Besin

Sokaklarda Satılan Yiyecekler

Sokaklarda satılan yiyecek ve içecekler özellikle düşük gelirli işçiler ve gençler için ucuz beslenme kaynağıdır. Hindistan, Endonezya, Nijerya ve Peru'da yapılan araştırmalarda sokakta satılan yiyeceklerin önemli miktarda temel gıda maddeleri içerdiği gösterilmiştir. Bu yiyecekler olmasa düşük gelirli bir çok insanın beslenmesi daha da bozulabilir.

Gelişmekte olan bir çok ülkede sokak besin endüstrisi toplam işgücünün % 6-25'ini teşkil eder. Bu endüstri 3. dünyada önemli bir büyüme göstermiştir. Yine de bir çok ülkede otoriteler bunu normal bir sektör olarak görmeme eğilimindedirler. Besin kontrol programları içine bu sektörü katmazlar, hatta engellemeye çalışırlar. Bazı ülkeler ise sektörü tanımaya başlamış ancak düzenleyici yapılar geliştirmemişlerdir.

Sağlıklı Beslenme İçin Dondurma

Dondurma, yalnızca çocukların değil hepimizin çok fazla sevdiği bir tatlı çeşididir. Diğer tatlılarla karşılaştırıldığında daha besleyici bir seçimdir. Dondurmanın esas yapısını süt oluşturur. Bu nedenle sütürı içermiş olduğu besin öğelerine benzer oranda kalsiyum, fosfor, protein, riboflavin (B2), A vitamini ve diğer esansiyel besin öğelerini içerir. Kurabiye, kek ve diğer tatlı çeşitleri besinsel içerik yönünden aynı avantajlara sahip değildir. Çünkü bu tür tatlılar esas olarak enerji sağlarlar.

100 gr sütlü dondurma yaklaşık olarak 148 mg kalsiyum içerir. Çocuklar dondurma yiyerek günlük kalsiyum gereksinmelerini karşılayabilirler. Çocuklar için, yaz aylarında kalsiyum gereksinmelerini karşılamak genellikle bu aylarda daha az süt tükettikleri için daha zordur. Süt ve türevleri (peynir, yoğurt vb.) gibi "en iyi kalsiyum kaynağı" olarak bilinen besinlerin yanı sıra sütten hazırlanmış olan dondurmayı tüketmek çocukların kalsiyum gereksinmesine katkı sağlayacaktır.

Yoğurdun Bağışıklık Sitemine Etkisi

Yoğurt hepimizin yakından tanıdığı mükemmel bir besin. İyi bir kalsiyum olması yanında pek çok araştırmacı tarafından farklı yönleriyle incelenmiş ve hastalıklarla ilişkisi de araştırılmış.

Özellikle yoğurdun ve yoğurt üertiminde kullanılan laktik asit bakterilerinin kanser, enfeksiyonlar, gastro intestinal hastalıklar ve astım gibi hastalıkları önleyici etkilerine bakılmış ve tüm bu hastalıkların oluşmasında en önemli nedenin bağışıklık sistemi olduğu saptanmıştır.

Gıda Alerjisi

Zannedildiğinin aksine gerçek gıda alerjisi çok ender görülen bir durumdur. Çocuklarda % 1 veya en çok %2 oranında görülürken, erişkinlerde bu sayı 1000'de 1-2 dolayındadır. 1985'te İngiltere'den yapılan bir araştırmada High Wycombe'de 30.000 kişiye gıda. alerjileri olup olmadığı sorulmuş, sonuçta araştırmaya katılanların %7'sinin kendisinde herhangi bir gıdaya karşı alerjisi olduğuna inandığı görülmüştür. Ancak daha sonra bu grup incelendiğinde gerçek gıda alerjisinin ancak 10.000'de 23 oranında olduğu bulunmuştur.

Besinleri Pişirme İlkeleri

• Sebze ve meyveleri çiğ tüketmeyi tercih edin. Yenilebilen kabuklarını soymayın. Eğer soymanız gerekiyorsa mümkün olduğunca ince soyun. Birçok vitamin ve mineral, sebze ve meyvelerin özellikle dış yapraklarında, kabuğunda veya kabuğun hemen altındaki kısımlarında bulunurlar, iç kısımlarda yoğunlukları daha azdır.

• Taze sebzeler önce ayıklanmalıı, akan bol su altında iyice yıkanmalıı sonra doğranmalı ve yeteri kadar su ile pişirilmelidir.

• Sebzeleri yıkarken suda uzun süre bekletmemek gerekir. Bekletme sırasında bazı vitaminler suda çözünürler, besin değeri azalabilir.

• Sebzeleri pişirmeden hemen önce ve büyük parçalar halinde kesmek gerekir. Yüzeyle az
temas vitamin kaybını azaltır.

Yeterli ve Dengeli Beslenme

Beslenme, açlık duygusunu bastırmak, karın doyurmak ya da canının çektiği şeyleri yemek içmek değildir. Beslenme; sağlığı korumak geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin öğelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir eylemdir.

Bilimsel araştırmalarla, insanın yaşamı için 50’ye yakın besin öğesine gereksinimi olduğu ve insanın, sağlıklı büyüme ve gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak uzun süre yaşaması için bu öğelerin her birinden günlük ne kadar alınmasıı gerektiği belirlenmiştir. Bu öğelerin herhangi biri alınmadığında, gereğinden az ya da çok alındığında, büyüme ve gelişmenin engellendiği ve sağlığın bozulduğu bilimsel olarak ortaya konmuştur.Vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin her birinin yeterli miktarlarda alınmasıı ve vücutta uygun şekilde kullanılmasıı durumu "YETERLİ VE DENGELİ BESLENME" deyimi ile açıklanır.

Yeme alışkanlığınızı değiştirmek için kendinize 16 hafta süre tanıyın

Hatalı davranışların hepsini bir anda düzeltmeye kalkışmak hata olur. Zaten böyle bir şeyi asla başaramazsınız. Vazgeçemediğiniz alışkanlıklardan kurtulmak için bir diyetisyen ile görüşmenizde yarar var. Kendinize, en az 16 hafta süre tanıyın. Değiştirdiğiniz davranışların kişiliğinizin bir parçası olabilmesi için 1 yıl geçmesi gerekebilir. Kısacası, belirli bir sürede kilo verirsiniz. Fakat en az bir yıl kilo almamak için yeni beslenme alışkanlıklarının yaşam şekli haline getirilmesi şart. Aksi halde çok geçmeden başladığınız yere geri dönersiniz.

***

Modaya uyup diyete başlamayın

Ekmeğin Besin Değeri

Günlük kalorinin yaklaşık %40´1 ekmekten karşılanıyor. Oysa ekmek gerekli vitamin ve diğer bileşikleri yeterince içermiyor. Bu yetersizliğin sonucu; gebe ve emziren kadınlar, okul çocukları günlük gerekli besinleri alamıyor.

Ve bu durum kaçınılmaz olarak fiziksel gelişmeye, kavrama yeteneğine, çalışma verimine ve insan sağlığına yansıyor.. Zenginleştirmenin gerektirdiği harcama oldukça düşüktür ve ekmek fiyatının %0.1 ´i dolayındadır. Buna karşılık sağlanacak yarar gerçekten sınırsızdır.

Çocukluk Döneminde Sağlıklı Beslenme

Yenidoğan ve süt çocukluğu dönemi

Bebeklerin sağlıklı bir şekilde doğması annenin yeterli ve dengeli bir şekilde beslenmesi ile mümkündür. Gebelikte artan enerji ve protein ihtiyacının karşılanamaması sonucu annede ağırlık alımında düşüklük, kansızlık, diş çürükleri, kemik erimesi (osteomalazi), ödem ve yüksek tansiyon görülür. Emziren bir annenin de kendi fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayacak, vücuttaki besin yedeğini dengede tutarak salgılanan sütün gerektirdiği enerji ve besin öğelerini alması gerekmektedir. Annenin salgıladığı süt, aldığı besinlerin bir ürünüdür. Gebe kadınlara folik asit ve demir desteği yapılmalıdır.

Bebek doğar doğmaz ilk bir saat içinde anne göğsüne koyularak emzirilmeleri sağlanmalıdır. Böylece bebeğin kendisini hastalıklardan koruyacak kolostrumu (ağız) alması sağlanır. Bununla birlikte ülkemizde bebeklerimizin sadece yarısı ilk bir saat içinde emzirilmektedir. Bebeklerimizin sadece % 85´i ilk gün anne sütü almaktadır. Bu nedenle hastanelerimizin tamamının "Bebek Dostu Hastane" olması, anne ve bebeklerin 24 saat aynı odada tutularak emzirilmelerinin teşvik edilmesi gerekmektedir.

Dengeli Beslenme

Yemeklerde besin çeşitliliğinin sağlanması temel beslenme ve enerji gereksinimini karşılamaya yeter. Üçüncü Dünya ülkeleri bir yana bırakılsa bile, Batı ülkeleri ve Türkiye' de de yetersiz beslenme olgusu küçümsenmemelidir. Ama bu ülkelerde daha çok aşırı beslenme sorunları yaygınlaşmaktadır. Gerekli olandan çok yeme eğilimiyle birlikte bazı besin türlerini göz ardı ederek yalnızca belirli besinlere, özellikle yağ ve proteinlere ağırlık verilmesi dengesiz beslenmeye yol açmaktadır. Bu d çeşitli hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur.

Lokum, ağız rahatlatan tatlı

“…Üsküdar’a gider iken bir mendil buldum,/ Mendilimin içine de lokum doldurdum./ Kâtibimi arar iken yanımda buldum…”

Lokumun Osmanlıca rahat ul-hulküm yani boğaz rahatlatan kelimesinden türediği rivayet edilir. 15. yüzyıldan beri Anadolu’da bilinmekle birlikte, özellikle 17. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde yaygınlaşan lokum, Avrupa’da bir İngiliz seyyah vasıtasıyla ‘Turkish Delight’ adıyla 18. yüzyılda tanınmaya başlamıştır. Lokumun ilk üreticilerinden sayılan Hacı Bekir Efendi 1777 senesinde Kastamonu’dan İstanbul’a gelerek Bahçekapı’da açtığı ufak bir dükkânda lokum vb. gıda maddelerini üretmeye başlamıştır. İki asırdan bu yana lokum üretimini başarıyla gerçekleştiren Hacı Bekir devrin padişahı tarafından da Nişan-ı Ali Osmanî ile taltif edilmiş ve sarayın şekercibaşısı olarak hizmet etmiştir. Daha önceleri bal ya da pekmez ve un bileşimi ile yapılan lokumun 17. yüzyılda ‘kelle şekeri’ olarak bilinen rafine şeker ile özellikle nişastanın bulunup ülkeye getirilmesiyle yapımı ve lezzeti de değişmiştir. Günümüzde Hacı Bekir, Hafız Mustafa, Cemilzade gibi yüzyılı aşkın bir süredir lokum ve şekerleme üzerine hizmet veren halen birkaç yer mevcuttur.

Kış aylarında beslenme

Yaz bitti , yeniden günlerin kısalıp gecelerin uzadığı , güneşin kendini daha az hissettirdiği soğuk havanın hakimiyetinde olan mevsime 'kışa girdik '.Savunma kalelerimizi, enfeksiyonlara karşı olan direncimizi güçlendirmek gerek bunun da temeli sağlıklı bir beslenmeden geciyor.