Beslenme yetersizliği
Sağlıksız Beslenmenin Zararları
Kötü beslenme birey ve toplum sağlığını bozar, birbirini zincirleme etkileyen çok çeşitli sağlık ve toplumsal sorunlara yol açar.
Yetersiz ve dengesiz beslenmenin etkileri ve sık rastlanan başlıca beslenme sorunları şunlardır:
1. Beslenme yetersizliklerine en duyarlı olan grup çocuklardır. Besin öğeleri değişikliklere uğrayarak hücre yapısına dönüştüğüne, büyüme yeni hücrelerin eklenmesiyle sağlandığına göre, iyi beslenemeyen çocuklarda büyüme yavaşlar, ileri derecede yetersizlikte ise durur. Ülkemizde yapılan araştırmalarda, bebek ve çocuklarda, yüksek oranda büyüme geriliği olduğu gösterilmiştir.
1974 yılında ülkemizde yapılan geniş kapsamlı beslenme araştırma sonuçlarına göre, okulöncesi çocukların % 17.6’sında yetersiz ve dengesiz beslenmeye bağlı büyüme geriliği bulunmuş, °/o 2.4′ünde ise büyüme geriliğinin hastalık derecesinde ileri olduğu görülmüştür. Büyüme geriliği kentlere göre köylerde iki kat fazla bulunmuştur. En yüksek oranda büyüme geriliği % 28.6 ile Doğu Anadolu bölgesinde belirlenmiştir.
Malnütrisyon (Kötü Beslenme) Nedir?
Malnütrisyon Nedir?
Malnütrisyon; insan vücudunun büyüme, gelişme ve özel bazı fonksiyonları yerine getirebilmesi için gereksinim duyduğu ile sağlanabilen besin ve enerji arasındaki hücresel dengesizliktir.
Yetersiz gıda alımı ve özellikle artan ihtiyaç vücut depolarında azalmaya, böylece aminoasit, protein ve enerji eksikliğine yol açmaktadır. Bunların sonucu olarak kan ve dokularda metabolik değişiklikler ortaya çıkmakta, sonuçta artan katabolizma ve azalan anabolik aktivite dolayısıyla doku proteinleri azalmaktadır. Vücut gelişimi ve kompozisyonu bozulur, bu şekilde gelişen malnütrisyon sonuçta morbidite ve mortaliteyi arttırmaktadır.
Malnütrisyonun Nedenleri
Medikal Faktörler
l İştahsızlık
l Eksik dişler, diğer oral problemler ve disfaji
l Tat ve koku duyusunun kaybı
l Solunum problemleri (Amfizem)
l Gastrointestinal problemler (malabsorbsiyon)
Sağlıklı beslenme ve obezite (şişmanlık)
Beslenme sağlığımızı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitemizi yükseltmek için vücudumuzun gereksinimi olan besinleri yeterli miktarda ve uygun zamanlarda almak için yapmamız gereken bilinçli bir eylemdir. Sağlığımızın korunmasında ve hastalıkların önlenmesinde yeterli ve dengeli beslenme çok önemlidir.
Besin gıdaların içinde bulunan, bireyin yaşamını sürdürmek, büyümek, iş yapmak gibi tüm faaliyetlerini gerçekleştirmek için dışarıdan almak zorunda olduğu yapı taşlarına ve enerji kaynaklarına verdiğimiz isimdir.
Başlıca besinler şunlardır:
1. Proteinler: Et, balık, tavuk, yumurta, süt, yoğurt, peynir, mercimek, fasulye
2. Karbonhidratlar: Ekmek, makarna, pirinç, şeker, meyve ve sebzeler
3. Yağlar: Zeytinyağı, mısırözü yağı, ayçiçeği yağı, tereyağı, margarin
4. Vitaminler: A, B, C, D, folik asit, E vitaminleri gibi
5. Mineraller: Kalsiyum, fosfor, demir
6. Su
Besin zehirlenmesi nedir?
Son 72 saat içinde, bir mikroorganizma veya toksini ile bulaşmış bir besinin tüketiminin ardından ishal, bulantı, kusma, karın ağrıları, karında kramplar gibi sindirim sistemini ilgilendiren bulguların ortaya çıktığı bir hastalık tablosudur.
Besin zehirlenmeleri tüm dünyada yaygın, önemli bir halk sağlığı sorunudur. Çoğunlukla hafif seyirli ve kendini sınırlayan hastalıklardır. Ancak besin zehirlenmesine yol açan etken ve konakla ilişkili faktörler hastalığın zaman zaman daha ağır seyirli ve hatta ölümcül seyretmesine yol açabilmektedir. Son yıllarda özellikle hamburger, biftek ve çiğ süt tüketimi ile ilişkili salgınlara yol açan ve toksin yapımı ile böbrek yetmezliği, kanlı ishal ve kanama gibi bulgulara yol açan bir bakteri (E.coli 0 157:H7) örneğinde veya besin yolu ile bulaşan tifo ve paratifo bakterileri örneğinde olduğu gibi. Ayrıca, zaten vücutlarında sıvı eksiği olanlar, bebekler ve yaşlılar gibi uç yaşlardaki kişiler, beslenme bozukluğu olan kişilerde gelişen tablonun ağır veya ölümcül olma riski vardır.
Besin zehirlenmeleri çoğunlukla birden fazla kişiyi ilgilendirir. Bazen tek tek olgular, bazen yerel salgınlar (işyerleri, hastaneler, lokantalar), bazen de daha büyük çaplı salgınlar şeklinde görülebilir.
İyot Yetersizliği Hastalıkları ve Tuzun İyotlanması Programı
İyot neden önemlidir?
İyot, insan vücudunda çok az miktarda bulunan normal büyüme ve gelişme için gerekli bir eser elementtir. 1811 yılında deniz yosunları ile yapılan deneyler sırasında bulunmuştur. İyot vücuda; besinler, su ve deniz ürünleri tüketimi ile alınır. İnsan vücudunda beyin ve sinir sisteminin normal büyüme ve gelişmesi ile vücut ısı ve enerjisinin devamı için gerekli olan tiroid hormonlarından tetraiyodotironin (T4, tiroksin) ve triiyodotironin (T3) yapımında kullanılmaktadır. Normal şartlarda vücudumuzda 15-20 mg iyot bulunmaktadır.
İyot yetersizliği neden sık görülen bir sorundur?
Yeryüzünde bulunan iyodun büyük bir bölümü buzul, kar ve yağmurlarla toprağın yüzeyinden alınarak rüzgar, ırmaklar ve sellerle okyanus ve denizlere taşınmakta ve buralarda buharlaşarak yağmur ile birlikte tekrar toprağa dönmektedir. Bunun bir sonucu olarak özellikle deniz yosunları ve deniz ürünleri iyot açısından iyi kaynaklar arasındadır. Ancak, doğada çok az olması sebebiyle bir ton deniz suyunda bile sadece 50 mg. iyot mevcuttur.
Gıda Alerjisi ve Nedenleri
Gıdalar türlü yollardan kişilere dokunabilir. Gıda alerjisi bu yollardan biridir. Gıda alerjisine neden olan belli başlı yiyecekler arasında yumurta, yerfıstığı ve inek sütü bulunmaktadır. Balık ve susam da ciddi alerjik tepkilere neden olabilir. Gıda alerjisi özellikle bebekleri ve küçük yaştaki çocukları etkiler. Bazı çocuklar okula gidecek yaşa geldiklerinde alerjiyi atlatırlar. Fındık fistık ve balık alerjisi yetişkin yaşta da devam edebilir ve bazen yetişkinler başka başka gıdalara karşı da alerji gösterebilirler.
Gıda alerjisi yaygın mıdır ?
Her yirmi bebekten birinde gıda alerjisi olabilir ve alerjik tepkiler 6-12 ay içinde kendisini gösterir. Bebeklerin çoğunda alerji deride egzema (kuruma ve hassasiyet) yapar. Bebek anne sütüyle besleniyorsa egzema hafıftir.
Gıda alerjisinin belirtileri nelerdir ?
Alerji yapan gıda yenildikten birkaç dakika sonra ağzın etrafında ürtiker, kızarma ve kabarma görülür. Büyük çocuklar ve yetişkinler alerji yapan gıdayı yedikten sonra ağızlarında bir yanma hissi duyarlar ve yediklerini tükürmek isterler.
ANEMİ (KANSIZLIK): Nedenleri, belirtileri, tanısı ve tedavisi
Kanda kırmızı kan hücreleri (alyuvarlar) bulunur. Bu kan hücrelerinin yapısında oksijenin taşınmasını ve bu hücrelerin kırmızı olmasını sağlayan hemoglobin bulunur. Nefes alırken akciğerdeki oksijen, bu hemoglobinin yapısına bağlanarak taşınır. Bu hemoglobinin kanda bulunması gereken miktarın altında olması sonucu kansızlık (anemi) ortaya çıkar. Bu olması gereken minimum değerler erkekte 13 g/dl, kadında ise 12 g/dl dir. Bunlar dünya sağlık örgütünün belirlediği değerlerdir. 6 yaşa kadarki çocuklarda 11 g/dl, 6-15 yaş arasında ise 12 g/dl'nin altında olması kansızlığın göstergesidir.
Dünyada kadınlarda görülme sıklığı yüzde 30-40, erkeklerde yaklaşık yüzde 20' dir. Bu kansızlıklar arasında en çok görülen demir eksikliği anemisidir. Anemi hastalarının yaklaşık yüzde 90'ında görülür.
DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMİSİ
En sık görülen beslenme yetersizliği vücuda yetersiz demir alımıdır. Demir kandaki hemoglobine bağlanır ve oksijenin taşınmasına yardımcıdır. Genelde bebeklik döneminde ortaya çıkan bir durumdur. Dünyada en çok karşılaşılan kansızlık çeşididir. Çocukluk ve ergenlik döneminde de sık karşılaşılan bir rahatsızlıktır.
Guatr ve Nodül
Guatr nedir ?
Tiroidin genel anlamda büyümesine GUATR adı verilmektedir. Büyüyen bir tiroit dışardan görülebilir veya boynun bir veya iki tarafında şişlik şeklinde hissedilebilir. Bazen de hastalar boyunlarının sıkıldığını ifade ederler. Büyüme; düzgün ( difüz guatr ) ya da yumrulaşmalar şeklinde ( nodüler guatr ) olabilir. Her iki halde de ya guatr normal çalışıyor ( ötiroit guatr ) ya fazla çalışıyor ( hipertiroidik guatr veya toksik guatr ) ya da az çalışıyor olabilir ( hipotiroidik guatr ). Çalışma bozukluğu olan guatrların yarattığı yakınmalara daha sonra değinilecektir. çalışma bozukluğu olmayan düzgün büyümelerde genellikle sorun olmaz., ancak hasta kötü kozmetik görünümden ya da nefes darlığından yakınıyor olabilir.
Nodüllü guatrın önemi nedir ?
Tiroitte gelişen nodül veya nodüller gözle görülebilir veya elle hissedilebilir. Bazen de tesadüfen tetkikler sonucunda ortaya çıkar. Özellikle son yıllarda ultrason, tomografi, manyetik rezonans (MR) gibi tetkik araçlarının yaygın kullanıma girmesiyle elle hissedilemeyen nodüller erken devrelerde saptanabilmektedir. Dolayısıyla tiroidin çalışmasında bozukluk yoksa küçük nodüller bulgu vermeyebilir ve hastanın yakınması olmayabilir. Ancak düzgün büyümede olduğu gibi kötü kozmetik görünüme ve nefes darlığına yol açabilirler. ( Resim ) Bazen nodül veya nodüllerin tiroitten bağımsız olarak kendi başlarına fazla çalışmaları ( otonomi kazanma ) sonucu toksik nodüler guatr denen durum ortaya çıkar.