Sağlıklı süt için!
Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serhat Ünal, Türkiye’de tüketilen sütün yüzde 50’sinin sokakta satılan açık süt olduğunu belirterek, "Açık sütün tüketilmesi mikrobiyolojik açıdan ve sütün besin değeri açısından uygun değil" dedi.
Prof. Dr. Ünal, Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Genel Müdürlüğü ve Tetra Pak işbirliğiyle, Sakarya Gençlik Merkezi’nde düzenlenen "Sağlıklı Süte Çağrı" seminerinde, yaptığı konuşmada, sütün insanlar için çok besleyici olduğunu belirtti.
Sütte mikrobun çok çabuk üreyebildiğini ifade eden Prof. Dr. Ünal, "Süt iyi bir besin ama o kadar da kolay mikroplanabilen ve mikropların üremesine yardımcı olan bir besin. (Çocuğuma süt içireyim biraz büyüsün) diye düşünürken, bakarsın çocuk hastanede yatıyor. Böyle olmaması için tedbir alınmalı" diye konuştu.
Prof. Dr. Ünal, gerekli tedbirler alınmadığında sütün, özellikle değişik mikroorganizmaları taşıyarak pek çok enfeksiyon hastalıklarına neden olduğu için çok zararlı, hatta ölümcül olabileceğini vurguladı.
"Süte nişasta ve su katıldığını tespit ettik"
Sütün açık olarak satılmasının kanunen yasak olduğunu belirten Prof. Dr. Ünal, buna rağmen Türkiye’de tüketilen sütün büyük bir bölümünün her türlü denetimden uzak olarak satıldığını kaydetti. Prof. Dr. Ünal, şunları söyledi: "Çankaya’da Cumhurbaşkanımızın oturduğu yerde noterle birlikte, 150 sokak satıcısından süt aldık. Bu sütleri inceledik. Süte nişasta ve su katıldığını tespit ettik. Yaptığımız inceleme sonucunda, 20’sinde su miktarı yüksek, mineral miktarı düşük çıktı. Süte direk olarak su karıştığını gösteriyor. 6’sında su miktarı normal görünmekle beraber mineral miktarı düşük çıktı. Bu, süte su ve nişastanın beraberce katıldığını gösteriyor. 3’ünde su ve mineral miktarı düşük çıktı; bu da aşırı miktarda nişasta karıştırıldığını gösteriyor.
150 sokak sütünün 29’u da besin değerleri açısından tüketime uygun görülmemiştir. Pastörize süt örneklerinde bir probleme rastlanmamıştır." Türkiye’de süt tüketiminin oldukça düşük olduğuna da işaret eden Prof. Dr. Ünal, "Tüketilen sütün yüzde 50’si sokakta satılan açık süttür. Açık sütün tüketilmesi, mikrobiyolojik açıdan ve sütün besin değeri açısından uygun değildir" diye konuştu.
Osteoporozu önlemek için, süt
Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tanju Besler de içerdiği besinler açısından sütün, organizmanın büyüme ve gelişimi için gerekli olan besin ögelerinin tamamını içerdiğini söyledi.
Bebeklerin doğduktan sonra 6 ay süresince anne sütünden başka hiçbir besin grubuna ihtiyaç duymamasının en temel gösterge olduğunu ifade eden Prof. Dr. Besler, şu bilgileri verdi: "Süt bebeklikte, çocuklukta, gençlikte ve ileri yaşlarda yani her dönemde vazgeçilmezdir. Yapısında bulunan yağ asitleriyle çocuğun beyin gelişimi için gereklidir. İleri yaşlarda osteoporozdan korunmada kalsiyum minerallerinin önemi çok iyi bilinmektedir. 35 yaştan sonra kemikler onları yoğun ve güçlü yapan kalsiyumu yitirmeye başlar. Özellikle kadınlar menopoz döneminde ve sonrasında daha fazla kemik kaybına uğrar. Türkiye’de 8 milyon osteoporoz hastası bulunmakta. 35 yaşın altındaysanız güçlü kemikler oluşturmanız, 35 yaşın üstündeyseniz kemik kaybınızı minimumda tutmanız önemlidir. Alınması gereken önlemler ise düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve yeterli miktarda kalsiyumdur. Osteoporozu önlemek için çocukluktan itibaren düzenli süt içilmesi gerekiyor."
Kaynak: Milliyet
Prof. Dr. Ünal, Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Genel Müdürlüğü ve Tetra Pak işbirliğiyle, Sakarya Gençlik Merkezi’nde düzenlenen "Sağlıklı Süte Çağrı" seminerinde, yaptığı konuşmada, sütün insanlar için çok besleyici olduğunu belirtti.
Sütte mikrobun çok çabuk üreyebildiğini ifade eden Prof. Dr. Ünal, "Süt iyi bir besin ama o kadar da kolay mikroplanabilen ve mikropların üremesine yardımcı olan bir besin. (Çocuğuma süt içireyim biraz büyüsün) diye düşünürken, bakarsın çocuk hastanede yatıyor. Böyle olmaması için tedbir alınmalı" diye konuştu.
Prof. Dr. Ünal, gerekli tedbirler alınmadığında sütün, özellikle değişik mikroorganizmaları taşıyarak pek çok enfeksiyon hastalıklarına neden olduğu için çok zararlı, hatta ölümcül olabileceğini vurguladı.
"Süte nişasta ve su katıldığını tespit ettik"
Sütün açık olarak satılmasının kanunen yasak olduğunu belirten Prof. Dr. Ünal, buna rağmen Türkiye’de tüketilen sütün büyük bir bölümünün her türlü denetimden uzak olarak satıldığını kaydetti. Prof. Dr. Ünal, şunları söyledi: "Çankaya’da Cumhurbaşkanımızın oturduğu yerde noterle birlikte, 150 sokak satıcısından süt aldık. Bu sütleri inceledik. Süte nişasta ve su katıldığını tespit ettik. Yaptığımız inceleme sonucunda, 20’sinde su miktarı yüksek, mineral miktarı düşük çıktı. Süte direk olarak su karıştığını gösteriyor. 6’sında su miktarı normal görünmekle beraber mineral miktarı düşük çıktı. Bu, süte su ve nişastanın beraberce katıldığını gösteriyor. 3’ünde su ve mineral miktarı düşük çıktı; bu da aşırı miktarda nişasta karıştırıldığını gösteriyor.
150 sokak sütünün 29’u da besin değerleri açısından tüketime uygun görülmemiştir. Pastörize süt örneklerinde bir probleme rastlanmamıştır." Türkiye’de süt tüketiminin oldukça düşük olduğuna da işaret eden Prof. Dr. Ünal, "Tüketilen sütün yüzde 50’si sokakta satılan açık süttür. Açık sütün tüketilmesi, mikrobiyolojik açıdan ve sütün besin değeri açısından uygun değildir" diye konuştu.
Osteoporozu önlemek için, süt
Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Tanju Besler de içerdiği besinler açısından sütün, organizmanın büyüme ve gelişimi için gerekli olan besin ögelerinin tamamını içerdiğini söyledi.
Bebeklerin doğduktan sonra 6 ay süresince anne sütünden başka hiçbir besin grubuna ihtiyaç duymamasının en temel gösterge olduğunu ifade eden Prof. Dr. Besler, şu bilgileri verdi: "Süt bebeklikte, çocuklukta, gençlikte ve ileri yaşlarda yani her dönemde vazgeçilmezdir. Yapısında bulunan yağ asitleriyle çocuğun beyin gelişimi için gereklidir. İleri yaşlarda osteoporozdan korunmada kalsiyum minerallerinin önemi çok iyi bilinmektedir. 35 yaştan sonra kemikler onları yoğun ve güçlü yapan kalsiyumu yitirmeye başlar. Özellikle kadınlar menopoz döneminde ve sonrasında daha fazla kemik kaybına uğrar. Türkiye’de 8 milyon osteoporoz hastası bulunmakta. 35 yaşın altındaysanız güçlü kemikler oluşturmanız, 35 yaşın üstündeyseniz kemik kaybınızı minimumda tutmanız önemlidir. Alınması gereken önlemler ise düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme ve yeterli miktarda kalsiyumdur. Osteoporozu önlemek için çocukluktan itibaren düzenli süt içilmesi gerekiyor."
Kaynak: Milliyet
Konular
- Tatlıyı yoğurtla tüketin
- Eti ağırlaştıran hile
- Şişmanlatmayan cips üretildi
- Kadınlar obeziteye karşı ücretsiz tedavi edilecek
- Sonbahar diyetiyle kışı sağlıklı geçirin
- Hazır dondurmanın cazibesi de çok kalorisi de
- Kilo verebilmeniz için 7 öneri
- Bağışıklık sisteminizi güçlendiren C vitaminine ağırlık verin!
- Tek yönlü diyet zararlı
- Türk çayının 25 yıl ömrü kaldı
- Her sabah iki kaşık bal hastalık savar
- Karpuz peynir diyeti ile hafifleyebilirsiniz!
- Alıç ve Alıç Çayının Faydaları
- İğdenin Faydaları
- Adet Sancısına Karşı Civanperçemi Kürü
- Kist ve miyomlara karşı soğan suyu kürü
- Sağlık için önemli tavsiyeler
- Kısırlığın nedenleri ve hamile kalmanın doğal yolları
- Soğan hakkında bilmeniz gerekenler
- Soğanı odaya koymak ne işe yarar?
- Soğanın Faydaları Nelerdir?
- Soğanın Zararları Var mıdır?
- Soğan Çeşitleri Nelerdir?
- Soğan Zayıflatır mı?
- Soğan Suyunun Faydaları Nelerdir?
- Soğanı ayak altına koymanın faydası
- Soğan Suyunun Yan Etkileri Var mı?
- Adet Düzensizliği ve Polistik Over’a Karşı Soğan Suyu
- Öksürük için ballı soğan rendesi nasıl hazırlanır?
- Sarımsak yedikten sonra vücudunuzda neler gerçekleşiyor?