Diyet

Diyetin Desteklenmesi (Suplementasyon)

Beslenme bireylerin ve toplumların yaşamlarını etkileyen çok önemli bir temel gereksinimdir. Sağlıklı toplumların oluşması için yeterli ve dengeli beslenme tartışmasız bir önkoşuldur. Beslenme sorunlarının tedavisi ve önlenmesi amacıyla diyetin desteklenmesi hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde yaygın olarak kullanılan yöntemlerdir. Diyet suplemanları (destekleyicileri) vitamin, mineral, aminoasitler, posa, fitokimyasallar, otlar ve botanik ürünleri kapsar.

Diyetin desteklenmesi yani supleman kullanımı diyetle yetersiz gıda tüketildiğinde besin ögeleri alımı önerilenin altında olduğunda, hamilelik yada emzirme dönemi gibi özel durumlara bağlı olarak gereksinme arttığında, hücre fonksiyonlarının düzeltilebilmesi için, besinlerin hazırlanmasında, pişirilmesinde ve saklanmasında kaybedilen besin öğelerinin takviyesinde,yaşlılıkda yetersiz beslenmeden kaynaklı beslenme ihtiyacını karşılamak amacıyla uygulanan yöntemdir.

Kilo vereyim derken hasta olma

Kısa sürede hızlı kilo vermek isteyen kişiler tarafından uygulanan ŞOK diyetler, bireylerin sağlığını pek çok açıdan bozmaktadır. Çok düşük kalori içeren bu diyetler; gazetelerde, dergilerde, internet sayfalarında, televizyonda ve daha pek çok yerde karşımıza sık sık çıkmaktadır.

Örnek vermek gerekirse: ‘Karbonhidrat Diyeti’, ‘Manken Diyeti’, ‘Hollywood Diyeti’, ‘Sulu Diyet’, ‘Ev Kadını Diyeti’, ‘Kalça incelten diyet’, ‘Göbek eriten diyet’, ‘Şifalı Otlar Diyeti’ şeklindeki diyetler. Bunlar piyasada dolaşanların sadece çok küçük bir kısmıdır. Hepsinin ortak yönü, sağlıksız olmaları ve pek çok hastalığa sebebiyet vermeleridir.

İştahı Azaltmanın 10 Yolu

1. Protein ağırlıklı kahvaltı edin. Zaman ilerledikçe daha az acıkacak ve gün boyunca 267 kalori daha alarak beslenebilirsiniz. Sabahları 2 yumurta ve üzerine marmelat sürülmüş 2 dilim ekmek yenilerek doygunluk hissi geciktirilebiliyor.

2. Canınız birşeyler yemek istediğinde merdiven inip çıkın, koşun yani kendinizi yorun. Yiyecekleri ulaşmanızın zor olacağı yerlere koyun. Bu kadar yorgunluktan sonra, favori yiyeceğinizi alıp yemek canınız istemeyecek. Sadece su içerek açlığınızı yatıştırabileceksiniz.

3. İyi uyumaya özen gösterin ve birşey yiyerek rahatlamak yerine mümkünse şekerleme yapın.. Uykunun insanları acıktırmadığı, atıştırma hissi uyandırmadığı belirtiliyor.

Ekmeksiz diyet olmaz

Kilolarla birlikte sağlığımızı da yitirmemeliyiz. Zayıflama diyetlerindeki günlük diyetin toplam kalorisi ayarlanırken, diyetteki selüloz miktarının artırılması, günlük alınan sıvı miktarının ayarlanması gerekir. Ayrıca vücudun direncini yükseltmek için meyve, sebze, salata vs. miktarının ihmal edilmemesi önemlidir. Yavaş, fakat, istikrarlı, üstelik tekrar alınmayacak kilolar olarak verilmelidir.

Zayıflama diyetlerinde yapılan en büyük hatalardan biri, kulaktan dolma bir diyeti, kişinin kendinde uygulamaya çalışması. Zira zayıflama, büyüme, gelişme çağında olan kişilerde ayrı özellik gösterir, erişkinlerde (25-55 yaş arası) ayrı özelik gösterir. 50-55 yaş üzerindeki kişilerde ayrı özellik gösterir. Bunun için, diyet diye sunulan bir reçeteyi, herkes aynı anda uygulayıp aynı sonucu alacak diye bir şey düşünmek mümkün değil. Bu diyetlerde yapılan başka bir hata da, ekmek başta olmak üzere, kırmızı et vs. hiç yememek. Bu da diyetlerde bile, belli miktarda ekmeği mutlaka veriyoruz. Ayrıca diyetlerde beyaz etin (tavuk-balık) ağırlıklı olmasını vurguluyoruz.

Karpuz diyetiyle 1 haftada 1 beden küçülün

Avrupalı diyet uzmanlarının "son dakika diyeti" olarak adlandırdıkları karpuz diyetiyle 1 haftada bir beden küçülmenin mümkün olduğu bildirildi.

Sıcak havalarda terle birlikte vücuttan atılan su ve mineral kaybını karşılamak için bol bol tüketilen karpuz, hızla kilo vermek isteyenler için de ideal bir meyve olarak gösteriliyor. 1 haftalık uygulama ile 2 kilo verip bir beden küçülmenin mümkün olduğu karpuz diyeti günde 3 ana öğün ve 2 ara öğünden oluşuyor. İnternetteki bir sitede bulunan bilgilere göre, biftek, kuşbaşı et, yumurta ve ekmeğe kadar bir çok gıdanın da yer aldığı karpuz diyeti gün gün şöyle uygulanıyor:

Meyve ve sebze ile zayıflayın

Mayo Clinic doktorları, geliştirdikleri son diyete uyup günde dört porsiyon sebze, üç porsiyon da meyve yiyen herkesin ideal kilosuna kavuşacağını söylüyor. İdeal kilolarına ulaşmak için çaba harcayan ancak bir türlü başarılı olamayanlar için uzmanlar son geliştirdikleri formülü açıkladı: "Günde en az dört porsiyon sebze, üç porsiyon meyve..." Meyve ve sebzelerin büyük oranda lif ve su içerdiğini vurgulayan Mayo Clinic doktorları ve beslenme uzmanları, kla kahvaltı anlaşının da değiştirilmesi gerektiğini söyledi.

Günün ilk öğününde yağ, yumurta, reçel yerine yine sebze ve meyve öneren uzmanlar, özetle şu mesajı verdi: "Acıktıkça meyve, sebze yiyin, miktarı önemli değil." Brokoli gibi yeni ve farklı sebzelerin denenmesini de tavsiye eden uzmanlar, salatada marulla sınırlı kalınmamasını, ıspanak, hindiba, pazı, tere, lahana gibi sebzelere de yer verilmesini önerdiler.

İştahınızı azaltmak elinizde!

Diyet yapmak isteyip, iştahına engel olamayanlara öneriler...

Uzmanlara göre, yeme isteğinin kontrol altında tutulması, atıştırma krizinden kurtulmak için sağlıklı karbonhidratlara yönelinmesi, bol bol su içilmesi, yiyeceklerin iyice çiğnenmesi ve güç gerektiren egzersizlerin yapılması gerekiyor.

Beynin, vücutta enerjinin azaldığını fark eder etmez açlık hissetmeye yol açan kimyasal maddeler salgıladığını belirten uzmanlar, "Ancak beynimizin bu kimyasal maddeleri salgılayan kısmı, aynı zamanda duyguları da kontrol ediyor. İşte, sıkıldığımız veya kendimizi kötü hissettiğimizde hemen buzdolabına koşmamızın başlıca sebebi bu. Ayrıca yemeklerin tadı, kokusu veya görüntüsü de açlık duygusuna sebep olabiliyor.

Diyet listenizde karpuz var mı?

Karpuz, düşük kalori değerinin yanı sıra çeşitli kanser türlerine karşı etkili maddeler içermesiyle de doktorlarca tavsiye ediliyor.

İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Erkan Erdal, bol miktarda C vitamini barındıran karpuzun aynı zamanda antioksidan özelliği olduğunu ve çeşitli kanser türlerine karşı etkili olan betakaroten içerdiğini kaydetti.

Karpuzda bulunan yüksek miktarda potasyumun ise kalp fonksiyonlarının ve kan basıncının düzenlenmesine yardımcı olduğunu belirten Erdal, iyi bir lif kaynağı olduğu için karpuzun bağırsak hareketlerini de düzenlediğine dikkati çekerek, bağırsak kanserini önlemede de karpuzun rol oynadığını söyledi.

Ramazana Özel Diyetler

Beslenme tipi ile saatlerinin değişmesi ve hareketin azalması nedeniyle Ramazan ayında kilo almak kaçınılmaz hale geliyor. Ancak uzmanların önerdiği dengeli beslenme yöntemiyle şişmanlamak bir yana, kilo bile verilebiliyor. Ramazan ayının gelişiyle birlikte oruç tutanların günlük beslenme şekli birdenbire değişiverir. Genelde 3 öğünden ibaret olan günlük beslenme 2 öğüne düşerken özellikle kırmızı et, ekmek, pilav, makarna, hamur işleri, tatlı ve börek tüketimi artar. Buna karşılık meyve, sebze ve beyaz et tüketimi azalır. Oysa ki ister 3 öğün, isterseniz 2 öğün yiyin; günlük almanız gereken karbonhidrat, yağ, protein, vitamin ve mineral oranları hep aynı olmalıdır.

Dengeli beslenerek 'Ramazan ayında hiç diyet olur mu?' diyenlere yanıtımız: Evet. Bir günde almanız gereken besin değerlerini iftar ve sahura akıllı bir şekilde bölüştürerek sağlıklı bir şekilde kilo verebilirsiniz. Bunun için Ramazan'da sıkça yapılan beslenme hatalarından kaçınmalısınız. Bahar Tıp Merkezi Uzman Doktoru M. Ali Çelebi, beslenme hatalarını şöyle sıralıyor: 'İftarda boş mideye birden yüklenip hızlı ve çok yemek midede ağırlık, yanma, bulantı, gaz ve kabızlık gibi sorunlara yol açıyor; yemek esnasında su içmek sindirimi güçleştiriyor. İftarda ağır yemekler yiyip sahura kalmamak mideyi zorluyor.'

Diyetle ilgili en çok sorulan sorular

Diyet yaparken karşılaştığımız sorunlardan biri de, neyi ne kadar yiyeceğimiz. Günlük almamız gereken kalori ve yağ miktarından, karnımız açlıktan kazındığında ne yiyeceğimize ya da kalsiyum ihtiyacımızı mutlaka sütten mi alacağımıza kadar pek çok soru aklımızı kurcalar.

İşte, diyetle ilgili en çok sorulan sorular ve diyetisyenlerin verdikleri yanıtlar:

1- Yumurta kolesterol açısından kötü mü?: Diyetisyenlerin verdikleri bilgiye göre, yumurta tüketiminde ölçülü olduğunuz sürece hayır. Yumurta, vücudunuz için gerekli olan protein, K vitamini, riboflavin ve selenyumu sağlamak için mükemmel bir kaynak. Yapılan araştırmalar, yumurta sarısının 213 mg kolestrol içeriyor olmasına karşın, haftada 2 adet yumurta yemenin kandaki kolesterol düzeyi üzerinde hiçbir olumsuz etkide bulunmadığını gösteriyor.

Hızlı zayıflamanın 6 yolu!

B vitamini ve magnezyum stoklayın

B vitaminleri DNA sentezi, merkezi sinir sistemi, karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında ve enerji üretiminde anahtar oyuncudur. Yeterli oranda alınmazlarsa, durgun ve yorgun hissetmenize sebep olur, vücudunuzun metabolizmasını yavaşlatır ve kronik hastalık riskinizi yükseltirler. B vitaminini diğer vitamin ve minerallerle eşleştikleri ve daha iyi hareket sinerjisine kavuştukları besinlerden temin etmek sizin için daha faydalı olacaktır. Yüksek B vitaminli besinlerin arasında ıspanak, kuşkonmazı fasulyeler, kavun, brokoli, balık ve yumurta bulunur. Magnezyum ise her hücrenizin ihtiyaç duyduğu bir mineraldir ve vücudunuzdaki kas, sinir ve kalp fonksiyonları, protein sentezleme ve enerji metabolizması dahil 300 biyokimyasal reaksiyonda kullanılır. Metabolizmanızı hızlandırmak istiyorsanız yüksek magnezyumlu yiyecek tüketiminizi artırmalısınız. Sebzelerden yeşilleri tüketin. Ispanak gibi yeşil sebzeler magnezyum sağlar. Diğer iyi magnezyum kaynakları arasında pisi balığı, baden, kaju, yerfıstığı soya fasulyesi, tam tahıllı gevrekler, yulaf ezmesi ve bakla tohumu vardır.

25 adımda yağları atın!

Kilo verme işini gözünüzde büyütmeyin. Kolayca uygulayabileceğiniz bu yöntemlerle zayıflayabilirsiniz.

Kilo vermeye başlamak için ihtiyacınız olan tek şey 1 dakika! İşte aldığınız kalorileri azaltmak ve daha çok yağ yakabilmek için tam 25 tane öneri. Üstelik de uygulanmaları çok kolay. Yapmanız gerekense, bu önerileri günlük hayata geçirmek. Eğer hali hazırda diyet yapıyorsanız, bunları uygulayarak kilo vermenizi hızlandırabilirsiniz.

1. Karıştırın

Sevdiğiniz meyve suyunu maden suyuyla karıştırın. Bunu yaparken, normalde içtiğiniz meyve suyunun yarısını kullanacağınız için, aldığınız kaloriyi önemli miktarda azaltmış olursunuz. Hele de meyve sularının bolca tüketildiği şu sıcak yaz günlerinde.

Şişmanlık gerçekten bir sorun mudur?

Dünya Sağlık Örgütünün 1997 yılı verilerine göre dünya nüfusunun % 25’inin VKİ’i 30’dan fazla, yani şişmandır. % 25’i ise balık eti veya topludur. % 25’lik kısmı şu anda şişman değil ancak genetik olarak şişmanlığa yatkın durumdadır. Sadece % 25’i ne şu anda ne de gelecekte şişman olmayacak grubu oluşturur. Görüldüğü gibi dünya nüfusunun % 75’i bu sorunla ya baş başadır ya da hastalık için adaydır. Son on yıl içinde dünya üzerindeki hemen bütün ülkelerde şişmanlıkta belirgin bir artış olmuştur.

Şişmanlık Nedenleri

Şişmanlığın artışına neden olan etkenler arasında yaşlılık, beslenme alışkanlığının hazır yiyecek türüne kayması ve ayaküstü yenilen tost, sandviç, hamburger, piza, patates kızartması gibi yiyeceklerin fazla tüketilmeye başlanması, kadınlarda çok doğum yapma, daha az hareketli bir yaşam, sanayileşmiş bir toplumda yaşama, evlilik, alkol tüketimindeki artış ve en önemli nedenlerden biri olarak genetik sayılabilir.

Şişmanlık (Obezite) ve Tedavisi

Şişmanlık (obezite); vücut yağ miktarının sağlığı bozacak düzeyde artmasıdır. Enerji alımının enerji tüketiminden daha fazla olduğu durumlarda ortaya çıkar. Şişmanlık sadece estetik açıdan değil bazı hastalıkların ortaya çıkışını kolaylaştırması, yaşam süresini olumsuz yönde etkilemesi gibi nedenlerle önemli bir sağlık sorunudur.

Şişmanlık; kalp hastalıkları, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, solunum rahatsızlıkları, eklem hastalıkları, safra kesesi hastalıkları ve bazı kanser türleri ile ilişkisi olan, insan yaşamını kısaltan ve yaşam kalitesini bozan bir hastalıktır.

Şişman kişilerin zayıflamak için gösterdikleri çabalar çoğunlukla sonuçsuz kalmakta ve verilen kiloların zaman içinde geri alındığı gözlenmektedir. Genellikle şişmanlamak kolay, zayıflamaksa güçtür. Bu nedenle şişmanlığın tedavisinden önce, önlenmesi doğrudur. Şişmanlığın önlenmesinde en önemli kural, küçük yaştan itibaren yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanması ve enerji dengesine uygun bir beslenme alışkanlığının kazandırılmasıdır.

Başarılı bir diyetin püf noktalari

Diyet yapmak zahmetli ve psikolojik hazırlık gerektiren bir süreç. En önemlisi de eş, aile ve yakın çevrenin desteği gerekiyor. Diyetine uyan, ailesinden de destek gören bireyler ideal kilolarına beklenen sürede ve sağlıklı bir şekilde ulaşıyorlar.

Ailesinden destek görmeyen obezite hastalarının özgüveni azalıyor ve içe kapanık yaşıyor. Ailesinden psikolojik destek görmediği halde kilo verme çabasında olanlar ise diyetlerine uydukları halde başarısız olabiliyor. Aynı durum zayıf olan ve normal kiloya ulaşmak isteyenler için de geçerli.

Özel Selçuklu Hastanesi Diyetisyeni Mevra Çimili, diyet programları sürecinde insanların kendi çabası kadar aile ve yakın çevre desteğinin de önemli olduğunu ifade ediyor.