Sütü sevmeme nedenimiz ırksal mı?
Orta Asya'dan göçerek Anadolu'ya gelen insanların genetik yapısında farklılık olduğunu söyleyen Pediatrik gastroenterolog Prof. Dr. Sema Aydoğdu, “Genellikle Türk kökenlilerde 3-3.5 yaşından sonra bağırsaklarımızda sütün şekerini (laktoz) sindirmeye yarayan laktaz enzimi düşüyor. Dolayısıyla süt içtiğimiz zaman, bu sindirimdeki problemden dolayı, bulantı, karında şişkinlik, gaz, gerginlikler oluyor. Bazı insanlarda şiddetli karın ağrısı, ishale kadar gidebiliyor. Bunun sorumlusu, tamamen bağırsaklarımızda sütün şekerini sindirecek yeterli enzimin olmaması. Türk toplumunda yüzde 50-70 oranında rastlanan durum bu. O yüzden Türkler sütü sevmiyorlar” dedi.
Sütün kendilerini rahatsız ettiğini fark ettiklerinde Orta Asya'dan Anadolu'ya göçerken de yoğurdu keşfettiklerini belirten Prof. Dr. Aydoğdu, “Dünyada yoğurdun ilk kez Türkler tarafından yapılmasının altında bu neden yatıyor. Sütü içemediğimiz için bunu fermente ederek asit hale getirmişiz. Yoğurt yapıldığı zaman sütün şekeri laktoz, laktik asite çevrilmiş oluyor. Yani bir çeşit sindirim uygulamış oluyor, bakteriler bunu sindirmiş oluyor. Sonuçta biz rahatlıkla yoğurt yiyoruz. Hollandalılar'da enzim eksiklikliği gibi bir sorun, sütle sorunu olan kimse yok. Onlar da bu yüzden dünyanın sütçüsü konumundalar. Batılılar bu bakımdan şanslı, Asyalılar olarak bizim böyle bir ırksal özelliğimiz var. O yüzden Türkler sütü sevmez” diye konuştu.
Bu sorun nedeniyle Türkiye'de iki firmanın laktaz içeren süt ürettiğini belirten Prof. Dr. Aydoğdu, sütün en önemli alternatifinin peynir ve yoğurt olduğunu söyledi. Dayanılmayacak kadar rahatsızlık vermemesi halinde sütün tüketilebileceğini, çünkü yol açtığı şikayetlerin geçici olduğunu belirten Prof. Dr. Aydoğdu, şu önerilerde bulundu:
“Eskiden çok problemli olan insanlara biz yurt dışından laktaz enzimi getirtiyorduk, sütün içine onu karıştırıp içiyorlardı. Şimdi alternatif var. Sütün neden olduğu şikayetler geçici, bağırsaktan atıldıktan sonra sorun kalmıyor. Ama yine de süt içilmesi konusunda annelerle çocukları problem yaşıyor. Anneler beslenme açısından sütü her şeyin üstünde tutup, tüketiminde zorlamaya gidiyor. Anneler süte karşı bu şikayetlerden dolayı tepki gösteren çocuklarıyla boşuna uğraşmasın. Beslenme konusunda tartışmasın. Biz sağlıklı büyümek için günde yarım litre süt öneriyoruz. Ancak sorun varsa, sütün her türlü besin değerine yoğurdun, peynirin de sahip olduğunu bilelim. Sütün açığını yoğurtla, peynirle kapatabilirsiniz. Ayrıca ayran aynı şekilde tüketilebilir, ancak sulandırılmış olduğu için miktarı artırılmalıdır. Süt içilmiyorsa yerine sütlü tatlılar alınabilir. Bunda da içindeki şeker, nişasta, göz önünde bulundurularak tüketilmesine dikkat edilmeli.”
Kaynak: Milliyet
Sütün kendilerini rahatsız ettiğini fark ettiklerinde Orta Asya'dan Anadolu'ya göçerken de yoğurdu keşfettiklerini belirten Prof. Dr. Aydoğdu, “Dünyada yoğurdun ilk kez Türkler tarafından yapılmasının altında bu neden yatıyor. Sütü içemediğimiz için bunu fermente ederek asit hale getirmişiz. Yoğurt yapıldığı zaman sütün şekeri laktoz, laktik asite çevrilmiş oluyor. Yani bir çeşit sindirim uygulamış oluyor, bakteriler bunu sindirmiş oluyor. Sonuçta biz rahatlıkla yoğurt yiyoruz. Hollandalılar'da enzim eksiklikliği gibi bir sorun, sütle sorunu olan kimse yok. Onlar da bu yüzden dünyanın sütçüsü konumundalar. Batılılar bu bakımdan şanslı, Asyalılar olarak bizim böyle bir ırksal özelliğimiz var. O yüzden Türkler sütü sevmez” diye konuştu.
Bu sorun nedeniyle Türkiye'de iki firmanın laktaz içeren süt ürettiğini belirten Prof. Dr. Aydoğdu, sütün en önemli alternatifinin peynir ve yoğurt olduğunu söyledi. Dayanılmayacak kadar rahatsızlık vermemesi halinde sütün tüketilebileceğini, çünkü yol açtığı şikayetlerin geçici olduğunu belirten Prof. Dr. Aydoğdu, şu önerilerde bulundu:
“Eskiden çok problemli olan insanlara biz yurt dışından laktaz enzimi getirtiyorduk, sütün içine onu karıştırıp içiyorlardı. Şimdi alternatif var. Sütün neden olduğu şikayetler geçici, bağırsaktan atıldıktan sonra sorun kalmıyor. Ama yine de süt içilmesi konusunda annelerle çocukları problem yaşıyor. Anneler beslenme açısından sütü her şeyin üstünde tutup, tüketiminde zorlamaya gidiyor. Anneler süte karşı bu şikayetlerden dolayı tepki gösteren çocuklarıyla boşuna uğraşmasın. Beslenme konusunda tartışmasın. Biz sağlıklı büyümek için günde yarım litre süt öneriyoruz. Ancak sorun varsa, sütün her türlü besin değerine yoğurdun, peynirin de sahip olduğunu bilelim. Sütün açığını yoğurtla, peynirle kapatabilirsiniz. Ayrıca ayran aynı şekilde tüketilebilir, ancak sulandırılmış olduğu için miktarı artırılmalıdır. Süt içilmiyorsa yerine sütlü tatlılar alınabilir. Bunda da içindeki şeker, nişasta, göz önünde bulundurularak tüketilmesine dikkat edilmeli.”
Kaynak: Milliyet
Konular
- Tatlıyı yoğurtla tüketin
- Eti ağırlaştıran hile
- Şişmanlatmayan cips üretildi
- Kadınlar obeziteye karşı ücretsiz tedavi edilecek
- Sonbahar diyetiyle kışı sağlıklı geçirin
- Hazır dondurmanın cazibesi de çok kalorisi de
- Kilo verebilmeniz için 7 öneri
- Bağışıklık sisteminizi güçlendiren C vitaminine ağırlık verin!
- Tek yönlü diyet zararlı
- Türk çayının 25 yıl ömrü kaldı
- Her sabah iki kaşık bal hastalık savar
- Karpuz peynir diyeti ile hafifleyebilirsiniz!
- Alıç ve Alıç Çayının Faydaları
- İğdenin Faydaları
- Adet Sancısına Karşı Civanperçemi Kürü
- Kist ve miyomlara karşı soğan suyu kürü
- Sağlık için önemli tavsiyeler
- Kısırlığın nedenleri ve hamile kalmanın doğal yolları
- Soğan hakkında bilmeniz gerekenler
- Soğanı odaya koymak ne işe yarar?
- Soğanın Faydaları Nelerdir?
- Soğanın Zararları Var mıdır?
- Soğan Çeşitleri Nelerdir?
- Soğan Zayıflatır mı?
- Soğan Suyunun Faydaları Nelerdir?
- Soğanı ayak altına koymanın faydası
- Soğan Suyunun Yan Etkileri Var mı?
- Adet Düzensizliği ve Polistik Over’a Karşı Soğan Suyu
- Öksürük için ballı soğan rendesi nasıl hazırlanır?
- Sarımsak yedikten sonra vücudunuzda neler gerçekleşiyor?