Malnütrisyon (Kötü Beslenme) Nedir?

Malnütrisyon Nedir?


Malnütrisyon; insan vücudunun büyüme, gelişme ve özel bazı fonksiyonları yerine getirebilmesi için gereksinim duyduğu ile sağlanabilen besin ve enerji arasındaki hücresel dengesizliktir.


Yetersiz gıda alımı ve özellikle artan ihtiyaç vücut depolarında azalmaya, böylece aminoasit, protein ve enerji eksikliğine yol açmaktadır. Bunların sonucu olarak kan ve dokularda metabolik değişiklikler ortaya çıkmakta, sonuçta artan katabolizma ve azalan anabolik aktivite dolayısıyla doku proteinleri azalmaktadır. Vücut gelişimi ve kompozisyonu bozulur, bu şekilde gelişen malnütrisyon sonuçta morbidite ve mortaliteyi arttırmaktadır.


Malnütrisyonun Nedenleri


Medikal Faktörler

l İştahsızlık
l Eksik dişler, diğer oral problemler ve disfaji
l Tat ve koku duyusunun kaybı
l Solunum problemleri (Amfizem)
l Gastrointestinal problemler (malabsorbsiyon)
l Endokrinolojik problemler (diyabet, tirotoksikoz)
l Nörolojik problemler, (Serebrovasküler olaylar, Parkinson hastalığı)
l Infeksiyonlar
l Fiziki yetersizlik (artrit)
l İlaç etkileşimleri (digoxin, antibiyotikler vs)
l Diğer hastalıklar (kanser)


Yaşam Tarzı ve Sosyal Faktörler

l Yemek, pişirme ve beslenme konusunda bilgisizlik
l İzolasyon/Yalnızlık
l Fakirlik
l Alışveriş yapamama, yemek hazırlayamama


Psikolojik Faktörler

l Konfüzyon
l Demans
l Depresyon
l Üzüntü
l Anksiyete


Hastanede olmanın getirdiği risk faktörleri

l Yemek servisi; tek kaynağın hastane olması, sınırlı seçenekler, sunumun kötü olması
l Yavaş yeme alışkanlığı ve yemek saatlerinin sınırlı olması
l Diş Kayıpları
l Kendi başına yemek yiyememe
l Yiyeceğe ulaşmakta, çatal/kaşık kullanmada veya paketleri açmada zorluk çekmek
l Hoş olmayan görüntüler, sesler ve kokular
l Enfeksiyon, yara iyileşmesi ve katabolik durumlar nedeniyle besin gereksiniminin artması
l Dini veya kültürel yemek alışkanlıkları
l Oral alımın yasak olması
l Testler sırasında öğünlerin kaçırılması



Malnütrisyon Görülme Sıklığı


Toplumdaki kronik hastalar ile hastaneler ve diğer merkezlerdeki hem akut hem de kronik hastalar arasında malnütrisyon sıktır. Evdeki kanserli veya akciğer veya kalp hastalığı gibi kronik hastalığı olan hastaların yaklaşık %10’u kötü beslenmektedir. Hastaneye başvuruda hastaların % 30-60’ının bir derecede malnütrisyonu vardır ve bunların % 10-25’i ağır olabilirmektedir. Doktor ve hemşirelerin malnütrisyonu fark ve tedavi etmeleri ve malnütrisyonun klinik sonuçlarının etki ve öneminin bilincine varmadaki eksiklikleri nedeni ile, hastanede yatanların beslenme durumu, daha da kötüye gitme eğilimi taşımaktadır. Hastanede yatan hastalarda kilo, antropometrik ölçümler, serum folatı, albumin, lenfosit sayısı ve hematokrinin düştüğü gözlenmiştir.

Malnütrisyon özellikle hastanede yatan belli grup hastalar arasında daha yaygındır:
· Yaşlılarda %50
· Solunum sistemi hastalığı olanlarda %45
· İnflamatuar barsak hastalığı olanlarda %80
· Malign tümörlü hastalarda %85

Hastalıkla ilgili malnütrisyon nedenleri çeşitlidir :
· Azalmış iştah
· Bozulmuş sindirim veya malabsorpsiyon
· Artmış kayıplar (örneğin yaralardan)
· Azalmış anabolizma ve protein sentezi
· Artmış katabolizma

Besin alımı; ağrı, anksiyete ve depresyon, çevre değişikliği, farklı gıda alımı, sakatlık nedeniyle besine ulaşamama, alışılmadık ilaç ve yemek saatleri gibi faktörler tarafından kötü yönde etkilenebilmektedir. Çalışmalar hastanın ihtiyaçlarına göre düzenlenmemiş yemek politikaları nedeni ile hastane gıdalarının %30-60’ının tüketilmediğini ve ziyan olduğunu göstermiştir. Bu nedenle hastanede hastaların %25-75’i bazal ihtiyaçlarının çok altında enerji, protein ve mikro besin öğesi almaktadır.


Bu iyatrojenik malnütrisyon; uygunsuz beslenme politikaları ve personel eğitiminin, malnütrisyon taramalarının başarısızlığının, hasta takibi yapılamasının ve personel görev yeri değişikliğinin sonucudur. Çalışmalar, hastanelerde uygun politika ve protokollerin izlenmesiyle, beslenme durumu kötüleşmesinin büyük oranda önlenebileceğini göstermiştir. Beslenme durumu bozuk cerrahi hastalarda pre ve postoperatif beslenme desteğinin sağlanamaması, yaralanma veya sepsiste artmış beslenme gereksinimin anlaşılamaması, postoperatif yöntemde besin alımının 7 günden fazla geciktirilmesi ile birlikte nütrisyon desteği sağlanmasının da gecikmesi, önemli faktörlerdir.


Açlığın etkisi organların fonksiyonu ve yapısı üzerine önemli olabilmektedir. Çeşitli organların kayıp oranları Krieger’in malnütrisyondan ölen hastaların otopsi çalışmasında hesaplanmıştır. Kalp ve karaciğer ağırlığının yaklaşık %30’unu kaybetmiş, keza dalak, böbrek ve pankreas da etkilenmiştir. Bu durumda zayıf düşmüş insanların akut hastalık sırasında veya cerrahi sonrasında daha yüksek komplikasyon gelişme riski olmasının bir gerekçesi olabilmektedir


Konular