Zayıflamayı önleyen 10 diyet hatası
Kilo verme çabasıyla ve tamamen iyi niyetle yapılan bazı hatalar sizi çıkmaza sürükleyebiliyor. İşte sık yapılan 10 diyet hatası:
Baharın gelmesi ile birlikte hava sıcaklıkları da giderek artıyor. Kışın giyilen kalın ve katlı kıyafetlerin yerini ince hırka, tişört ve gömleklere bırakması fazla kiloları daha da görünür hale getirecek. Bu durum da “Kilo almak kolay, vermek zor” anlayışı çoğu zaman kişiyi umutsuzluğa düşürüyor.
Oysa unutulmamalı ki; diyet yapmak değil, kilo verme çabasıyla ve tamamen iyi niyetle yapılan bazı hatalar, sizi çıkmaza sürükleyebiliyor. Dyt. E. Yasemin Sancak'a göre diyette sık yapılan 10 yanlış var:
1) “Az yersem, kahvaltımı geç yapıp öğün atlarsam kilo verebilirim”
Ara öğün atladığınızda kan şekeri dengeniz olumsuz etkilenebilir. Bunu alışkanlık haline getirdiğinizde, hem sonraki öğünde daha fazla besin tüketirsiniz, hem de uzun süre herhangi bir besin tüketilmediği için, vücut sinyaller yollayıp kendini korumaya alır ve bir sonraki öğünü depolama eğilimi gösterir. Ayrıca, çok akıllı bir mekanizma olan metabolizma da koruma içgüdüsüyle yavaşlar ve yemediğiniz zaman yakmamaya başlarsınız. Bu durumun devamında kan şekeri dengesizlikleri ileri boyutlara taşınabilir.
2) “Bazı besinleri hayatımdan çıkarmak zorundayım”
Beslenme sosyal bir ihtiyaç olduğu için, herhangi bir sağlık sorunu olmadığı sürece (Diyabet, alerji, hipertansiyon vb.) besinlere yasak koymak mutsuzluk yaratır. Bu nedenle, sınırlı tüketmemiz gereken besinlerin bilincinde ama yasakların yer almadığı bir beslenme sistemi kullanılmalı ve vücutta denge sağlanmalıdır. En önemlisi de diyet yapan insan cezalı değildir. Tüm besinler yenebilir. Patates, havuç, mısır, bezelye, muz, incir, üzüm, kavun, karpuz, sütlü tatlılar, hatta çikolata bile, zorunluluk nedeniyle yasaklamak gerekmiyorsa; miktar, sıklık ve gerekiyorsa yanında dengeleyici unsur eklenerek yenebilir.
3) “Bir haftada 4-5 kilo vermeliyim”
Kilo kaybı hızının haftada, vücut ağırlığına göre orantılı olarak ortalama yarım ile bir buçuk kilo arasında olması önerilir. Bu değerlerin üzerinde kayıp olması durumunda ilk sorgulanacak madde, kilonun hangi kütleden olduğudur. Bir haftada büyük miktarlar verilebilir, fakat bu sağlıklı olmaz.
4) “Tek tip beslenerek hızla kilo verebilirim”
Lahana çorbası, keten tohumu, meyve diyetleri, limon suyu vb. tek tip, şok diyetler veya bir besinin mucizevi hale getirilmesi yanlış uygulamalardır. Yeterli ve dengeli beslenmeyi bir “puzzle”a benzetirsek, tüm besin gruplarından yeterli ve dengeli oranlarda almamız gerekir. Herhangi bir besinin faydası da ancak bu puzzle içinde minik parçalar değerindedir. Yine tek tip beslenmede de hızlı kilo verilir ve su-kas kaybı yaşanır.
5) “Vücudumdaki su ve kas beni şişman gösteriyor”
Vücudumuzun büyük bir bölümünü oluşturan, “su kütlesi” hemen geri gelip artabilir. Kas kaybı durumunda ise maalesef, yüzde çökme oluşur. Vücudun çalışan işçileri olan kas kütlesi azaldığı için metabolizma yavaşlar. Hatalı diyet nedeniyle, maalesef kişi kilo alma adayı haline gelir. Egzersiz miktarı ve şiddeti fazla olduğunda kas kütlesi artarak kilo fazla görünebilir, oysa yağ kütlesi azaldığı için bu olumsuz bir durum değildir.
6) “Karbonhidratlarla proteini ayırmalıyım”
Bilimsel anlamda baktığınızda, yeterli ve dengeli beslenme, tüm öğünlerde bütün besin gruplarından yeterli ve dengeli miktarda almaktır. Yani mümkün olan tüm öğünlerde, karbonhidrat, protein, yağ, vitaminlar, mineraller, posa ve su gibi temel öğeler alınmalıdır.
7) “Diyetimi zayıflama ilacı ile desteklemeliyim”
Diyet sırasında kilo verme amacıyla alınan bitkisel veya kimyasal ilaçlar mutlaka uzman doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Bireylerin bilinçsiz bir şekilde doktor onayı ve önerisi olmadan ilaç kullanımı çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Yanlış kullanım, vücutta kalıcı hasarlara, beyin fonksiyonlarında zayıflamaya, kalıcı tiroit hasarlarına, malnütrisyona yani kötü beslenmeye ve sonunda kalp, tansiyon, diyabet ve hatta kanser gibi ciddi hastalıklara neden olabilir.
8) “Bitki çayları faydalı, sınırsız içebilirim”
Bitki çaylarının mucize gibi görülüp sınırsız tüketilmesi oldukça yanlıştır. Bazı türlerin aşırı tüketimi vücutta kalsiyum atımına ve kemik erimesine, bazı türler kalıcı bağırsak problemlerine neden olabilir. Örneğin çok iyi bir antioksidan olan ve metabolizmayı hızlandıran yeşil çayı önerirken bile bazı noktalara dikkat edilmelidir. Örneğin, hipertansiyonu olanlar, kalp aritmisi yani ritim bozukluğu olanlar, hipertroidi olanlar yeşil çay tüketirken dikkatli olmalıdırlar.
9) “Çok spor yaparsam zayıflarım”
Yapılan egzersizin türü ve şiddeti kilo vermeye ve yağ yakmaya uygun planlanmalı ama aşırı olmamalıdır. Kilo kontrolünün sağlanabilmesi için mutlaka kas kaybı yaşatmayacak bir diyet ve yeterli egzersiz planlanmalı, aşırı egzersiz yapılmamalıdır.
10) “Zaten diyet gibi besleniyorum”
Vücut analizine göre planlanmış farklılıklar gereklidir.
• Endokrinolog tarafından değerlendirilen biyokimyasal bulgularınız,
• Formülle hesaplanan değil; oksijen tüketiminizle ölçülen, metabolizma hızınız,
• Oldukça detaylı vücut analiziniz,
• Besin tüketim kaydınız,
• Yaşam şekli ve beğenileri göz önüne alınarak, diyetisyen tarafından hazırlanan, sağlıklı ve kalıcı incelme programı kullanılmalıdır.
• Ayrıca, davranış değişikliği sağlamak için psikolog/psikiyatrist desteği alınmalıdır.
• Bilimselliğin ışığında mucize olmadığına inanmak en önemli adımdır. “Yaşam kalitesini artırmak” ve “gerçekten kalıcı zayıflama sağlamak” için, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz, yaşam şekli haline getirilmeli ve mutlaka davranış değişikliği sağlanmalıdır.
Baharın gelmesi ile birlikte hava sıcaklıkları da giderek artıyor. Kışın giyilen kalın ve katlı kıyafetlerin yerini ince hırka, tişört ve gömleklere bırakması fazla kiloları daha da görünür hale getirecek. Bu durum da “Kilo almak kolay, vermek zor” anlayışı çoğu zaman kişiyi umutsuzluğa düşürüyor.
Oysa unutulmamalı ki; diyet yapmak değil, kilo verme çabasıyla ve tamamen iyi niyetle yapılan bazı hatalar, sizi çıkmaza sürükleyebiliyor. Dyt. E. Yasemin Sancak'a göre diyette sık yapılan 10 yanlış var:
1) “Az yersem, kahvaltımı geç yapıp öğün atlarsam kilo verebilirim”
Ara öğün atladığınızda kan şekeri dengeniz olumsuz etkilenebilir. Bunu alışkanlık haline getirdiğinizde, hem sonraki öğünde daha fazla besin tüketirsiniz, hem de uzun süre herhangi bir besin tüketilmediği için, vücut sinyaller yollayıp kendini korumaya alır ve bir sonraki öğünü depolama eğilimi gösterir. Ayrıca, çok akıllı bir mekanizma olan metabolizma da koruma içgüdüsüyle yavaşlar ve yemediğiniz zaman yakmamaya başlarsınız. Bu durumun devamında kan şekeri dengesizlikleri ileri boyutlara taşınabilir.
2) “Bazı besinleri hayatımdan çıkarmak zorundayım”
Beslenme sosyal bir ihtiyaç olduğu için, herhangi bir sağlık sorunu olmadığı sürece (Diyabet, alerji, hipertansiyon vb.) besinlere yasak koymak mutsuzluk yaratır. Bu nedenle, sınırlı tüketmemiz gereken besinlerin bilincinde ama yasakların yer almadığı bir beslenme sistemi kullanılmalı ve vücutta denge sağlanmalıdır. En önemlisi de diyet yapan insan cezalı değildir. Tüm besinler yenebilir. Patates, havuç, mısır, bezelye, muz, incir, üzüm, kavun, karpuz, sütlü tatlılar, hatta çikolata bile, zorunluluk nedeniyle yasaklamak gerekmiyorsa; miktar, sıklık ve gerekiyorsa yanında dengeleyici unsur eklenerek yenebilir.
3) “Bir haftada 4-5 kilo vermeliyim”
Kilo kaybı hızının haftada, vücut ağırlığına göre orantılı olarak ortalama yarım ile bir buçuk kilo arasında olması önerilir. Bu değerlerin üzerinde kayıp olması durumunda ilk sorgulanacak madde, kilonun hangi kütleden olduğudur. Bir haftada büyük miktarlar verilebilir, fakat bu sağlıklı olmaz.
4) “Tek tip beslenerek hızla kilo verebilirim”
Lahana çorbası, keten tohumu, meyve diyetleri, limon suyu vb. tek tip, şok diyetler veya bir besinin mucizevi hale getirilmesi yanlış uygulamalardır. Yeterli ve dengeli beslenmeyi bir “puzzle”a benzetirsek, tüm besin gruplarından yeterli ve dengeli oranlarda almamız gerekir. Herhangi bir besinin faydası da ancak bu puzzle içinde minik parçalar değerindedir. Yine tek tip beslenmede de hızlı kilo verilir ve su-kas kaybı yaşanır.
5) “Vücudumdaki su ve kas beni şişman gösteriyor”
Vücudumuzun büyük bir bölümünü oluşturan, “su kütlesi” hemen geri gelip artabilir. Kas kaybı durumunda ise maalesef, yüzde çökme oluşur. Vücudun çalışan işçileri olan kas kütlesi azaldığı için metabolizma yavaşlar. Hatalı diyet nedeniyle, maalesef kişi kilo alma adayı haline gelir. Egzersiz miktarı ve şiddeti fazla olduğunda kas kütlesi artarak kilo fazla görünebilir, oysa yağ kütlesi azaldığı için bu olumsuz bir durum değildir.
6) “Karbonhidratlarla proteini ayırmalıyım”
Bilimsel anlamda baktığınızda, yeterli ve dengeli beslenme, tüm öğünlerde bütün besin gruplarından yeterli ve dengeli miktarda almaktır. Yani mümkün olan tüm öğünlerde, karbonhidrat, protein, yağ, vitaminlar, mineraller, posa ve su gibi temel öğeler alınmalıdır.
7) “Diyetimi zayıflama ilacı ile desteklemeliyim”
Diyet sırasında kilo verme amacıyla alınan bitkisel veya kimyasal ilaçlar mutlaka uzman doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Bireylerin bilinçsiz bir şekilde doktor onayı ve önerisi olmadan ilaç kullanımı çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Yanlış kullanım, vücutta kalıcı hasarlara, beyin fonksiyonlarında zayıflamaya, kalıcı tiroit hasarlarına, malnütrisyona yani kötü beslenmeye ve sonunda kalp, tansiyon, diyabet ve hatta kanser gibi ciddi hastalıklara neden olabilir.
8) “Bitki çayları faydalı, sınırsız içebilirim”
Bitki çaylarının mucize gibi görülüp sınırsız tüketilmesi oldukça yanlıştır. Bazı türlerin aşırı tüketimi vücutta kalsiyum atımına ve kemik erimesine, bazı türler kalıcı bağırsak problemlerine neden olabilir. Örneğin çok iyi bir antioksidan olan ve metabolizmayı hızlandıran yeşil çayı önerirken bile bazı noktalara dikkat edilmelidir. Örneğin, hipertansiyonu olanlar, kalp aritmisi yani ritim bozukluğu olanlar, hipertroidi olanlar yeşil çay tüketirken dikkatli olmalıdırlar.
9) “Çok spor yaparsam zayıflarım”
Yapılan egzersizin türü ve şiddeti kilo vermeye ve yağ yakmaya uygun planlanmalı ama aşırı olmamalıdır. Kilo kontrolünün sağlanabilmesi için mutlaka kas kaybı yaşatmayacak bir diyet ve yeterli egzersiz planlanmalı, aşırı egzersiz yapılmamalıdır.
10) “Zaten diyet gibi besleniyorum”
Vücut analizine göre planlanmış farklılıklar gereklidir.
• Endokrinolog tarafından değerlendirilen biyokimyasal bulgularınız,
• Formülle hesaplanan değil; oksijen tüketiminizle ölçülen, metabolizma hızınız,
• Oldukça detaylı vücut analiziniz,
• Besin tüketim kaydınız,
• Yaşam şekli ve beğenileri göz önüne alınarak, diyetisyen tarafından hazırlanan, sağlıklı ve kalıcı incelme programı kullanılmalıdır.
• Ayrıca, davranış değişikliği sağlamak için psikolog/psikiyatrist desteği alınmalıdır.
• Bilimselliğin ışığında mucize olmadığına inanmak en önemli adımdır. “Yaşam kalitesini artırmak” ve “gerçekten kalıcı zayıflama sağlamak” için, sağlıklı beslenme ve düzenli egzersiz, yaşam şekli haline getirilmeli ve mutlaka davranış değişikliği sağlanmalıdır.
Konular
- Tatlıyı yoğurtla tüketin
- Eti ağırlaştıran hile
- Şişmanlatmayan cips üretildi
- Kadınlar obeziteye karşı ücretsiz tedavi edilecek
- Sonbahar diyetiyle kışı sağlıklı geçirin
- Hazır dondurmanın cazibesi de çok kalorisi de
- Kilo verebilmeniz için 7 öneri
- Bağışıklık sisteminizi güçlendiren C vitaminine ağırlık verin!
- Tek yönlü diyet zararlı
- Türk çayının 25 yıl ömrü kaldı
- Her sabah iki kaşık bal hastalık savar
- Karpuz peynir diyeti ile hafifleyebilirsiniz!
- Alıç ve Alıç Çayının Faydaları
- İğdenin Faydaları
- Adet Sancısına Karşı Civanperçemi Kürü
- Kist ve miyomlara karşı soğan suyu kürü
- Sağlık için önemli tavsiyeler
- Kısırlığın nedenleri ve hamile kalmanın doğal yolları
- Soğan hakkında bilmeniz gerekenler
- Soğanı odaya koymak ne işe yarar?
- Soğanın Faydaları Nelerdir?
- Soğanın Zararları Var mıdır?
- Soğan Çeşitleri Nelerdir?
- Soğan Zayıflatır mı?
- Soğan Suyunun Faydaları Nelerdir?
- Soğanı ayak altına koymanın faydası
- Soğan Suyunun Yan Etkileri Var mı?
- Adet Düzensizliği ve Polistik Over’a Karşı Soğan Suyu
- Öksürük için ballı soğan rendesi nasıl hazırlanır?
- Sarımsak yedikten sonra vücudunuzda neler gerçekleşiyor?