Saglikli Beslenme

Doğum Sonrası Diyet

Yeni anne eski kilosuna nasıl dönebilir?

Dr. Mustafa Karataş yeni anneler için en güzel sporun vücuttaki ödemi atmayı sağlayacak kısa süreli yürüyüşler olduğunu söylüyor. Doğumdan sonra sağlıklı ve hızlı kilo verebilmenin yolları ise şöyle:

Bol sebze ve meyve, özellikle havuç, siyah üzüm hem vücudu dirileştiriyor, hem de sütü artırıyor. Kısa süreli yürüyüşler doğum sonrası ödemi azaltıyor. Yeni annelere normal doğumda 1. ay, sezaryende 3. aydan önce spor yapmamaları tavsiye ediliyor.



DOĞUM SONRASI NASIL SAĞLIKLI ZAYIFLANIR?

Kanserden Korunma Diyeti

Diyetin ve beslenmenin kanserin gelişiminde oynadığı rolü değerlendirmek ve açıklığa kavuşturmak için birçok araştırma yapılıyor. Hiçbir dolaysız neden-sonuç ilişkisi kanıtlanmadıysa da, istatistikler bazı gıdaların bazı kanser tiplerinin riskini arttırabildiğini ya da azaltabildiğini göstermektedir.

Amerikan Kanser Derneği ve Ulusal Kanser Enstitüsü, insanlarda bazı kanser türlerinin gelişme riskinin azaltılmasına yardımcı olmak için diyet kuralları hazırladı. Genel olarak sağlıklı bir diyet için genel tavsiyeler içermektedirler:

-Normal bir vücut ağırlığını koruyun. Başta prostat, pankreas, göğüs, yumurtalık, kalınbağırsak, safra kesesi ve rahim kanseri gelmek üzere, insanlarda bazı kanserlerden ölme oranı şişmanlıkla bağlantılıdır.

Ekmeksiz yapamam diyenlere müjde!

Halk arasında şişmanlattığı söylenen ve rejim yapılırken ilk olarak azaltılan ekmek, diyetisyenler tarafından yenmesi gerektiği söyleniyor.

Çorum Devlet Hastanesi Diyetisyen Hekim Serpil Ovalı, ekmeğin tek başına kilo yapmadığını belirterek, "Ekmek mutlaka tüketilmeli, ancak dengeli beslenilmelidir. Ekmek kan şekerini dengeler" diye konuştu.

Zayıflama diyetlerinde ekmek yerine yağlı ve aşırı şekerli gıdalardan uzak durulması gerektiğini anlatan Diyetisyen Serpil Ovalı, "Ekmek besin grubu 3. gruptur ve tahılların içerisinde yer alır. Buğday, bulgur, çavdar, pirinç mısır ve makarna bu gurup içerisindedir. Bu besin grubunun protein kalitesi düşüktür. Diğer besinlerle birlikte et, süt, yumurta gibi ürünlerle yenmesi halinde kilo alınmasına sebep olur. Ekmekte yağ oranı düşüktür. Ekmek yerken mutlaka buğdaydan yapılmış ekmek tavsiye edilir." diye konuştu.

Halk arasında ekmeğin şişmanlık yaptığı belirtilirken bu fikrin doğru olmadığını ifade eden Serpil Ovalı, "Başta da söylediğim gibi ekmek tak başına kilo yapmaz, Toplum olarak çok fazla meyve ve sebze yemediğimiz için gerekli vitamin ekmekte alınabilir. Bu yüzden şişmanlamayalım diye ekmek yememezlik yapılmaması gerekir. Ekmekte dengeli ve oranlı yenmesi gerekir." diye konuştu.

Kuru fasulyenin faydaları

Kötü kolesterolü düşürüyor, mide ve bağırsakları tedavi ediyor... Bugüne kadar sağlıklı ve zinde bir yaşamın doğru beslenmeden geçtiğini vurgulayan uzmanlar, bu konuda hep lifli gıdaların vazgeçilmezliğinden bahsetti.



Genellikle espri konusu yapılsa da çözünebilen lifli yiyeceklerin başında gelen 'kuru fasulyenin faydalarına' ise Amerikalı diyetisyenlerden destek geldi. İlaç Enstitüsü ve Amerikan Diyetetik Birliği (ADA), her gün yeterli miktarda lifli yiyecek tüketmenin vücudu birçok hastalıktan koruduğunu açıkladı. Uzmanlar, kuru fasulye gibi baklagillerden zengin beslenmenin yararlarını şu altı maddede özetledi:



1. Kalp hastalıklarına karşı korur. Günlük 12-33 gram lif alımının kan basıncını düşürdüğü gözleniyor. Ayrıca, lifli gıdanın kalp krizi ölümlerini yüzde 27 azalttığı biliniyor.



2. Diyabeti kontrol altında tutmaya yardım eder. Kan şekerinde daha yavaş artışa geçmesini sağlar.


3. Mide, ince ve kalın bağırsağı tedavi eder. Lifler kalın bağırsakta mayalanır ve kalsiyum gibi önemli minerallerin emilimine yardımcı olur.



4. Meyve, sebze, arpa, yulaf ve kuru baklagil gibi çözünebilir lifler, kandaki kötü kolesterolü düşürür.


5. Buğday ekmeği, kahverengi pirinç gibi tohumlu, taneli çözünemeyen lifler mide, ince ve kalın bağırsakların çalışmasını güçlendirir.

Lifli Gıdaların Şaşırtan Faydaları

İlaç Enstitüsü tarafından yapılan en son açıklama ve Amerikan Diyetetik Birliği (ADA) tarafından tanımlanan yazılı görüşe göre, diyet yemeği olan lifler, insanın ince bağırsağında sindirilmeyen ve emilemeyen karbonhidrat bileşenlerini içeriyor. Bunların vücudumuzu birçok hastalığa karşı koruduğu belirtiliyor.


Lifler diyetimizde neden bu kadar önemli? İşte bunun nedenleri:

1. Yeterli lifli gıda alımı kalp hastalıklarına karşı koruyor. Araştırmalar, günlük 12-33 gram lif alımının kan basıncını düşürdüğünü, kandaki kolesterol düzeyini iyileştirdiğini ve kardiyovasküler hastalıklarla ilişkilendirilen iltihabı azatlığını gösteriyor. Ayrıca, yapılan birçok araştırmada, diyete eklenen 10 gr lifli gıdanın kalp krizi ölümlerini yüzde 27 oranında azalttığı bulundu.

2. Çözünebilir lifler, kandaki kötü kolesterolü düşürüyor. Çözünebilir lif içeren yiyecekler arasında elma, arpa, yulaf, fasulye ve diğer kuru baklagiller, meyve ve sebzeler yer alıyor. Diğer çözünebilir lif kaynakları ise psilyum (pire otu), guar gum, pancar lifi, xanthan gum ve pektin.

3. Çözünemeyen lifler mide, ince bağırsaklar ve kalın bağırsakların çalışmasını güçlendiriyor. Buğday ekmeği, kahverengi pirinç gibi tohumlu, taneli yiyeceklerin tümü çözünemeyen lif kaynağıdır. Bazı yiyecekler doğal müshil maddesi içeriyor. Bunlar: kabak, bal, rubarb (Antrakinont türevi glikozid içeren bitki), incir, kuru erik, ahududu, çilek, elma kompostosu.

Nezle, grip ve soğuk algınlığına karşı tam koruma

Uzmanlar kivinin A ve C vitamini deposu olduğunu ve özellikle kış hastalıklarından koruduğunu açıkladı.

Uzmanlar, A ve C vitaminleri ile, kalsiyum, demir ve magnezyum açısından çok zengin olan kivinin, kanser, nezle, grip, soğuk algınlığı, kolesterol, tansiyon gibi hastalıklara iyi geldiğini bildirdi. Uzmanlar, besleyici değeri yüksek bir besin olan kivinin bir tanesinin günlük A ve C vitamini ihtiyacını karşıladığını söyledi. Lif açısından zengin bir besin olan kivinin bağırsakları çalıştırarak sindirimi kolaylaştırdığını ve kabızlığı önlediğini bildiren uzmanlar, "Kivi vücut direncini ve bağışıklık sistemini güçlendirir.

NEZLEYE İYİ GELİYOR

Nezle, grip ve soğuk algınlığına iyi gelir. Nefes açıcı etkisi vardır ve astımlıları rahatlatır. Başta göğüs kanseri olmak üzere kanser oluşumuna ve kanserin ilerlemesine karşı koruyucudur. Kan basıncını dengeleyerek, tansiyonu ve kandaki kolesterol oranını düşürür. Karaciğeri çalıştırır, kanı temizler, kansızlığa, mide rahatsızlıklarına iyi gelir. Yaşlanmanın ciltteki belirtilerini azaltarak, yıpranmış ve kuru ciltleri nemlendirir" dediler.

İşte Her derde deva bitki; Pikan Cevizi

Batı Akdeniz Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü (BATEM) Müdürü Suat Yılmaz, ana vatanı Orta Amerika olan Pikan cevizi fidanının Türkiye'de sadece BATEM bünyesinde yetiştirildiğini ve diğer bölgelere gönderildiğini belirterek, bu cevizin, bir çok kalp damar hastalıkları ve kolesterol kontrolünde çok faydalı olduğunu bildirdi.



BATEM Müdürü Suat Yılmaz, düzenlediği basın toplantısında, Pikan cevizi ve çeşitlerini tanıttı. Pikan cevizinin Türkiye'de yaygın olmadığını, fidanının sadece BATEM bünyesinde yetiştirildiğini kaydeden Yılmaz, Pikan cevizinin ana vatanının Orta Amerika olduğunu söyledi. Bu cevizin sıfırın altında 6 dereceye kadar dayanıklılık gösterdiğini vurgulayan Yılmaz, Pikan cevizinin dünya üzerindeki üretiminin yaklaşık 250 bin ton civarında olduğunu, yeni bir ceviz olması nedeniyle Türkiye'deki üretimi konusunda henüz bir bilgiye sahip olmadıklarını belirtti.



Pikan cevizi konusunda Türkiye'de ilk çalışmaların 1950'li yıllarda başladığını, ilk ciddi çalışmaların ise 1970'li yıllarda yapıldığını anlatan Yılmaz, ''Uzun yıllar yapılan çalışmalar sonucunda şu an en az beş çeşidin Türkiye'ye uyum sağlayabileceğini tespit ettik'' dedi.

Enginarın Yararları

Yumru şeklinde çiçekleri olan ve 2 metreye kadar uzayabilen bir bitki olan Enginar, A ve C vitaminleri ile kalsiyum, potasyum, demir, manganez ve fosfor mineralleri açısından zengindir.

Enginar karaciğer için çok faydalıdır; karaciğeri korur ve karaciğer hastalıklarının daha çabuk iyileşmesini sağlar. Karaciğer, böbrek ve bağırsakların düzenli çalışmasına yardımcı olur ve böbrek kumlarını döker. Sindirimi kolaylaştırır. İdrar söktürücüdür. Kandaki şeker oranını ayarlar, kolesterolü düşürür. Vücuda dinçlik verir. Bedeni ve zihinsel yorgunluğu giderir. Meme, rahim ağzı ve prostat kanserini önlemeye yardımcı olur. Enginar kalbi ve damar sağlığını korumakta da etkilidir. Hücrelerin yıpranmasını engelleyerek yaşlanmanın etkilerini azaltır. Sarılıkta faydalıdır. Romatizma şikâyetlerini azaltır. İshali keser. Ter kokusunu giderir. Ateş düşürücü ve iştah açıcıdır.

Domatesin Yararları

Domatesin içinde bulunan A ve C vitaminleri, folik asit, potasyum, gıda lifi ve koruyucu antioksidanların faydaları tartışılamaz.

Bol ve çeşitli vitaminleri, mineralleri ve faydalı organik asitleri ile tıbbi değeri çok yüksek bir sebze olan domatesin, vücuda kükürt, fosfor ve organik sodyum verdiğini vurgulayan uzmanlar, bir domatesteki C vitamininin, tavsiye edilen günlük miktarın yüzde 50'sinden fazla olduğunu bildiriyor.

Uzmanlar, domatesin damarları yumuşattığını, kanı durulttuğunu, üre miktarını düşürdüğünü, vücudu gençleştirdiğini belirterek, kalp, karaciğer, böbrek bozuklukları ve şekerliler için çok faydalı olduğunu ifade ediyor.

Brüksel Lahanasının Yararları

Brüksel lahanası (Brassica oleracea Gemmifera) Brassicaceae (turpgillerden), küçük yumru şeklinde ve kalınca kat kat yaprakları olan bir sebze türü.

Brokoli gibi kansere yakalanma riskini büyük ölçüde azaltan bir başka kış sebzesini veren Brüksel lahanası, Turpgiller'dendir. Anayurdu bilinmeyen bitki, ABD ve Avrupa'da yaygın şekilde yetiştirilmektedir. Türkiye'de de tarımı başlamış olup sebze, halk arasında yavaş yavaş tanınmaktadır.

Brüksel lahanası denilen başçıklar iki boyutta görünür. Minik olanları, koyu renkli ve hoş kokuludur. Başçık irileştikçe rengi açılır ve kokusu keskinleşir. Brüksel lahanası, çorbası yapılarak, 2-3 dakika haşlanıp et yemeklerinin yanına garnitür olarak konularak yenilir. Minik olanları dondurulup sonra tüketilmeye daha uygundur.

BESİN DEĞERLERİ

Brokolinin Yararları

Brokolinin faydalı olduğu alanlar bir hayli geniş. Meme, prostat, bağırsak, akciğer ve idrar kesesi kanserlerine ve kalp dolaşım hastalıklarına karşı güçlü bir koruyucu olduğu bilinen brokolinin içindeki bazı maddeler, Amerika da zenginleştirilerek ilaç maddesi haline getirildi. Bugün bu ilaçlar kanser tedavisinde de kullanılıyor. Ayrıca brokoli, içindeki bitkisel hormonlar (indol ve indol türevleri) sayesinde vücudumuzdaki hormon dengesini ayarlayıcı bir özelliğe de sahip. Yine Amerika da bazı klinikler, menopoz donemdeki kadınlarda östrojen hormonunun düzenli çalışması için brokolideki bitkisel hormonlardan yararlanıyorlar. Brokoli, aynı zamanda bir antioksidan. Yani hücre zarlarına ve hücre DNA sına zarar veren serbest radikalleri zararsız hale getiriyor.

Bezelyenin Yararları

Protein, lif ve nişasta açısından zengin bir besindir. Bezelye A, C ve B grubu vitaminlerinin yanı sıra demir, fosfor ve potasyum gibi mineralleri de içinde barındıran besleyici bir sebzedir. Kuru bezelye protein ve nişasta açısından taze bezelyeden daha zengindir. Bununla birlikte, taze bezelyeyi sindirmek daha kolaydır.

Bezelye vücuda enerji verir ve vücudu kuvvetlendirir. Kasların gelişmesine ve yenilenmesine yardım eder. Kansızlığa iyi gelir. Kan Kanserine karşı koruyucudur. Karaciğerin çalışmasını düzene sokar. Özellikle taze bezelye bağırsakları çalıştırarak kabızlığı giderir.

Kansızlığı gideren ve pekliği geçiren taze bezelyenin, kan kanserine karşı koruyucu etkisi olduğunu ifade eden uzmanlar, gıda değeri ve insana zarar vermeme bakımından fasulyeden daha üstün olduğunu savunuyor.

Bamyanın Yararları

Daha çok ılıman iklimlerde yetişen Bamya, meyvesi yuvarlak, oval ve yeşil; yaprakları asma yaprağı şeklinde Ebegümecigiller familyasından; yaprakları asma yaprağına benzeyen, meyvesi beş bölmeli, tohumları yuvarlak ve yeşilimtrak gri renkte, sebze olarak yenen bir bitkidir. Amasya, Balıkesir bamyası gibi çeşitleri vardır. içinde Avitamini B1,B2 ve C vitamini vardır.Magnezyun ve demir bakımındanda oldukca zengin bir bitkidir.

Bamyanın Faydaları :

Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayarak sindirim sistemine yardımcı olur. Lif oranı yüksek bir besin olan Bamya, idrar söktürücüdür ve kabızlığı gidermekte faydalıdır. Mineraller açısından da zengin bir sebze olan Bamya, halsizliğe iyi gelir.

-Kabızlığı giderir
-Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar.
-Sindirime faydalıdır
-Kanı temizliyor.
-İdrar söktürücüdür.
-Halsizliğede çok iyi gelir.

Bamya, iyice olgunlaşıp kartlaşmadan taze olarak toplanmalı ve tüketilmelidir. Yaş ya da kuru olarak tüketilebilir. Bamyanın çiçeği de faydalıdır. Çiçekleri ezilip kaynatılarak suyu içilirse göğsü rahatlatır ve yumuşatır.

Mineraller, Görevleri ve Faydaları

Vücudun kendi kendine oluşturamadığı inorganik maddeler olan mineraller, vitaminler ile birlikte çalışarak vücutça en fazla ihtiyaç duyulan bölgelere etkin bir şekilde ulaşmalarını sağlarlar. Dolayısıyla insan vücudunun en az vitaminler kadar minerallere de ihtiyacı vardır.

Kan basıncında, kalp ritminde, kas fonksiyonlarında, vücuttaki sıvı dengesinin devamlılığında, üremede oldukça önemli rol oynayan mineraller ayrıca kan oluşumunu ve sağlıklı sinir fonksiyonları gelişimini de kontrol ederler.

Özellikle büyüme ve gelişme çağındaki çocuklarda mineral eksiklikleri oldukça büyük sorunlara neden olabilmektedir:

Çinko: İnsan organizmasının büyüme ve farklılaşma gibi pek çok biyolojik sürecine katkı sağlayan çinkonun eksikliğinde çocuklarda bağışıklık sistemi yeterli derecede etkin olamadığı için multisistem hastalıkları görülebilir. Büyüme ve gelişme geriliği oluşabilir. Ayrıca ergenlik çağında cinsel olgunluğa erişememe, enfeksiyonlara dayanıksızlık, iştahsızlık ve kilo alamama, öğrenme ve dikkat eksikliği, tat alma duyusunda bozukluk, akne, dermatit, saçlarda incelme ve dökülme gibi cilt sorunları yaşanabilir.

Vitaminler ve Faydaları

A vitamini eksikliği: Kilo alamama, boyun uzamaması, gözyaşının yetersiz salgılanması, gözün parlaklığını yitirerek kuruması, gece görememe ve derinin kuruyarak pullanması A vitamini eksikliğinin yarattığı bazı şikayetlerdendir.

B1 vitamini eksikliği: Büyüme döneminde özellikle sinir sisteminin gelişmesi ve metabolizma için B1 vitaminine ihtiyaç duyulmaktadır. Eksikliğinde kusma, iştahsızlık, huzursuzluk, nefes almada zorluk, kalp çarpıntısı, morarma, kalp yetmezliği, merkezi sinir sistemi bozuklukları, ses kaybı, görme bozuklukları ile beriberi hastalığı yaşanabilir.

B2 vitamini eksikliği: Tek başına bu vitaminin eksiklik belirtilerinin görülmesi nadirdir, genellikle diğer vitaminlerin de eksikliği ile birlikte ortaya çıkar. B2 vitamini eksikliği çocuklarda büyümenin yavaşlaması, kilo kaybı, canlılıkta azalma ve sindirim sorunları gibi durumları da beraberinde getirir.

B3 vitamini eksikliği: Kolay yorulma, sinirlenme, iştahsızlık, hazımsızlık, bulantı, kusma ve ishal, dilde yanma hissi, kızarma, diş eti hassasiyeti, ağız kokusu, deride ışığa karşı hassasiyet, cildin sertleşmesi, huzursuzluk, uykusuzluk, baş ağrısı ile başlayan, ellerde titreme, artan endişe, korku, kaygı duyguları ile devam edip psikoz tablosuna kadar giden sinir sistemi şikayetleri ortaya çıkar.