Lokman Hekim

Lokman Hekim köşemizde sağlıklı bir hayat için ihtiyacımız olan temel bilgileri yer almaktadır.

Cevizin Faydaları

Cevizgiller familyasında yer alan Juglans cinsi, kışın yapraklarını döken 20 kadar ağaç türünün ortak adı cevizdir. Bu türlerden ülkemizin hemen hemen her yerinde yetiştirilen ve konumuzu en çok ilgilendiren Adi cevizin (J. regia) anavatanının İran olduğu sanılmaktadır. Bu tür, 20 m. kadar boylanabilen, 150-200 yıl yaşayabilen: yuvarlak tepesi, sık dal ve yapraklarıyla toprağı örten, altında diğer bitkilerin gelişmesini engelleyen ve hatta insan sağlığı için zararlı sayılabilecek kadar koyu gölge veren bir ağaçtır. Gövde kabuğu başlangıçta gümüşi renkte iken, ağaç yaşlandıkça rengi koyulaşır ve çatlar. Yaprakları oval biçimli 5-7 uzun yaprakçıktan oluşur. Yeşil renkli erkek ve dişi çiçekleri aynı ağaç üzerinde bulunur ve genellikle mayıs ayında açarlar. Ağacın ekim ayında olgunlaşan meyvesine ceviz, meyvenin yeşil renkli kabuğuna gövek ya da tetir denir.

Kekik Faydaları

Ballıbabagiller familyasındandır. Anayurdu Avrupanın güneyi olup ülkemizde kekik türlerinden 40 kadarı güneş gören kurak tepeler ve sırtlarda kümeler oluşturarak yaygın ve doğal biçimde yetişmektedir. Bu türlerden en çok bilineni Adi kekik (T. vulgaris) 25-30 cm. kadar boylanabilen ve kışın yapraklarını dökmeyen çokyıllık çalıdır. Yeşil-kahverengi dörtgen kesitli gövdesi, bitkinin ikinci yılında odunsulaşır. Tüylerle kaplı gri-yeşil renkli, hoş kokulu ince yaprakları 1 cm. kadar uzunlukta olur. Bitkinin soluk erguvani renkli çiçekleri, yaz başı ile ortası arasında açar. Küre biçimli minik tohumları parlak kahverengidir. Bol güneşli yerleri ve suyu iyi akıntılı alkalik toprağı seven kekik, döktüğü tohumlarıyla çoğalır.

Ayrıca, Avrupada bazı yerlerde kültürü yapılmakta, kış mevsimi dışında her zaman gövde çelikleri alınarak ya da ilk ve sonbaharda bitkinin tamamı veya kökü bölünerek de üretilmektedir.

Koyungözü çiçeğinin faydaları

Bileşikgiller familyasındandır. Anayurdu bilinmeyen, ancak yurdumuzda Marmara, Ege ve Karadeniz bölgelerindeki çayırlarda, bahçe, tarla ve yol kenarlarında yabani olarak yetişen çokyıllık dayanıklı otsu bitkidir. 60 cme kadar boylanabilir. Yuvarlak kesitli gövdesi hafif tüylü, açık yeşil renkli ve dallara ayrılan yapıdadır. Hoş kokulu yapraklan derin girintili, yeşil, kimi zaman da sarı-yeşil renkli olur. Yaz ortalarında küçük ve gevşek salkımlar halinde uzun sapların ucunda açan çiçekleri bazı papatya türlerininkine benzer. Çiçeğin ortası, Matricaria türü papatyalarınki gibi basıktır. Dışta beyaz dilsi ve ortada sarı renkli tüpsü çiçekleri yer alır. Olgunlaşan çiçekleri açık kahverengi, minik, dar ve yassı tohumlarını oluşturur.

Kuşkonmaz faydaları

Bilimsel adı: Asparagos'un Yunanca spargao = sürüyorum sözcüğünden kökenlendiği sanılmaktadır.

Anavatanı: Neresi olduğu tam bir açıklığa ulaşamamıştır. Ön Asya üzerinden yayıldığı ve anavatanın da bu bölge olduğu sanılmaktadır.

Tarihçesi: Kuşkonmaz çok eskiden beri sebze ve faydalı bitki olarak kullanılmaktadır. Çin'de bir türü Asparagus lucidus İ.Ö. 3000 yılında kuru öksürüğün tedavisinde, karaciğer güçlendirici ve deri döküntülerinde kullanılıyordu. İ.Ö. 2700 yılında yapılan Sakka-ra piramidinin mezar odalarının duvarlarında bağlamlar durumunda resimleri görülmektedir. Mısırlılar bitkiyi karaciğer hastalıklarında kullanıyor yanı sıra sebze olarak da yiyorlardı.
Hippokrates'ın kullandığını, Dioskorides'in de sidik söktürücü olarak yer verdiğini görüyoruz. Plinius* un reçetelerinde de karşılaşılmaktadır. Avrupa'ya İtalya üzerinden 16. yy'da yayılan kuşkonmaz, sebze, tedavi maddesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Örneğin Lonicerus kökünü sarılık, böbrek, sidiktorbası hastalıklarında kullanmaktadır.

Itır çiçeğinin faydaları

Sardunyagiller (Turnagagasıgiller) familyasındandır. Anayurdu Güney Afrika olmasına karşın, Akdeniz havzası ülkelerine çok iyi uyum sağlamışlardır. Ülkemizde Ege ve Akdeniz bölgelerinde çeşitli ıtır türleri süs bitkisi olarak pek yaygındır. 60 cm. kadar boylanabilen, kışın yapraklarını dökmeyen ama soğuğa ve özellikle dona karşı pek duyarlı çokyıllık bitkilerdir. Yuvarlak kesitli, yeşil renkli ve bol tüylü gövdeleri zamanla odunsulaşır. Derin girintili çıkıntılı, oya gibi süslü yaprakları ezildiğinde meyve, nane ya da hoş baharlı diğer kokuları salar. Açık veya koyu pembe ya da beyaz renkli hafif kokulu çiçekleri yaz mevsiminden sonbahara kadar açarlar. Bol güneşli olması koşuluyla her türlü toprakta yetişen ıtır türleri, tohumuyla ya da gövde çeliğiyle çoğaltılır.

Çörek otunun faydaları

Etki ve Kullanım:
Çörek otu buruna çekildiğinde (tabi toz olarak) baş ağrısını geçirdiği rivayet edilir. Ayrıca çörek otu bal şerbetiyle beraber kaynatıp içilirse böbrek ve mesanedeki kumları eriterek çıkartır.

Diş Ağrıları İçin de Çörek Otu

Çörek otunun sirke ile beraber kaynatıp ılık bir duruma geldikten sonra bu su ile gargara yaparsanız diş ağrılarına fayda verir.

Sivilceler İçin

Çörek otunun suyu ile sivilcelere bir pamuk yardımı ile tampon yapılırsa sivilcelerin iyileşmesi için faydalıdır.

Kolestrolü ilaçsız düşürmenin üç yolu

Doğru beslenirseniz kolesterol sorununuzu ilaca gerek kalmadan çözebilirsiniz. Bunu çoğumuz bilse de sıra nasıl başaracağımıza gelince şaşırıp kalırız

Kolesterol-diyet ilişkisi söz konusu olduğunda sadece hastaların değil doktorlarda bile ciddi bilgi eksikliği var. Çoğu doktor, kolesterolü yüksek bir hasta gördüğünde reçeteye hemen bir kolesterol ilacı yazar. Oysa biraz vakit ayırıp hastalarla 5-10 dakika konuşup onları beslenme ve aktivite konusunda azıcık bilgilendirseler sorun çözülecek. Bu yaklaşımın faydası yalnızca kolesterol sorununu çözmekle sınırlı değil: Bunlar genel olarak sağlığı iyileştirici beslenme ve aktivite önerilerini içerdiğinden genel sağlığı da iyileştiriyor.

Bir kere şu noktayı aklımızdan çıkarmamamız lazım: Kanımızda dolaşan LDL kolesterolün miktarı fazlaysa kalp krizi olasılığı yükselir. Bu şanssız durum eğer kilo sorunu, kan şekeri yüksekliği, iyi kolesterol azlığı, trigliserid fazlalığı, ürik asit yüksekliği gibi diğer bazı parametrelerle de birlikteyse tehlike daha da büyür.

Sonbahar diyetiyle kışı sağlıklı geçirin

Sonbahar ve kapıdaki kışı sağlıklı, mutlu ve kilo almadan geçirmenin yolu mutfaktan geçiyor. Beslenme alışkanlıklarınızda yapacağınız bazı değişiklikler bile çok işe yarayacak. İşte beslenme uzmanı Banu Kazanç’ın önerileri...

Sonbaharla birlikte metabolizmayı hızlandırmanın ilk adımını kahvaltınızda atabilirsiniz. Taze mevsim meyvelerini içine kattığınız kahvaltılık tahıllar ve doğal yoğurt güne başlamak için ideal. Öğle ve akşam yemeklerinde haşlanmış kurufasulye, mercimek gibi kuru baklagiller veya ton balığı ilavesiyle hazırlayacağınız bol yeşillikli salata (marul, ıspanak, roka, pazı, maydanoz, yeşil biber, dereotu, nane gibi) veya haşlanmış sebzelerin eşlik ettiği ızgara tavuk, balık ya da mantar ile sotelenmiş hindi yiyebilirsiniz.

YEMEK ARALARINI ATLAMAYIN

Yemek araları ‘yaramazlık’ zamanı değil. Muz, yoğurt, kuru üzüm, kuru kayısı, kuru erik, kuru incir, ceviz, fındık ve badem ara öğün için uygun seçenekler. Ancak unutmayın ki bunların bir porsiyonu var, abartmayın. Akşam ara öğünü için kakaolu sıcak süt hem besler hem de mutlu eder.

Kilo verebilmeniz için 7 öneri

Kilo vermek kimileri için zor olabilir ama birkaç unsura dikkat ettiğinizde olumlu sonuçları göreceksiniz.

1.Kalsiyum ve D vitamini içerikli yiyecekler tüketin
Gün içerisinde en az 2 öğününüzde kalsiyum ve D vitamini içeren yiyecekler tüketin. Bu 2 besin öğesinin birlikte bulunduğu besin grubu da süt ve türevleri. Kas ve kemik gelişiminin yanı sıra kilo vermeye de yardımcı oluyorlar. Yapılan araştırmalar her gün 3 porsiyon süt ve süt ürünleri tüketen kişilerin tüketmeyenlere göre daha az kilo aldıkları, daha çabuk kilo verdiklerini gösteriyor. D vitaminin ise kiloyu korumada etkisi olduğu belirtiliyor.

2.Bol posa alın
Günde en az 20 gram posa almaya çalışın. Posalı yiyecekler tokluk hissini artırırken kilo vermeye de destek oluyorlar. Örneğin 1 orta boy elma yiyerek 3.3gr, 12 adet kiraz yiyerek 1.5gr, 1 orta boy armutla 5.1gr, 100gr. ıspanakla 2.2gr, 100gr. nohutla 6.2 gr posa almış oluyoruz.

Tek yönlü diyet zararlı

Karbonhidrat diyeti, protein diyeti, sebze diyeti... Tek yönlü beslenmeye dayanan diyetler sağlığı tehdit ediyor.

Sağlıklı kilo verebilmek için, uzun süreli ve dengeli bir beslenme programı uygulamak ve spor yapmak gerekiyor.

Veriler Türkiye'de şişman sayısının arttığını gösteriyor. Sağlık Bakanlığı'na göre, erkeklerin yüzde 25´i, kadınların yüzde 44'ü, çocukların ise yüzde 15'i obez.

Her geçen gün artan kilolar pek çok kişiyi katı diyet programlarına yönlendiriyor. Bir iki haftada ideal kiloya kavuşmayı vaat eden şok diyetler genelde tek tip besin gurubuna dayanıyor.

Alıç ve Alıç Çayının Faydaları

Alıç özellikle kalp sağlığı için son derece faydalı bir meyve. Kalp damarlarında karşılaşılan daralmalara karşı kullanarak damarların genişletilmesi sağlanabilir. Düzenli alıç tüketimini sağladığınızda kalp ve damar sağlığınız adına oldukça faydalı bir takviye almış olacaksınız. Kanın damar içinde akışını, kanın pompalanmasını da olumlu yönde etkileyen alıç damar sertliği için bir önleyici olarak kullanılabilir.




Kalp ve damar sağlığı için kullanacağınız alıç yaşanması olası olan kalp krizi riskini de azaltır. Ritim bozukluğu probleminde kalbin ritimlerinin düzenlenmesinde rol oynar.

Alıç tüketiminin en büyük artısı da tek yönlü bir faydaya değil de çok yönlü tesirlere sahip olmasıdır. Kalp ve damar hastalıklarında sadece önlem ya da tedavi sürecinde değil, her ikisi için de oldukça etkili tesir eder.

İğdenin Faydaları

İğde ağaçlarını açık renkli yaprakları ve güzel kokusu ile hemen her yerde görüyoruz. Anadolu'nun her yerinde yetişebilen iğde ağaçlarının meyvesi de oldukça lezzetli ve faydalı bir meyve. Diğer meyvelerden farklı yapısı ile özel bir yere sahip.




İğde de çok sayıda vitamin çeşidi bulunuyor. Vitaminlerin yanında organik asitler, tanen, flovan glikozidler ve uçucu yağ da mevcut. İğde ağacının sadece meyveleri değil çiçekleri ile de şifa kaynağı. Gelin iğde ve iğde çiçeğinin faydalarını sıralayalım, ne şekilde tüketilmesi gerektiğine değinelim.

- İğde bağışıklık sisteminin direnç kazanmasında yardımcıdır. Özellikle soğuk algınlığına, gribal enfeksiyonlara karşı tüketildiğinde önleyici olarak etki eder. Öksürük nöbetlerinde hafifleticidir. Bu tip hastalıklarda hasta üzerindeki belirtileri azaltır.

Adet Sancısına Karşı Civanperçemi Kürü

Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu

Civanperçemi içerisinde bulunan iki etkin madde bayanların adet dönemlerinde ağrılarının alınmasında etkin rol oynayan maddelerdir.



Bayanların regl dönemleriyle ilgili vurgulamak istediğim önemli nokta şudur. Genel bir kural olmasa da, regl döneminde ani kan şekeri düşüşü veya kan şekerinde gün boyu oynamalar kendisini belirgin bir şekilde gösterebilmektedir. Bu durumda olan bayanların şikâyetleri daha farklıdır. Kan şekerinde ani düşüş veya fazla miktarda oynama (fluktasyon) olan bayanların adet günlerindeki şikâyetleri genel olarak: “İçim çekiliyor, kendimi kaybediyorum, baygınlık geçirmek üzereyim, içim taşıyor, içim patlıyor, aşırı gerginim, hiç bir yer bana huzur vermiyor” veya “korkuyorum ” şeklinde olabilir. Hatta bazı durumlarda vücutta kasılmalar da kendini gösterebilir.

Civanperçemi Kür tarifi:

Sağlık için önemli tavsiyeler

Aidin Salih hn.’ın konuşması;
Kardeşlerim, ben Özbekiztan’dan geldim. Orada bir Albay vardı, ihtilal yaptı, idama mahkum edildi. Ertesi gün idam edilecek, o eşine boğazının ağrıdığını söylüyor. Eşi de ona, ertesi gün idam edilecek adama karbonatla gargara yap diyor.

Sizler bana o hastalık nasıl geçer bu nasıl geçer diye soruyorsunuz. Ben sizlere başka bir şey anlatmak istiyorum. Yediklerinizi içtiklerinizi değiştirmezseniz, ilaçları kullanmayı bırakmazsanız yakın zamanda sizde kendi kendinizi idama mahkum edeceksiniz.
Nano, gen teknoloji ve şeytani yöntemler ile yeni ilaçlar yapılıyor. Bu ilaçlar kanseri iyileştirecek, menapozu düzeltecek denilecek, hepiniz bu ilaçlara koşacaksınız. Ve bu ilaçlar hepimizi insanlıktan çıkaracak. O küçücük ilaçlar birer varlıktır. Sizler bu varlıkların vücudunuza yerleşmesine izin veriyorsunuz. Bu küçücük ilaçlar (nano parçacıklar) ile bütün insanları Yönetmek üzere merkezi bir bilgisayara veya beyne bağlayacaklar.

Kısırlığın nedenleri ve hamile kalmanın doğal yolları



Çocuk sahibi olamayan çiftlerin yaklaşık yüzde 20’sini, "Nedeni bilinmeyen infertilite (kısırlık)” oluşturuyor. Bu sorunun yaklaşık yarısının ise "hücre stresi" nedeniyle meydana geldiği belirtiliyor. Hücre stresi, üremek için gerekli olan enerjinin üretimi sırasında oluşan nitrik oksit ve hidrojen peroksit gibi bazı atık maddeler yüzünden gerçekleşiyor. Acıbadem Maslak Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanı Prof. Dr. Tansu Küçük, düşük dozlarda zarar vermeyen hatta yararlı bile olabilen bu atıkların yeterince temizlenememeleri durumunun hücre stresine neden olduğunu bunun da doku ve organ hasarına yol açtığını belirterek, "Antioksidan maddeler hücreler içinde oluşan atık maddeleri yok edip, ortaya çıkan hasarları onarıyor. 3 ay süresince uygulanacak antioksidan detoks programı ile 'hücre stresi' yüzünden çocuk sahibi olamayan kadınlarda hamilelik şansı artıyor ve mutlu sona ulaşma süresi belirgin derecede kısalıyor" diyor.

Kısırlık nedeni: Hücre stresi

Soğanı ayak altına koymanın faydası



Soğanı dilimleyerek ayağınızın altına koyup sararak uyumanın sonuçlarına şaşıracaksınız!

Soğanın antibiyotik etkisi herkes tarafından bilinir. Soğan kanı arındırır, kan dolaşımını hızlandırır, toksinlerden arındırır, dezenfektandır. Ayrıca soğanın hızlı yara iyileştirici ve mukus sıvılaştırıcı özelliği vardır. Soğuk algınlığına ve gribe iyi geldiğini de biliyoruz. Fakat bu rahatsızlıkların giderilmesinde soğan tüketiminin yanı sıra; soğanın başka kullanım yöntemleri ile de birçok rahatsızlığınıza şifa bulabilirsiniz.

Ayağınızın altına soğan dilimi koyduğunuzda;

Ayak sinir uçlarımızda 7 bin tane sinir ucu olduğundan soğan dilimlerini romatizmal ağrıların olduğu yere ya da ayağınızın içine yerleştirip bir streç yada çorapla sarıp uyuduğunuzda hem vücudunuzun dinlendiğini hemde ağrılarınızın geçtiğini göreceksiniz.

Sarımsak yedikten sonra vücudunuzda neler gerçekleşiyor?



Sarımsak yemenizin üzerinden 24 saat geçmeden sarımsak vücudunuzda harika bir takviye sağlamış oluyorsunuz.

Soğan, taze soğan ve pırasa gibi sarımsak da allium familyasına aittir. Eski çağlardan beri sarımsak tıbbi alanlarda kullanılmıştır. Sarımsağın içinde bulunan ve sarımsağa kokusunu veren allicin isimli maddenin sağlığımız üzerindeki etkileri saymakla bitmiyor.

Yapılan araştırmalarda sıkça sarımsak yiyenlerin soğuk algınlığına yakalanma riskinin %70 daha az olduğu görüldü.

Sarımsak ayrıca tansiyonu dengeler ve içerisinde bulunan yüksek orandaki antioksidanlar sayesinde Alzheimer ve demans riskini azaltır.

Günde 6 diş kavrulmuş sarımsak yediğinizde ise vücudunuza inanılmaz bir takviye sağlamış oluyorsunuz. Bakın kavrulmuş sarımsak yedikten sonra vücudunuzda neler gerçekleşiyor:

1. saat: Vücudunuz sarımsağı sindirir ve içindeki besleyici maddeleri emer.

Lokum Bizimdir Bizim Kalacak!

Daha önce baklavayı Rum tatlısı olarak AB'ye götüren Kuzey Kıbrıs Rumları, şimdi de dansözlerimizin bile yurt dışında "Turkish Delight" adıyla piyasa yaptığı geleneksel bir tatlımız olan lokumu "Kıbrıs Lokumu" adıyla tescil ettirmiş. Bu şu demek oluyor, bundan sonra Avrupa Birliği ülkelerine ihraç edilecek lokumlarımız için Kıbrıs Rumlarından izin alınmak zorundayız.

Lokumdu, baklavaydı falandı filandı derken her şey bizim mantığıyla yaşayan Yunanlı'lardan pek yakında "bağlama bizim çalgımız", "Kız Kulesi'ni biz yaptık", "Atatürk de bizdendi", "Fatih 7. kuşaktan dedemiz olur" çıkışlarını yapmalarını da bekliyorum.

Türk lokumu İngiliz gazetesinde

İngiltere’de yayımlanan The Independent gazetesi, 5 Aralık tarihli sayısının manşetinde Türk lokumunun yıldızının parlayışına yer verdi.

İngiltere’de yayımlanan The Independent gazetesi, 5 Aralık tarihli sayısının manşetinde Türk lokumunun yıldızının parlayışına yer verdi.

Türk lokumunun tarihini anlatırken, 300 yıl öncesine dönen gazete, Sultan Hamid’in, 4 eşi ve haremindeki yüzlerce cariyesini Topkapı Sarayı’nın büyük kapılarının ardında mutlu bir hayata kavuşturabilmek için tatlı bir formülün geliştirilmesi emrini verdiğini kaydetti.

The Independent gazetesi, bugün Türk lokumu adıyla bilinen ve her geçen gün bütün dünyada daha çok tüketilen tatlının böylece ortaya çıktığını, Noel döneminde İngiltere’de gösterime girecek CS Lewis’in “The Cronicles of Narnia” ile lokumun namının da artmasının beklendiğini belirtti.

Balık yağı mı Omega-3 mü?

Omega-3 yağlarının bazı balıklarda yüksek oranda bulunması, balığa ve balık yağına ilgiyi artırdı.

Çocukluğumuzda ağır kokusu nedeniyle zorla içtiğimiz balık yağı, Omega-3 yağ asitlerinin kalp ve beyin sağlığını koruduğu anlaşılınca neredeyse bir ilaç kadar popüler hale geldi!

Omega-3 yağları balıkta da, balık yağında da var. Hatta isterseniz bu yağları EPA + DHA karışımı Omega-3 kapsülleriyle doğrudan kazanmanız bile mümkün. Bize sorarsanız en doğru yol balığın kendini yemek gibi görünüyor. En iyisi balık yemek! Eğer Omega-3 yağlarını doğrudan balık yiyerek kazanırsanız, biyolojik yararları daha fazla oluyor. Bizde uskumru, lüfer, hamsi hatta soğuk sularda yetişen alabalıklar iyi birer Omega-3 kaynağı gibi görünüyor.