Beslenme

Gebelik ve Beslenme

Ailenizi genişletmeye karar verdiniz, hamile kalmayı düşünüyorsunuz. İşte size hem diğer aile fertlerinin hem de sizin için beslenmenin püf noktalarını içeren bir rehber:

Besin Çeşitliliğine dikkat edin: Yiyeceklerinizin çeşitlendirilmesi, beslenmeden elde edeceğiniz faydanın maksimuma çıkarılabilmesi için gereklidir. Hem ana grup gıdalar arasında, hem de gruplar içinde değişik yiyecekler yemeye gayret gösterin.

Besin Piramidi size yiyecekler arasında yapacağınız değişikliklerde faydalı olabilmek amacı ile geliştirilmiştir. Buradaki yiyecek değişim tablolarının da yardımı ile beslenmenizi çeşitlendirin.

Kadın, Erkek ve Çocukta Sağlıklı Beslenme

Her konu hepimizi ilgilendirmez ama yemek kesinlikle herkesi ilgilendiren bir konudur. Hayatın başlıca zevklerinden biridir ve aynı zamanda hayat veren bir temeldir. Vücudumuzdaki gıdalar sürekli yenilenmese, ölürdük. Yiyecek o kadar önemlidir ki, çok eski zamanlardan beri her toplumda ritüellerin temelini oluşturmuştur.

Birbirimizi değerlendirdiğimiz temellerin çoğu görünüşümüze dayanır ve bu dolaylı da olsa yiyecekle bağlantılıdır. Bir toplumun başarısı geleneksel olarak yiyeceklerinin bolluğu ve kalitesiyle -ya da kalite eksikliğiyle- ölçülmüştür.

Amerikan toplumu geliştikçe, zengin ve çeşitli yiyeceklere sahip olmak gibi ulusal bir amaç edindi. Dünyadaki herkesi besleyebilmeyi ulusal bir gurur haline getirdi.

Kolesterol Yüksekliği

Türk Kardiyoloji Derneği'nin yaptığı araştırmalara göre ülkemizde 9 milyon kişinin kolesterol düzeyi sınır değerlerin üzerinde bulunuyor. Kalıtımsal olarak ülkemizde iyi kolesterol düzeyinin de düşük olması kalp hastalıkları açısından önemli bir risk yaratıyor.

Sağlık açısından kan kolesterol düzeyinin 200 mg/dl.'nin altında olması gerektiğine dikkat çekiliyor. Ancak kolesterol içeriği fazla olan gıdalarla beslenilmesi, şişmanlık, hareketsizlik, stres, tiroid bezinin az çalışması, şeker, böbrek yetmezliği gibi hastalıklar, hormon, idrar söktürücü ve bazı tansiyon ilaçları kolesterol düzeyini artırıyor.

Lifli Besinler

Lifli besinler hakkında bilinmesi gerekenlerin başında, iki grup lifli besin olduğunun bilinmesi gelir: suda eriyen ve erimeyen lifler.

Suda erimeyen lif içeren besinler (kuru erik gibi), dışkının miktarını artırarak, bağırsak faaliyetlerinin düzenlenmesinde son derece fayda sağlarlar. Bu tür suda erimeyen lifler, bitkilerin vücudumuz tarafından sindirilemeyen kısımlarıdır ve kompleks karbonhidratlardan meydana gelirler. Sindirim sisteminin iyi bir şekilde işlemesi için bu tür lifli besinlerin yeterince alınması gerekir.

Menopoz ve Beslenme

Menopoz, kadın hayatının yumurtlama fonksiyonlarının sonlandıktan sonraki doğal bir aşamasıdır ve yaşamlarının üçte biri bu dönemde geçer. Bugün olumsuz etkileri önlenmeye ve tedavi edilmeye çalışılan bir hastalık gibi kabul edilmektedir.

Menopozdaki temel değişiklik kadınlık hormonu olan östrojenin yumurtlamanın durması sonucu azalmasıdır.Böylece kadında ateş basma,terleme,çarpıntı, uykusuzluk,ruhsal sarsıntı, sinirlilik en başta görülen belirtiler arasındadır.

Menopozda östrojen düzeyinde azalma ile kadınların kemiklerinden kalsiyum kaybı ile kemik kaybı hızlanır.Bu nedenle kalsiyum gereksinmesinde artış gözlenir. Kalsiyum pek çok hücresel fonksiyonun yanı sıra kemik yapımında kullanılan temel eleman olup eksikliği kadınlarda osteoporoza neden olur..Buna bağlı olarak sessiz omurga kırıklarıyla bel ağrıları,boyda kısalma ve kamburluk ortaya çıkar.

Meyveler ve Sebzeler

Sebzeler ve Meyveler, gerekli vitaminlerin, minerallerin ve karbonhidratların yanı sıra lif de sağlarlar. Elmada ve turunçgillerde, işlenmemiş yulaf ürünlerinde, kuru fasulye, bezelye ve mercimekte bulunan lifin çoğu çözülebilir liftir. Çözülebilir lif, sindirim sisteminizden geçerken suyu emerek ve daha büyük ve yumuşak dışkılar üreterek bir sünger görevi görür. Çözülmeyen lif, vücudunuzdan çabucak geçer ve dışkılama gibi vücut fonksiyonlarında düzeni korur. Çözülmeyen lif işlenmemiş buğday ürünlerinde ve birçok sebzede bulunur.

Son zamanlarda, çözülebilir lif kolesterol üretimini düzenlemeye ya da dengelemeye yardımcı olma konusundaki muhtemel etkililiği nedeniyle ün kazanmıştır, iyi çözülebilir lif kaynaklan arasında, yulaf ürünleri, kuru fasulye, bezelye, mercimek, elma ve turunçgiller bulunmaktadır.

Mineraller

Vücutta yapılamayan ve beslenme yolu ile dışardan alınması gerekli öğelerdir. Vücudun sağlıklı olarak büyümesi ve yaşamını sürdürmesi için elzem olduğu bilinen minerallerin başında kalsiyum, fosfor, sodyum, potasyum, klor, magnezyum, manganez, kükürt, demir, bakır, iyot, çinko, flor gelmektedir. Kobalt, krom, selenyum, molibden, silikon gibi minerallerinde vücudun çalışması için gereklidir.

Bütün minerallerin vücutta farklı etkileri olmasına karşın, genel olarak kemik gelişimi, büyüme, kas kasılması, kan yapımı, sinir iletimi ve su dengesinin sağlanması gibi önemli görevler üstlenirler.

Okul Öncesi Dönemde Beslenme Eğitimi

Çocuğun kişiliği okulöncesi dönemde şekillenmekte, yetişkinlik çağındaki davranışları üzerinde etkili olacak alışkanlıkların edinilmesi özellikle bu yıllara dayanmaktadır. Aynı şekilde çocuğun bu yaşlarda kazandığı yemek yeme alışkanlığı da hayatının daha sonraki dönemlerini etkileyerek ileride ortaya çıkabilecek beslenme sorunlarını önlemede temel çözüm yolunu oluşturmaktadır. Yeterli ve dengeli beslenmeme sonucu oluşan sorunların önlenmesi beslenme eğitimi ile sağlanabilmektedir. Sağlıklı beslenme alışkanlıklarının temeli çocukluk döneminde atıldığından bu çağlarda verilecek eğitim birey olma yolundaki çocuk için çok önemli olmaktadır.

Sağlıklı yemek yeme takıntısı (Ortoreksiya)

Yeme bozukluğuna işaret eden, Obezite (aşırı şişmanlık), Bulimia (aşırı yeme hastalığı), anoreksiya nervoza (yememe hastalığı) gibi pek çok sorun varken, 'ORTOREKSİYA', sağlıklı yemek yeme takıntısı da artık literatüre eklendi.

Gerek güzellik kavramının ''zayıf kadın-atletik erkek'' kalıbına sıkıştırılması, gerekse diyet kavramının ''sağlıklı beslenme davranışı'' gibi algılanması insanlarda çeşit çeşit yeme bozukluğu yarattı.

Günümüzde bir tarafta vitamin açısından fakir, yağ açısından zengin fast-food tipi beslenme ile aşırı şişmanlamaya (obeziteye) doğru giden bir bozukluk var; öteki tarafta zayıf kalmak için şekersiz, tuzsuz ve yağsız yiyeceklere endeksli bir yaşam. Oysa ikisi de "sağlıklı" değil.

Osteoropoz ve beslenme

Osteoporoz düşük kemik kitlesi ve kemik dokusunun zarar görmesi sonucu gelişen kemik kırılganlığının ya da kırıklarının artması sonucu kemik sağlığının bozulmasıdır. Önemli bir halk sağlığı sorunu olan osteoporozun Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre menopoz sonrası kadınlar arasındaki z görülme sıklığını %30 olarak bildirmiştir. Amerika’da her yıl 1,3 milyon osteoporoza bağlı kırık vakaları olduğu bildirilmiştir.

İngiltere’de Ulusal düzeyde yapılan araştırmalarda her 4 kadından birinin düşük kemik yoğunluğuna sahip olduğu ve bu kadınların aşikar olarak osteoporoza bağlı kırıklara meyilli oldukları saptanmıştır. Yine İngiltere’de her yıl 66.000 kalça çıkığı vakasının olduğu, bunların %90’ının 50 yaşın üstündeki kişilerden oluştuğu, %80’inin kadın olduğu, 70 yaşına gelen hemen her 2 kadından birinde de bir kırık hikâyesi olduğu rapor edilmiştir.

Proteinler

Proteinler kas ve diğer yumuşak dokular ile enzimlerin temel yapıtaşlarıdır. Büyüme ve gelişme, doku yapımı ve onarımı , enfeksiyonlara karşı savaşan bağışıklık hücrelerinin oluşumunda, kan proteini olan hemoglobin ile vücut çalışmasında görev alan enzimler ve hormonların yapımı en başlıca görevleridir. Proteinler enerji sağlamaktadır fakat bu onların temel görevi değildir.

Sağlıklı Beslenme İçin

Yaşamak için beslenmek şart. Bundan tat ve keyif almak da insanı insan yapan özelliklerin başında geliyor. Ancak sağlıklı bir yaşam için, sağlıklı beslenme en önemli koşul. Bunu başarmak da insanın elinde ve hiç zor değil. Yapılması gereken, bir kaç küçük ama önemli noktayı göz ardı etmemek ve sağlıklı bir yaşama doğru ilk adımı atmak.

İşte size bazı ipuçları...

· Besinlerden aldığınız enerji mutlaka dengeli olmalıdır. Bir günde alacağınız enerjinin %50-60’ı karbonhidratlardan (tahıllar), %30’u yağlardan, %10-15’i de proteinlerden (et ve süt ürünleri, kuru baklagiller) karşılanmalıdır.

Sebzeler ve Meyveler

Lahananın bir çeşidi sayılan Karnabahar daha çok Akdeniz Ege, Marmara bölgesinde yetiştirilmektedir. Lahanada yapraklar sebze olarak kullanıldigi halde, karnabaharda yenilen kisim genç çiçek tomurcuklarıdır. Karnabahar daha lezzetli, besince Fosfor, potasyum ve vitaminler bakımından zengindir.

C vitamininden zengin olan karnabahar özellikle dokular için kolejen üretimini sağlar ve demirin emilimini de artırmaktadır.

K Vitamininden zengindir, kemik oluşumuna katkıda bulunarak kemik erimesini önler. Özellikle menapoz sürecinde olan bayanların diyetlerinde yer vermeleri gereken bir sebzedir.

Sebzelerin Yararları

Sebze ve meyveler ne kadar çiğ ve taze yenirse faydaları da o kadar çok oluyor. Eski insanların sağlıklı ve uzun yaşamış olmalarının sebeplerinden biri de, yiyeceklerini çiğ yemiş olmaları. Sebze ve meyveyi az yiyenlerde çeşitli hastalıklar daha çok görülüyor ve bunlar cılız, boysuz, dayanıksız ve kısa ömürlü oluyor.

Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD), tüketimde ıspanak salatası başı çekiyor. Demir yönünden zengin, koyu yeşil yapraklı ve güzel tadı olan ıspanak, diğer yapraklı sebzelere nazaran daha çok protein içeriyor. Salatada yenilen çiğ ıspanak, harika bir lif kaynağı. Ispanak suyu, bol C vitamini ile soğuk algınlıklarına karşı dayanıklılık veriyor ve hemoroid rahatsızlığına iyi geliyor.

Diyetin Desteklenmesi (Suplementasyon)

Beslenme bireylerin ve toplumların yaşamlarını etkileyen çok önemli bir temel gereksinimdir. Sağlıklı toplumların oluşması için yeterli ve dengeli beslenme tartışmasız bir önkoşuldur. Beslenme sorunlarının tedavisi ve önlenmesi amacıyla diyetin desteklenmesi hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde yaygın olarak kullanılan yöntemlerdir. Diyet suplemanları (destekleyicileri) vitamin, mineral, aminoasitler, posa, fitokimyasallar, otlar ve botanik ürünleri kapsar.

Diyetin desteklenmesi yani supleman kullanımı diyetle yetersiz gıda tüketildiğinde besin ögeleri alımı önerilenin altında olduğunda, hamilelik yada emzirme dönemi gibi özel durumlara bağlı olarak gereksinme arttığında, hücre fonksiyonlarının düzeltilebilmesi için, besinlerin hazırlanmasında, pişirilmesinde ve saklanmasında kaybedilen besin öğelerinin takviyesinde,yaşlılıkda yetersiz beslenmeden kaynaklı beslenme ihtiyacını karşılamak amacıyla uygulanan yöntemdir.