Besinler
Kadın, Erkek ve Çocukta Sağlıklı Beslenme
Her konu hepimizi ilgilendirmez ama yemek kesinlikle herkesi ilgilendiren bir konudur. Hayatın başlıca zevklerinden biridir ve aynı zamanda hayat veren bir temeldir. Vücudumuzdaki gıdalar sürekli yenilenmese, ölürdük. Yiyecek o kadar önemlidir ki, çok eski zamanlardan beri her toplumda ritüellerin temelini oluşturmuştur.
Birbirimizi değerlendirdiğimiz temellerin çoğu görünüşümüze dayanır ve bu dolaylı da olsa yiyecekle bağlantılıdır. Bir toplumun başarısı geleneksel olarak yiyeceklerinin bolluğu ve kalitesiyle -ya da kalite eksikliğiyle- ölçülmüştür.
Amerikan toplumu geliştikçe, zengin ve çeşitli yiyeceklere sahip olmak gibi ulusal bir amaç edindi. Dünyadaki herkesi besleyebilmeyi ulusal bir gurur haline getirdi.
Karbonhidratlar
Vücuda enerji veren besin öğelerinden biridir. Vücudun harcadığı enerjinin büyük bir bölümünü sağlarlar. Beyin dokusu enerji için genellikle karbonhidratları kullanır. Ağır fiziksel hareketler için karbonhidratların daha elverişli enerji kaynağı olduğu bilinmektedir. Proteinlerin enerji olarak kullanılmasını önleyerek proteine olan gereksinimi azaltırlar. Normal olarak günlük alınan enerjinin % 50-60'i karbonhidratlardan gelmelidir. Diyetimizde günlük en az 100-125g karbonhidrat bulunmalıdır. Buda 400-500 kalorilik enerji verir.
Lifli Besinler
Lifli besinler hakkında bilinmesi gerekenlerin başında, iki grup lifli besin olduğunun bilinmesi gelir: suda eriyen ve erimeyen lifler.
Suda erimeyen lif içeren besinler (kuru erik gibi), dışkının miktarını artırarak, bağırsak faaliyetlerinin düzenlenmesinde son derece fayda sağlarlar. Bu tür suda erimeyen lifler, bitkilerin vücudumuz tarafından sindirilemeyen kısımlarıdır ve kompleks karbonhidratlardan meydana gelirler. Sindirim sisteminin iyi bir şekilde işlemesi için bu tür lifli besinlerin yeterince alınması gerekir.
Menopoz ve Beslenme
Menopoz, kadın hayatının yumurtlama fonksiyonlarının sonlandıktan sonraki doğal bir aşamasıdır ve yaşamlarının üçte biri bu dönemde geçer. Bugün olumsuz etkileri önlenmeye ve tedavi edilmeye çalışılan bir hastalık gibi kabul edilmektedir.
Menopozdaki temel değişiklik kadınlık hormonu olan östrojenin yumurtlamanın durması sonucu azalmasıdır.Böylece kadında ateş basma,terleme,çarpıntı, uykusuzluk,ruhsal sarsıntı, sinirlilik en başta görülen belirtiler arasındadır.
Menopozda östrojen düzeyinde azalma ile kadınların kemiklerinden kalsiyum kaybı ile kemik kaybı hızlanır.Bu nedenle kalsiyum gereksinmesinde artış gözlenir. Kalsiyum pek çok hücresel fonksiyonun yanı sıra kemik yapımında kullanılan temel eleman olup eksikliği kadınlarda osteoporoza neden olur..Buna bağlı olarak sessiz omurga kırıklarıyla bel ağrıları,boyda kısalma ve kamburluk ortaya çıkar.
Okul Öncesi Dönemde Beslenme Eğitimi
Çocuğun kişiliği okulöncesi dönemde şekillenmekte, yetişkinlik çağındaki davranışları üzerinde etkili olacak alışkanlıkların edinilmesi özellikle bu yıllara dayanmaktadır. Aynı şekilde çocuğun bu yaşlarda kazandığı yemek yeme alışkanlığı da hayatının daha sonraki dönemlerini etkileyerek ileride ortaya çıkabilecek beslenme sorunlarını önlemede temel çözüm yolunu oluşturmaktadır. Yeterli ve dengeli beslenmeme sonucu oluşan sorunların önlenmesi beslenme eğitimi ile sağlanabilmektedir. Sağlıklı beslenme alışkanlıklarının temeli çocukluk döneminde atıldığından bu çağlarda verilecek eğitim birey olma yolundaki çocuk için çok önemli olmaktadır.
Osteoropoz ve beslenme
Osteoporoz düşük kemik kitlesi ve kemik dokusunun zarar görmesi sonucu gelişen kemik kırılganlığının ya da kırıklarının artması sonucu kemik sağlığının bozulmasıdır. Önemli bir halk sağlığı sorunu olan osteoporozun Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre menopoz sonrası kadınlar arasındaki z görülme sıklığını %30 olarak bildirmiştir. Amerika’da her yıl 1,3 milyon osteoporoza bağlı kırık vakaları olduğu bildirilmiştir.
İngiltere’de Ulusal düzeyde yapılan araştırmalarda her 4 kadından birinin düşük kemik yoğunluğuna sahip olduğu ve bu kadınların aşikar olarak osteoporoza bağlı kırıklara meyilli oldukları saptanmıştır. Yine İngiltere’de her yıl 66.000 kalça çıkığı vakasının olduğu, bunların %90’ının 50 yaşın üstündeki kişilerden oluştuğu, %80’inin kadın olduğu, 70 yaşına gelen hemen her 2 kadından birinde de bir kırık hikâyesi olduğu rapor edilmiştir.
Sağlıklı Diyet İçin Öneriler
Özel sağlık sorunları nedeniyle tedavi amaçlı bir diyete ihtiyacı olan insanlar hariç olmak üzere, en iyi genel diyet planı basitçe şöyle dile getirilebilir: meyva, sebze ve hububattan gelen karbonhidratlar; ve et, balık, yumurta ve süt ürünleri gibi protein içeren gıdalar dahil olmak üzere çok çeşitli yiyecekler yiyin. Vitaminler ve mineraller hemen hemen yediğimiz gıdaların hepsinde vardır.
- Diyetinizdeki her tür yağ miktarını azaltın. Ortalama olarak günlük kalorinin neredeyse yüzde 40'ını yağlardan aldığımız tahmin edilmektedir. Bir kişinin toplam yağ tüketimini günlük kalori tüketiminin yüzde 30"una indirme hedefi makuldür. Doymuş yağ tüketimi günlük kalorinin yüzde 10'una düşürülmelidir ve kolesterol tüketimi günde 300 ml"den az olmalıdır.
Tereyağı kalp krizini önlüyor
Yeni bir araştırmadan elde edilen sonuçlara göre, tereyağı ve sığır eti kalp krizi riskini ve kolesterolü düşürüyor, şeker hastalığı ve obeziteyi tedaviye yardımcı oluyor.
Alberta Üniversitesi profesörü Spencer Proctor ve asistanı Flora Wang tarafından yapılan araştırma sırasında, 16 hafta boyunca deney farelerine tereyağı ve inek etinde bolca bulunan vaksenik asit bakımından zenginleştirilmiş diyet uygulandı.
Vaksenik asidin vücutta kolesterol başta olmak üzere birçok rahatsızlığa sebep olan şilomikronların oluşmasını yavaşlattığı gözlemlenirken, deney sonunda kötü kolesterol olarak bilinen LDL başta olmak üzere, toplam kolesterol ve trigliseritte düşüş görüldü.
Ruh halimize göre neler yemeliyiz?
Yediğimiz besinlerin ruh halimizi etkilediği ve ruh durumumuza göre yenilen besinlere dikkat edilmesi gerektiği bildirildi.
Örneğin, sinirliyken makarna yiyip kafeinli içeceklerden uzak durmak gerekirken, endişeli zamanlarında da bol sıvı tüketmek gerekiyor. Bazı ruhsal durumlarda etkili olabilecek besinler şu şekilde:
Bezginlik: Bu duruma karşı sebze grubu yiyecekler tercih edilmeli. Yediğiniz sebzelerin çiğ olmasına dikkat edin. Yavaş yemeye özen gösterin.
En Sağlikli 60 Besin Maddesi
ELMA
Pektin, Bioflanovoid, C vitamini
Kolesterol düzeyini düşürüyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
ENGİNAR
Cynarin, bol miktarda B ve C vitamini
Kan şekerini düzenliyor. C vitamini kalbi güçlendiriyor.
AVOKADO
Doymamış yağ asidi
Kalp ve kan dolaşımı için birebir. Kansere karşı koruyucu
Diyetle ilgili en çok sorulan sorular
Diyet yaparken karşılaştığımız sorunlardan biri de, neyi ne kadar yiyeceğimiz. Günlük almamız gereken kalori ve yağ miktarından, karnımız açlıktan kazındığında ne yiyeceğimize ya da kalsiyum ihtiyacımızı mutlaka sütten mi alacağımıza kadar pek çok soru aklımızı kurcalar.
İşte, diyetle ilgili en çok sorulan sorular ve diyetisyenlerin verdikleri yanıtlar:
1- Yumurta kolesterol açısından kötü mü?: Diyetisyenlerin verdikleri bilgiye göre, yumurta tüketiminde ölçülü olduğunuz sürece hayır. Yumurta, vücudunuz için gerekli olan protein, K vitamini, riboflavin ve selenyumu sağlamak için mükemmel bir kaynak. Yapılan araştırmalar, yumurta sarısının 213 mg kolestrol içeriyor olmasına karşın, haftada 2 adet yumurta yemenin kandaki kolesterol düzeyi üzerinde hiçbir olumsuz etkide bulunmadığını gösteriyor.
Şişmanlık gerçekten bir sorun mudur?
Dünya Sağlık Örgütünün 1997 yılı verilerine göre dünya nüfusunun % 25’inin VKİ’i 30’dan fazla, yani şişmandır. % 25’i ise balık eti veya topludur. % 25’lik kısmı şu anda şişman değil ancak genetik olarak şişmanlığa yatkın durumdadır. Sadece % 25’i ne şu anda ne de gelecekte şişman olmayacak grubu oluşturur. Görüldüğü gibi dünya nüfusunun % 75’i bu sorunla ya baş başadır ya da hastalık için adaydır. Son on yıl içinde dünya üzerindeki hemen bütün ülkelerde şişmanlıkta belirgin bir artış olmuştur.
Şişmanlık Nedenleri
Şişmanlığın artışına neden olan etkenler arasında yaşlılık, beslenme alışkanlığının hazır yiyecek türüne kayması ve ayaküstü yenilen tost, sandviç, hamburger, piza, patates kızartması gibi yiyeceklerin fazla tüketilmeye başlanması, kadınlarda çok doğum yapma, daha az hareketli bir yaşam, sanayileşmiş bir toplumda yaşama, evlilik, alkol tüketimindeki artış ve en önemli nedenlerden biri olarak genetik sayılabilir.
Yanlış Beslenme Alışkanlıkları Şişmanlığa Yol Açar
Basit karbonhidrattan zengin şeker ve şekerli besinler ile yağ ve yağlı besinlerin (kızartma, mayonez, krema, sos, vb) aşırı tüketilmesi şişmanlığa yol açar. Bu besinleri tüketme alışkanlığı çocuklukta başlayabilir. Ailenin beslenme modeli çocuğa yansıyabilir ve yetişkin çağda da aynı beslenme modeli sürebilir. Bu nedenle çocukluk döneminden başlayarak bu tür besinlerin tüketimi kısıtlanmalıdır.
Karbonhidratların Etkileri Nelerdir?
Enerji veren üç besin öğesinden birisi olan karbonhidratlar, yapılarına göre iki grupta toplanır.
Kafein ve Sağlık Üzerine Etkileri
Kafein nedir?
Kafein dünyada en az 63 tür bitkinin meyvesi, tohumu ve yaprağında doğal olarak bulunan bir bileşiktir.
Hangi besinler ve içecekler kafein içerir?
Kafeinin en çok bilinen kaynakları kahve, çay, kolalı içecekler ve çikolatadır. Besinlerdeki kafeinin miktarı besinin hazırlanmasına, üretim yöntemine, besinin tüketildiği miktara göre değişir. Çay ve kahve bitkilerinin çeşitliliği de kafein miktarını etkilemektedir. 220-240 mI’lik bir fincan kahve ile yaklaşık 85 mg, yine 220-240 mI’lik bir fincan çay ile yaklaşık 24 mg, 30 gramlık bir parça çikolatadan ise yaklaşık 8 mg kafein alırız.
Kafein besinlere neden eklenir?
Koka bitkisinin tanesi ve çay yapraklarından oluşturulan besinler ve içeceklerde de biraz kafein vardır. Ayrıca bazı besinlere ve içeceklere de lezzet için kafein katılmaktadır.
Tatlandırıcılar
En çok sevdiğimiz besinler nelerdir diye düşündüğümüzde, genellikle aklımıza ilk gelen tatlı besinlerdir. Tatlıya düşkünlük insanlık tarihi kadar eskidir. Pek çok insan şekerin ve diğer enerji içeren tatlandırıcılar ile hazırlanan besinlerin oluşturduğu "tatlı lezzetten" hoşlanır. Şeker ve diğer enerji içeren tatlandırıcıların en önemli özellikleri ise fazla enerji oluşturmaları ve kan şekerini yükseltmeleridir.
Günümüzde diyabet ve şişmanlık gibi enerji alımının kısıtlanması gereken durumlarda kullanılan çeşitli tatlandırıcılar vardır.
1. Besin değeri olan, enerji içeren tatlandırıcılar: Sukroz, glikoz, fruktoz, mısır şurubu, maltoz , maltodekstrin, dekstroz, bal, şeker alkolleri (sorbitol, mannitol, ksilitol, maltitol, eritritol, laktitol, isomalt), diğer şeker alkollerinden hidrojene edilmiş nişasta hidrolizatı.