Beslenme

Sağlıklı süt için!

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Serhat Ünal, Türkiye’de tüketilen sütün yüzde 50’sinin sokakta satılan açık süt olduğunu belirterek, "Açık sütün tüketilmesi mikrobiyolojik açıdan ve sütün besin değeri açısından uygun değil" dedi.

Prof. Dr. Ünal, Milli Eğitim Bakanlığı Çıraklık ve Yaygın Genel Müdürlüğü ve Tetra Pak işbirliğiyle, Sakarya Gençlik Merkezi’nde düzenlenen "Sağlıklı Süte Çağrı" seminerinde, yaptığı konuşmada, sütün insanlar için çok besleyici olduğunu belirtti.

Sütte mikrobun çok çabuk üreyebildiğini ifade eden Prof. Dr. Ünal, "Süt iyi bir besin ama o kadar da kolay mikroplanabilen ve mikropların üremesine yardımcı olan bir besin. (Çocuğuma süt içireyim biraz büyüsün) diye düşünürken, bakarsın çocuk hastanede yatıyor. Böyle olmaması için tedbir alınmalı" diye konuştu.

Yumurta sizi daha zeki yapabilir mi?

Yumurta gibi, selenyum açısından zengin gıdalar, hafızayı keskin tutarak, beynin daha hızlı çalışmasını sağlıyor...

Çin’in kırsal kesimlerinde yapılan bir araştırmada, günlük 55 mikrogram ( yaklaşık olarak 0.000001 gram) tüketen kişiler üzerinde yapılan bir testte, kendilerinden 10 yaş daha küçüklerin beyin ve algı hızları ile aynı değerlere sahip oldukları ortaya konumuş.

Antioksidan kaynağı sebze-meyveler

Uludağ Üniversitesi (UÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Vedat Şeniz, taze sebze ve meyvelerde bulunan antioksidanların sağlık açısından büyük önem taşıdığını söyledi.

Vücut oksijen kullanırken ortaya çıkan atık maddelerin “serbest radikaller” olarak adlandırıldığını ifade eden Prof. Dr. Vedat Şeniz, “serbest radikaller yüksek düzeyde tahrip edici etkiye sahiptirler. Çünkü temas ettikleri moleküllerin yapısını bozarlar. Başka bir ifadeyle bunlar dokuları paslandırırlar” dedi.

Beslenme hataları kansere davetiye çıkarıyor

Ege Üniversitesi (EÜ) İzmir Atatürk Sağlık Yüksekokulu tarafından düzenlenen Uluslararası Gıda, Beslenme ve Kanser Sempozyumu’nda “Kanserli hastaların hastalık öncesi beslenme durumlarının değerlendirilmesi” konulu çalışmanın sonuçlarını açıklayan Doç. Dr. Kızıltan, söz konusu çalışmanın yeni tanı konulmuş 82 kanser hastası üzerinde gerçekleştirildiğini belirtti.

Çalışmaya konu olan kanserli hastalardan kadınların yüzde 50’sinin, erkeklerin ise yüzde 25’inin hafif şişman ve şişman olduklarının saptandığını ifade eden Doç. Dr. Kızıltan, şunları kaydetti:

Makarna şişmanlatmıyor!

Türkiye Makarna Sanayicileri Derneği Genel Sekreteri Ergin Erzurumlu, yaptığı açıklamada, makarnanın, vitamin ve mineraller bakımından çok zengin ve yararlı bir besin kaynağı olduğunu söyledi.

Makarnanın A, B1, B2 vitaminleri ile demir, kalsiyum, fosfor, potasyum ve protein yönünden de çok zengin bir gıda olduğunu belirten Erzurumlu, makarnadaki yağ ve sodyum oranının da çok düşük olduğunu ve kolesterol riskinin bulunmadığını vurguladı.

Beslenme Piramidi

10 yıl önceki beslenme programı ABD’lileri şişmanlatınca, sağlıklı beslenme piramidi de değişti. Amerikan Newsweek dergisi, sağlıklı yeni diyeti son sayısında kapak yaptı.

1992’de hükümet, Amerikan halkını yağ tüketimi konusunda uyardı. Ancak bu uyarı karbonhidratların zararsız olduğu şeklinde yorumlandı. Hazırlanan yeni beslenme piramidinde, kırmızı et ve beyaz undan uzaklaşılması, bitkisel yağlara ağırlık verilmesi önerildi.

Beslenme Nedir?

İnsanın büyümesi ve gelişmesi (anne karnında ve daha sonra) sağlıklı üretken olarak yaşamını sürdürmesi için gerekli olan besinlerin alınmasıdır. Sağlıklı büyüme ve gelişme ve özellikle zeka gelişimi için yeterli ve dengeli beslenme şarttır.Beslenme dokuların yenilenmesini ve bağışıklık sisteminin sağlıklı olarak çalışmasını sağlar.Yetersiz ve dengesiz beslenme vücut direncini azalttığında hastalıklara yakalanma olasılığı artmakta ve hastalıklar ağır seyretmektedir. İş yaşamında verimlilik ve üretkenlikte önemli rol oynar.

Yeterli ve dengeli beslenme nedir?

Çocukluk çağı şişmanlığı

Çocukluk çağı şişmanlığı; vücutta aşırı yağ depolanması ile ortaya çıkan, fiziksel ve ruhsal sorunlara neden olan enerji metabolizması bozukluğudur.

ÇOCUKLUK ÇAĞI ŞİŞMANLIĞININ GÖRÜLME SIKLIĞI NEDİR?

William H. Dietz ve arkadaşlarının 2004 yılında yaptığı çok kapsamlı bir çalışmada 10 yaşında kız ve erkek çocukların şişmanlık sıklıkları değerlendirildiğinde İtalya’da % 29, Japonya’da % 28, Singapur’da % 26, Almanya’da % 23, Macaristan’da % 21, Hong Kong’da % 20, İngiltere’de % 10 sıklıkta görüldüğü belirlenmiştir. Ergenlik döneminde ise 15 yaş kız ve erkeklere bakıldığında Tayvan’da % 31, İtalya’da % 23, Japonya’da % 20, Hollanda’da % 6 sıklıkta şişmanlık görülmektedir.

Amerika Birleşik Devletlerinde 1963 yılında 6–17 yaş arası çocuklarda şişmanlık görülme sıklığı % 4 iken, 1994’de % 10, 2002 yılı verilerinde her 5 çocuktan en az ikisi şişman olarak bildirilmektedir.

Beslenme İle Kanserden Korunma

Diyetin ve beslenmenin kanserin gelişiminde oynadığı rolü değerlendirmek ve açıklığa kavuşturmak için birçok araştırma yapılıyor. Hiçbir dolaysız neden-sonuç ilişkisi kanıtlanmadıysa da, istatistikler bazı gıdaların bazı kanser tiplerinin riskini arttırabildiğini ya da azaltabildiğini göstermektedir. Amerikan Kanser Derneği ve Ulusal Kanser Enstitüsü, insanlarda bazı kanser türlerinin gelişme riskinin azaltılmasına yardımcı olmak için diyet kuralları hazırladı. Genel olarak sağlıklı bir diyet için genel tavsiyeler içermektedirler:

Normal bir vücut ağırlığını koruyun. Başta prostat, pankreas, göğüs, yumurtalık, kalınbağırsak, safra kesesi ve rahim kanseri gelmek üzere, insanlarda bazı kanserlerden ölme oranı şişmanlıkla bağlantılıdır.

Besin Grupları

Süt ve Süt ürünleri

Süt grubu her türden süt ürünlerinden oluşur. Süt, her tür peynir, yoğurt, dondurma gibi süt ürünleri, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral sağlarlar. Tereyağ dışındaki süt ürünleri kemiklerin büyümesi ve bakımı için önemli bir besleyici olan kalsiyumun olağanüstü kaynaklarıdırlar. Sütte çeşitli oranlarda tam yağlı (%2), kaymağı alınmış ya da kısmen yağı alınmış ( %1) D vitamini vardır, ortalama yetişkin, günde iki bardağa ihtiyaç duyar, süt aynı zamanda temel kalsiyum kaynaklarından biridir. Kadınlar, özellikle hamile ve emziren kadınlar ve büyümekte olan çocuklar günde iki bardaktan fazlasına ihtiyaç duyarlar. Margarin, A Vitaminiyle kuvvetlendirilmiştir.

Dengeli Beslen Güzel Yaşa

Uzun süre beslenmelerine dikkat etmeyenler iki ay sıkı rejimler uygulayarak gençlik dönemlerindeki vücutlarına sahip olacaklarını zannediyorlarsa yanılıyorlar. Arzu edilen vücuda ve sağlığa kavuşmak isteniyorsa beslenme alışkanlıklarının yanında egzersizi ihmal etmemeleri gereklidir. Herkes şu soruyu kendine sormaktadır: Hayat boyu diyet yapabilir miyim? Hiç kimse hayat boyu diyet yapamaz ama doğru beslenme alışkanlığıyla sağlıklı yaşama kavuşulabilir. Vücudunuzdaki fazla yağı atmak için egzersizle beraber sağlığınız ön planda olarak, hazırlanacak beslenme programını takip ederek istediğiniz sonucu alabilirsiniz. Bu aşamadan sonra daha rahat ama bilinçli beslenme ve egzersiz programına devam edebilirsiniz. Doğru beslenme aşağıdaki maddeleri uygulamakla mümkün olabilir:

Bağışıklık Sistemi ve Beslenme

Vücudumuzun içinde bağışıklık sistemi adı verilen şaşırtıcı ve bir o kadar da ilginç savunma mekanizması vardır. Bağışıklık sistemi insanoğlunu "mikrop" diye tanımlanan, enfeksiyona yol açabilen virus, bakteri, mantar ve parazit gibi mikrororganizmaların zarar verici etkilerine karşı korur.

İnsan vücudu çevresinde bulunan çok sayıdaki mikrobun saldırısına uğrar ve bu organizmalar vücudumuza girebilmek için uğraş verir. Sağlıklı bir vücut; karşılaştığı hastalık etkenleriyle ve yabancı maddelerle çoğunlukla "çaktırmadan" başeder. Mikroplarla başedemediğimiz durumlarda da "hasta" oluruz.

Alzheimer Hastalığı ve Beslenmenin Önemi

Alzheimer hastalığı yaşamın orta ve ileri evrelerinde ortaya çıkar, 60 yaş üstünde görülme sıklığı yüzde 30'a çıkar. Alzheimer'ın nedeni tam olarak bilinmemekle beraber, kalıtsal faktörler, düşük sosyokültürel düzey, kafa travması gibi nedenler üzerinde durulmakta, östrojen hormonu ve nonsteroid grubu ilaçlar kullanmanın önleyici etkilerinin bulunduğuna dair kanıtlar bulunmaktadır. Yapılan bazı araştırmalara göre hücreler arası ilişkiyi sağlayan "Asetilkolin" adlı maddenin azalmasının etken olduğu belirtilmiştir. Hastalıkta beynin büyüklüğü ve ağırlığında azalma, hipotalamus ve serebral kortekste dinir kaybı görülür.

Hastalığın oluşumunda metallerin de etkisinin bulunduğu bilinmektedir. Hastaların beyninde demir düzeyinin arttığı, aluminyum konsantrasyonunun arttığı,hastalıklı bölgelerde ise bakır düzeyinin düştüğü bulunmuştur.

Adölesan Dönemde Beslenme

Beslenme, vücudun çalışması için gerekli olan besin öğelerinin, besinlerle vücuda alınması, sindirimi, emilimi ve metabolizmasıdır. Adölesan çağının en önemli özelliği olan hızlı büyüme ve gelişme olayı, çocukların besin gereksinimlerinin hayatları boyunca ulaşacağı en yüksek düzeye çıkmasına neden olur. Günlük enerji ve besin öğesi gereksinimlerinin düzenli öğünler şeklinde ve her öğünde uygun besin örüntüsü ile sağlanması önemlidir.

Bu çağda, hızlı büyüme ve gelişme nedeniyle çocukların enerji, protein, vitamin ve mineral gereksinimleri yetişkinlere oranla daha fazladır. Bu nedenle, bu geçiş döneminde gencin yaşam şekli, bilgisizlik nedeniyle kazanılan yanlış beslenme alışkanlıkları gerek kısa sürede gerekse daha ileriki yıllarda ortaya çıkabilecek çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilmektedir. Yetersiz ve dengesiz beslenme büyümeyi yavaşlatır, bazı beslenme bozukluğu hastalıklarına neden olur, bulaşıcı hastalıklara karşı direnci düşürür.

Dengeli Beslenme Önerileri

Tüm yiyecek ve içecekler hiçbir şekilde vücudumuz için gerekli bütün maddeleri içermemektedir. Bu nedenle yiyecekleri gruplandırmak ve ona göre hareket etmek gerekir. Yiyecek ve içecekler şu gruplardan oluşmaktadır: Et, süt, ekmek ve tahıl, meyve ve sebze, şeker ve yağ grubu. Bu saydığımız tüm gruplar, insan organizması için gerekli olup, bunların dengeli olarak alınması çok önemlidir. Bu yiyeceklerden herhangi birinin daha çok veya daha az alınması, ilerde sağlık ve estetik sorununa sebebiyet vermektedir.

Birçok diyet programına göre, gelişi güzel yapılan kilo verme gayretleri neticesinde genellikle istenen sonuç alınamamaktadır.