olan bir sebzedir. Diyet yapanların özellikle tercih edebileceği sebzedir. Kereviz suyunun da yararı fazladır. Tansiyonu düşürür ve vücudun kaybettiği suyu geri alıp, vücudun yenilemesine yardımcı olur. Kan basıncını dengeleyici özelliği de vardır. Uykusuzluğa ve strese de iyi gelmektedir.


Faydaları saymakla bitmiyor:

* Karaciğerde bulunan şişliği giderir ve karaciğeri temizler.

* İdrar söktürücü özelliği vardır. Bu etkisi sayesinde idrar yollarını ve kanı temizler.

* Şeker, yüksek tansiyon ve romatizma gibi hastalıklara iyi gelir.

Kurban Bayramı'nda Beslenmenize Dikkat Edin

Kurban Bayramı'nda artan kırmızı et ve tatlı tüketimi, yağ ve kolesterolde ani yükselişlere neden oluyor. Özellikle ailesinde kalp ve şeker hastalığı bulunan kişilerin, mide rahatsızlığı olanların bu konuda daha hassas davranmaları gerekiyor. Amerikan Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölüm Şefi Dyt. Ayşe Korkmaz, bayram boyunca dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin bilgiler aktarıyor.

Bayram boyunca kalabalık ve çok keyifli olan aile yemeklerinin daha sık olması, yenilen yemek miktarının artması, özellikle tatlı gıdalar, hamur işleri, kızartmalar ve et tüketiminin fazla yapılması nedeniyle ciddi sağlık sorunları oluşabiliyor.

Amerikan Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölüm Şefi Dyt. Ayşe Korkmaz’a göre, özellikle Kurban Bayramı’nda yoğun et tüketilmesinin yol açacağı sorunlara dikkat çekiyor. Ailesinde kalp, hipertansiyon ve şeker hastalığı gibi kronik hastalığı olanlar; gastrit, ülser gibi mide rahatsızlığı bulunan kişilerin, yaşı ilerlemiş aile büyüklerinin bu konuda daha hassas davranmalarını öğütlüyor.

Kurban Bayramı’nda et kullanımında nelere dikkat etmek gerekiyor?

Kurban Bayramında Et Tüketimi Nasıl Olmalı?

Memorial Ataşehir Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Şefika Aydın Selçuk, “Kurban bayramında tüketilecek etler hakkında bilinmesi gerekenler” hakkında bilgi verdi.

Bilinçsiz kesilen kurbandan tüberkülozdan kuduza kadar pek çok hastalık bulaşabilir

Kurban bayramında kesilecek hayvanın muhakkak veteriner kontrolünden geçmiş olması gerekir. Kesim sırasında özellikle uygun koşullarda kesilmeyen kurbanlık hayvanlardan insanlara tenya, şarbon, tüberküloz, kuduz, salmonella gibi hastalıkların bulaşma tehlikesi vardır. Kesim öncesinde eller temiz olmalı, elin etrafında yara, kesik benzeri şikâyeti olanların çiğ etle direk temasa geçmemesi önemlidir. Gerekirse eldiven kullanılmalıdır.

Et kesildikten sonra hayvanın kanı çok iyi akıtılmalıdır. Kanı iyi akıtılmamış hayvanın etinde zararlı mikroorganizmalar çabuk ürer ve et çabuk bozulur. Kurban eti kesim sonrasında parçalar halinde güneş görmeyen serin bir yere serilerek ilk dinlendirme işlemi yapılmalıdır. Uzun süre lastik kıvamında et yemek istemiyorsanız bu dinlenmeye gereken önemi göstermelisiniz. Ortalama 3-5 saatte oda ısısına düşen eti sonrasında ön soğutma için buzdolabına kaldırmalısınız. Ön soğutma işleminden geçmeli etin tüm yüzeyi ve iç kısımları da gereken soğukluğa ulaşmalıdır.

Etinizi derin dondurucuda saklayın

Kurban Bayramı'nda et yerken sağlığınızdan olmayın!

Her yıl Kurban Bayramı’nın gelmesi ile birlikte ülkemizde et tüketiminde artış meydana geliyor. Ancak besin değeri açısından vücudumuz için faydalı olan et, yanlış pişirme yöntemleri sonucunda son derece zararlı bir gıda maddesine dönüşebiliyor. Hatta bazı hazırlama yöntemleri insanlarda kanseronejik etkiler görülmesine neden olabiliyor. Kadıköy Şifa Tıp Merkezi - Ataşehir Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Bahtiyar Tatay, et tüketiminde dikkat edilmesi gerekenleri açıklıyor ve Kurban Bayramı’nı daha sağlıklı geçirmek için öneriler sunuyor.

Fazla pişmiş et ve tavuk gerçekten kanserojen mi?

Kadıköy Şifa Tıp Merkezi - Ataşehir Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Bahtiyar Tatay, fazla pişmiş hatta kararmış ızgara et, tavuk ve hindinin içerisindeki bir maddenin bu gıdaların DNA’sında mutasyona sebep olduğunu ve insanlarda kanserojenik etki gösterebileceğini söylüyor. Beslenme ve Diyet Uzmanı Seda Bahtiyar Tatay’ın açıklamasına göre yapılan çalışmalar etini veya tavuğunu çok pişmiş yiyen kişilerde, az pişmiş veya orta pişmiş yiyenlere göre çeşitli kanserlerin (prostat,pankreas, kolon,göğüs gibi) ortaya çıkma sıklığında artış görülüyor. Izgarada yapılan ette, 175 dereceyi geçtikten sonra HCAs denilen kanserojen maddeler oluşmaya başladığını vurgulayan Tatay, bu oluşumun etin yapısını oluşturan amino asitlerin çok yüksek ısıya maruz kalmasıyla meydana geldiğini ekliyor.

Kurban eti 24 saat sonra yenmeli

Kurbanlık hayvanın kesilmesinin ardından etinin, 24 saat bekletildikten sonra tüketilmesi gerektiği belirtildi.

Konya’da, Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Yrd.Doç.Dr. Mehmet Akman, kurbanlık hayvanın kesildikten sonra etinin hemen tüketildiğine dikkat çekerek, “Bu çok yanlış bir uygulamadır. Etin hemen tüketilmesi sağlığımıza zarar veriyor. Et 24 saat bekletilmelidir. Hatta bu bekletme işlemi buzdolabı veya derin dondurucuda yapılmalıdır. Bekletilmeden tüketilen et sindirim sistemi hastalıklarına neden olur” dedi.

Etin yağ katılmadan pişirilmesi gerektiğini de belirten Yrd.Doç.Dr. Akman, “Et, kendi yağı ile pişirilmelidir. Kırmızı et, demir açısından zengin bir gıdadır. Eti tüketirken sade tüketmek yerine salata ve yeşilliklerle tüketilirse daha çok demir vitanimi kazanırız” diye konuştu.

Yrd.Doç.Dr. Mehmek Akman, etin uzun süre yağda kızartılması ya da kavrulmasının kansorejen maddelerin oluşmasına neden olduğunu, haşlama ya da fırında pişirilmesinin sağlık yönünden daha iyi olacağını söyledi. Yrd.Doç.Dr. Akman, ayrıca, uzun süre saklanacak etin küçük parçalara bölünmesini tavsiye etti.

Kurban Bayramı'nda Yemek Pişirme Yöntemleri

Besin değeri oldukça yüksek bir gıda olan kırmızı etin içeriğinde proteinler, yağlar, çeşitli vitaminler ve madensel tuzlar bulunur. Bununla birlikte et, yeni hücrelerin oluşmasını dolayısıyla dokuların yenilenmesini sağlar. İştah açar, sindirimi kolaylaştırır. Hormonların çalışmasını düzenler, vücut direncini artırır.

Bu nedenle ete sadece bayramlarda değil, günlük beslenmede de sık sık yer verilmelidir. Et veya et suyu ile yemeklerin besin değeri artırıldığı gibi, lezzetinde de fark yaratılır.

Pişirme yöntemleri

*Et yemekleri pişiriliş şekline göre kavurmalar, haşlamalar, salçalı, sebzeli yemekler, kebaplar, kızartmalar, ızgaralar ve fırın yemekleri olarak çeşitlik kazanır.

*En kolayı ve en sağlıklısı eti haşlamaktır. İçine yağ eklenmediği için, çok hafif bir yemek olur. Ancak etin lezzeti cinsi ve haşlama süresi ile doğru orantılı olarak değişir. Örneğin; koyun etini 2,5 saat haşlamak gerekir, büyük kuzu 1 saat 15 dakika, süt kuzusu da 1 saat 15 dakika haşlanmalıdır.

*Kebaplarda genellikle, ya koyun ya da kuzu eti kullanılır. Özellikle kebaplar ve sebzeli et yemekleri kendi suyunda ve kısık ateşte pişirildiklerinde çok lezzetli olur. Bu yöntem uygulanırken tencere ve kapak kenarı hamurla kapatılır ve üzerine de bir ağırlık konur.

Et pişirmenin incelikleri

Et pişirmek her ne kadar kolay bir işlem olarak görünse de aslında pişirilmesi en zor çeşitlerden biridir. Çünkü etin lezzeti ve sağlayacağı vitaminler tamamen pişirmeyle ilgilidir.

Eti yavaş yavaş pişirmek en sağlıklı yöntemdir. Et pişirirken içi ile dışının aynı oranda pişirilmesi önemlidir. Bu konuda en çok şikayet edilen konu; ya et çok fazla pişmekte veya pişti sanılıp et kesildiğinde sürprizle karşılaşılmaktadır.

Et pişirmede benmari yöntemi eilmektedir. Bu yöntemde yemeğin bulunduğu tencere ile ateşin teması önlenmiş olur. Yemek tenceresi içinde su bulunan başka bir tencerenin içine konularak uygulanan bu yöntemde, içinde su bulunan tenceredeki su seviyesi yemek tenceresinin en az yarısına kadar gelmelidir.

Fırında tavuk pişirirken ise içinin pişmesi, dışının yanmaması için; göğsü altta, sırtı üstte olmalıdır ve tepsi 160 °C'lik önceden ısıtılmış fırına sürülmelidir.

Fırında pişirdiğiniz tavuğu hemen yemeyi düşünmüyorsanız kuruyacaktır. Bunu önlemek için fırından çıktığında üzerine Bizim Margarin veya İçim Tereyağı ile limon suyu sürün. Ayrıca alüminyum folyoya sararsanız tavuğunuz yumuşacık kalacaktır.

Et, tavuğa göre daha uzun sürede pişer. Eti fırında yapacağınız zaman, fırınınızı 180 °C'ye ayarlarsanız, daha iyi sonuç alırsınız.

Kurban etini nasıl pişirmeli ve nasıl tüketmeliyiz?

Bayramda yenen tatlılar, şekerler, pastalar, börekler ve tabi öğünlerde fazlaca tüketilen kurban etleri…

Kurban bayramının sağlığınızı olumsuz etkilemesine izin vermeyin.
Kurban etlerini ve tatlıları sağlıklı şekilde tüketmeyi öğrenmek kurban bayramının sağlığımızı olumsuz etkilememesi için şart.

Kurban etinin ne miktarda, nasıl, neyle birlikte tüketileceğini bilmek, sağlıklı hazırlama, pişirme ve saklama yöntemlerini uygulamak çok önemli.

Etin tüketim miktarına dikkat edilmeli.
Kırmızı etin tüketimi belli miktarlarla sınırlandırılmalıdır. Çünkü; ette bulunan yüksek miktardaki doymuş yağ, kandaki kolesterol seviyesini yükseltir ve koroner kalp rahatsızlıklarına davetiye çıkartır.

Peki ne kadar tüketilmeli?
Normal şartlarda, yetişkin bir birey için günlük et gereksinimi; 90-120 gram dır. Bu miktar; 3-4 köfte büyüklüğünde ete karşılık gelmektedir. Bu miktar aşılmamalıdır.

Kalp-damar, şeker hastalığı ve yüksek tansiyonu olanlar nasıl tüketmeli?
v Yağlı etlerin, doymuş yağ ve kolesterol içeriği diğerlerine nazaran daha fazladır. Bu yüzden; yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeleri önemli.
v Tüketim miktarına çok dikkat etmeli, aşırı miktarlara kaçılmamalıdır.
v Eti sağlıklı şekilde pişirerek (haşlama, ızgara) tüketmeye önemle dikkat etmelidirler.

Etin pişirme yöntemi önemli!

Sağlıklı yaşam için tarhana

Geleneksel damak tatları arasında ilk sıralarda yer alan tarhananın, sahip olduğu besin değerleriyle şifa kaynağı olduğu bildirildi.

Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü Beslenme Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sibel Karakaya, tarhananın geleneksel bir ürün olduğunu ve yaşatılması gerektiğini söyledi.

Tarhanada yoğurt, kırmızı biber, domates, soğan gibi sağlığa yararlı bileşenler bulunduğunu belirten Prof. Dr. Karakaya, “Tarhanadaki yoğurt ve laktik asit fermantasyonu, kalın bağırsak sağlığı için son derece faydalıdır. Kırmızı biber, soğan ve diğer bitkisel kaynaklı gıdalar ise antioksidan etki gösteren fenolik bileşikler açısından zengin kaynaklardır. İnsan sağlığını koruyucu etkisi bulunan tarhana geleneği mutlaka yaşatılmalıdır” dedi.

25 YILDIR TARHANA ÜRETİMİ YAPIYOR

Gediz'de yaklaşık 25 yıl önce başladığı tarhana üretimini kurduğu modern fabrikada devam ettiren Hacı Bayram Oyan, başlangıçta atalarından öğrendikleri yöntemlerle yaptıkları tarhana üretimini, teknolojik gelişmeler doğrultusunda doğal ürün kullanma çizgisinden sapmadan sürdürdüklerini anlattı.

Tarhanaya nohut ve fasulye gibi başka katkı maddeleri koymadıklarını dile getiren Oyan, bunların mayalanmaya neden olup tarhananın temel yapısını bozduğunu söyledi.

Bağışıklık sistemini güçlendiren yiyecekler

Bağışıklık sistemini güçlendiren yiyecekleri tüketerek, sağlıklı bir vücuda sahip olabilir, hastalıklardan korunabiliriz.




Sarımsak
Antibakteriyel ve virüs karşıtı olan sarımsak, aynı zamanda bağışıklık sistemini güçlendirici etkiye de sahip. Güçlü bir selenyum kaynağı da olan sarımsak, sağlıklı bir yaşam için mutlaka gereken sülfürü de içerir. Mide ve bağırsakları güçlendirmeye de yardımcı olan sarımsağı mutlaka her yemeğin içine bir diş atarak tüketin.

Lahanagiller: Brokoli, lahana, karnabahar
Brokoli, bürüksel lahanası, lahana, karnabahar iyi birer beta karoten kaynağıdır ve serbest radikallerin zararlarına karşı vücudu korurlar. Aynı zamanda C vitamini ve kalsiyum içerirler. Beslenme uzmanları brokoliyi, kendisi gibi kanseri önleyici etkisi olan domatesle birlikte pişirmeyi öneriyorlar. Karnabahar, içeriğindeki indol, bioflavonaid ve diğer maddeler ile antikansorejen etki gösterirken; yapılan araştırmalar, özellikle lahananın düzenli tüketiminin, kadınlarda meme kanseri riskini önemli ölçüde azalttığını ortaya koyuyor. Brüksel lahanası ise günlük C vitamini ihtiyacının yüzde yüzünü karşılıyor.

Ispanak ve diğer yeşil yapraklı sebzeler

Günde üç ceviz yemek zekayı artırıyor

Gümüş içeren cevizin direkt olarak beyne etki ederek özellikle çocukların zeka gelişiminde büyük rol oynadığı belirtildi.

Ulusal Ceviz Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Yayar Akça,Türkiye'de ceviz üretiminin istatistiklerde yer aldığının aksine 70 bin tonla sınırlı olduğunu belirtti.

Üretiminin az olması nedeniyle yüksek fiyatının da etkisiyle ceviz tüketiminin az olduğuna dikkati çeken Akça, böylesine önemli bir ürünün ülkedeki çocukların önemli bölümü tarafından tüketilemediğini bildirdi.

Akça, cevizin insan sağlığı ve beslenmesinde çok önemli bir yer tuttuğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Özellikle kış aylarında en önemli enerji kaynaklarından biri olan cevizin 100 gramından 700 kilokalori enerji elde edilebiliyor. Mineral, protein, vitamin ve yağ açısından oldukça zengin bir ürün. Halen üzerinde ciddi araştırmalar yapılıyor. Kolesterolü düşüren, tansiyonu düzenleyen, kalp ve damar sağlığı açısından büyük faydaları bulunan cevizin en önemli özelliği zekayı geliştirmesi. Beyin ve ceviz, şekil açısından olduğu kadar içerik olarak da çok benziyorlar. İnsan vücudunda gümüşü kullanan tek organ beyindir. Bu açıdan gümüş içeren ceviz, özellikle çocukların zeka gelişiminde büyük rol oynuyor.”

GÜMÜŞ BEYİNDEKİ BİLGİ ALIŞVERİŞ HIZINI ARTIRIYOR