Kanser

Taze kaşarda kanser tehlikesi

Kötü niyetli firmaların maliyeti düşürmek için çeşitli maddeler katarak ürettikleri taze kaşarlar kanser yapabilir.

Ankara Üniversitesi (AÜ) Ziraat Fakültesi Süt Teknolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Celalettin Koçak, süt ürünlerinde zaman zaman hilelere başvurulabildiğini belirtti. Taze kaşar peynirinin hileye en açık süt ürünleri arasında olduğunu bildiren Koçak, kaşar peynirindeki hileyi tüketicilerin anlamasının çok zor olduğunu söyledi.

Kaşar peynirinin sütün pıhtılaştırılıp süzülmesinden sonra fermantasyona bırakılmasıyla elde edilen telemeden yapıldığını anlatan Koçak, ancak insan sağlığını hiçe sayan bazı kötü niyetli firmaların, maliyeti düşürmek amacıyla son kullanma tarihi geçmiş, hijyenik olmayan, bozuk ve küflü peynirleri erittikten sonra bitkisel yağlar ve peynir altı suyu katarak taze kaşar peyniri ürettiğini belirtti. Bu yöntemle tüketicinin sağlığıyla oynandığını ve aldatıldığını ifade eden Koçak, şunları kaydetti:

Kahverengi domates yetiştirildi

Antalya'da Kumato adı verilen kahverengi domates yetiştirildi. İlk kez İspanya'da yetiştirilen ve günümüzde "Akdeniz domatesi' olarak bilinen Kumato domatesi, Antalya'da Uzmanlar Seracılık tarafından seralarda yetiştirilmeye başlandı.

Konuyla ilgili Uzmanlar Seracılık Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Yurdagül, yaptığı açıklamada, Kumato domatesini 2009 yılında Antalya'daki seralarında deneme amaçlı yetiştirmeye başladıklarını söyledi.

Deneme üretimi öncesinde çeşitli anket ve araştırmalar yaptırdıklarını vurgulayan Yurdagül, "Araştırmalar Kumato domatesinin, Türkiye'de ideal iklim koşullarından dolayı en iyi Antalya ve çevresinde yetişebileceğini ortaya koydu. Kumato domatesi tüm diğer domates çeşitleri gibi dalında bekletildiğinde kırmızıya döner, fakat aromasının en yoğun olduğu kahverengi döneminde toplanması bu domatese ayrıcalıklı lezzetini verir" dedi.

Çürük meyveler kanser yapabilir!

Küflenmiş ekmekler ve çürümüş meyveler kansorejen madde içerdiğinden kesinlikle tüketilmemesi gerektiği belirtildi.

Trakya Üniversitesi (TÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Başkanı ve Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Asan, uzun süreli olarak tüketilen küflü yiyeceklerin kişilerde karaciğerde sağlık sorunlarına yol açtığını belirtti.

Küflenmiş yiyecekleri tüketmenin sağlık açısından son derece zararlı olduğunu ifade eden Asan, şunları kaydetti:

“Küflenmiş ekmekler ve çürümüş meyveler kanserojen madde içerdiğinden kesinlikle tüketilmemelidir. Küflenmiş bir ekmeği tüketmek doğru değildir. Çünkü küflerin birçoğu mikotoksin (küf zehiri) denilen zehirler üretirler. Bu zehirlerin yapıları pişmeyle asla bozulmaz. Bu zehirler 360 derece sıcaklığa bile dayanma özelliğine sahip. Bu zehirler bir defa yemekle insana bir şey olmaz ama uzun süreli ve yüksek miktarda tüketildiği zaman karaciğerde sağlık sorunlarının oluşmasına neden olur. Zehirler doğal ortamlarında ürediği zaman bunların tüketilmesi doğru değildir. Pazardan alınan ve daha sonra evde küflenmeye başlayan meyve ve sebzelerin de aynı şekilde tüketilmesi doğru değildir. Bazen bu meyve ve sebzelerin küflü kısımları kesilip diğer tarafları tüketiliyor. Bu da son derece yanlış bir davranıştır.”

Kansere İyi Gelen Şifalı Bitkiler

1. tarif
Isırgan otu, kantaron çiçeği, ökse otu, karabaş otu, kekik otu, söğüt, papatya, bodur
mahmut, biberiye, ayni sefa, mentollü nane, oğul otu, kurt pençesi otlarının tamamı
veya yarı ayrı kaynatılıp çay yerine su yerine içilir.

2. tarif
Kırmızı pancar yumrusu yenir. Yumrusu sıkılarak suyu içilir.

3. tarif
Bol miktarda domates çiğ veya pişirilerek yenir.

4. tarif
Kuru soğan, sarımsak, pırasa, bezelye, lahana, yeşil sebzeler bol miktarda yenir. Elma,
havuç, üzüm, ve narenciye faydalıdır.

5. tarif
Bal, arı sütü, polen, andız pekmezi, üzüm pekmezi, keçi boynuzu, üzüm yenir.

6. tarif
Isırgan tohumu, mastica, çörek otu, günlük, üzerlik, topalak, zencefil, tarçın, havlucan,
karanfil, zerdeçal, kebabiye, kereviz tohumu, hazanbel kökü, ginseng, ayrı ayrı veya
karıştırılarak bal veya pekmezle yenir.

7. tarif
100 gr. kebabiye
100 gr. günlük
100 gr. mastica
200 gr. ısırgan tohumu
100 gr. havlucan
100 gr. zencefil
100 gr. saf arı sütü
100 gr. polen

Kanserden Korunma Diyeti

Diyetin ve beslenmenin kanserin gelişiminde oynadığı rolü değerlendirmek ve açıklığa kavuşturmak için birçok araştırma yapılıyor. Hiçbir dolaysız neden-sonuç ilişkisi kanıtlanmadıysa da, istatistikler bazı gıdaların bazı kanser tiplerinin riskini arttırabildiğini ya da azaltabildiğini göstermektedir.

Amerikan Kanser Derneği ve Ulusal Kanser Enstitüsü, insanlarda bazı kanser türlerinin gelişme riskinin azaltılmasına yardımcı olmak için diyet kuralları hazırladı. Genel olarak sağlıklı bir diyet için genel tavsiyeler içermektedirler:

-Normal bir vücut ağırlığını koruyun. Başta prostat, pankreas, göğüs, yumurtalık, kalınbağırsak, safra kesesi ve rahim kanseri gelmek üzere, insanlarda bazı kanserlerden ölme oranı şişmanlıkla bağlantılıdır.

Nezle, grip ve soğuk algınlığına karşı tam koruma

Uzmanlar kivinin A ve C vitamini deposu olduğunu ve özellikle kış hastalıklarından koruduğunu açıkladı.

Uzmanlar, A ve C vitaminleri ile, kalsiyum, demir ve magnezyum açısından çok zengin olan kivinin, kanser, nezle, grip, soğuk algınlığı, kolesterol, tansiyon gibi hastalıklara iyi geldiğini bildirdi. Uzmanlar, besleyici değeri yüksek bir besin olan kivinin bir tanesinin günlük A ve C vitamini ihtiyacını karşıladığını söyledi. Lif açısından zengin bir besin olan kivinin bağırsakları çalıştırarak sindirimi kolaylaştırdığını ve kabızlığı önlediğini bildiren uzmanlar, "Kivi vücut direncini ve bağışıklık sistemini güçlendirir.

NEZLEYE İYİ GELİYOR

Nezle, grip ve soğuk algınlığına iyi gelir. Nefes açıcı etkisi vardır ve astımlıları rahatlatır. Başta göğüs kanseri olmak üzere kanser oluşumuna ve kanserin ilerlemesine karşı koruyucudur. Kan basıncını dengeleyerek, tansiyonu ve kandaki kolesterol oranını düşürür. Karaciğeri çalıştırır, kanı temizler, kansızlığa, mide rahatsızlıklarına iyi gelir. Yaşlanmanın ciltteki belirtilerini azaltarak, yıpranmış ve kuru ciltleri nemlendirir" dediler.

Besinlerdeki Kimyasal Maddeler ve Çocuklara Zararları

Kimyasalların ve besinlerdeki katkı maddelerinin çocuklarımızın sağlığını tehdit eden çeşitli zararları vardır. Bunlardan başlıcaları şunlardır:

- Özellikle alerjik bünyeli çocuklarda; anaflaksiye dahi yol açabilen çeşitli alerjik reaksiyonlara ve ürtikere sebep olabilirler. Astım ve alerjik bozukluğa yol açabilirler.

- Kansere yol açabilirler. Çocuklarımıza verdiğimiz her türlü katkı maddesi içeren yiyecek yavrularımızın kanser olması için ortam hazırlamaktadır. Ayrıca bebeklere yalancı meme verilmemeli, plastik biberon kullanılmamalı, daha sağlıklı olan cam biberon kullanmalıdır. Besinlerdeki kimyasal maddeler haricinde çocuklarımızı kansere yol açan radyoaktif faktörlerden de korumamız gerekmektedir. Bunların en önemlileri cep telefonu, televizyon ve bilgisayardır.

- DEHA; hiperaktivite ve dikkat eksikliğine yol açabilirler. İngiltere Gıda Standartları Ajansı’nın (FSA), rastgele seçilen 300 çocuk üzerinde yaptığı araştırma, çocukların katkı maddeleri içeren bir içeceği içtikten sonra ani hareketler yaptıklarını ve konsantrasyonlarını kaybettiklerini ortaya koymuştur. İngiltere Gıda Standartları Ajansı, hiperaktif çocukların durumunda daha az katkı maddesi kullanımı yoluyla bir iyileşme sağlanabileceğini bildirmiştir. Katkı maddelerinin sağlığa zararlı etkileri hakkında yapılan araştırmalar sonucunda; çocukları hiperaktif olan ailelerin özellikle “E” kodlu katkı maddeleri taşıyan gıdaların tüketimini kesmeleri tavsiye edilmektedir. Ayrıca DEHA için de çocuklarımızı cep telefonu, televizyon, bilgisayar vb. radyoaktif faktörlerden korumak gereklidir.

Sağlıklı Bünye İçin 7 Harika Besin

Kalbi koruyor

BADEM: Her gün, bir çay fincanın yarısını dolduracak miktarda, yani 30 gram badem yemeyi ihmal etmeyin. Omega-3 asitli yağları açısından oldukça zengin bir besin olan badem, kandaki kötü kolesterol (LDL) oranını yüzde 4.4 oranında düşürüyor. Badem böylece damar tıkanıklıklarını önleyerek, dolaşım sisteminin düzenli olarak çalışmasını sağlıyor; kalbi koruyor.

Diyabeti önlüyor

KAHVE: Günde iki fincan kahve, özellikle orta yaşlardan sonra görülen Parkinson ve Tip-2 diyabete karşı vücudu koruyor. Kahvede bulunan kafein maddesi, diyabete yakalanma riskini yüzde 35 azaltıyor. Ayrıca ağrı kesici özelliği de bulunuyor. Ancak kahveyi mutlaka kalsiyum deposu olan sütle için. Böylece kafeinin kemikleri zayıflatmasını engellemiş olursunuz.

Sinirleri rahatlatıyor

TARÇIN: Her yemekten sonra içinde bir miktar tarçın bulunan bir tatlı yemeyi unutmayın. Tatlı yemek istemiyorsanız, küçük bir çay kaşığı dolusu tarçını doğrudan suya ekleyerek içebilirsiniz. Tarçın kan şekerini düzenliyor, ayrıca sinir sistemini rahatlatıyor. Öte yandan köri baharatının içinde bulunan Tumerik adlı maddenin eklem iltihabını ve romatizmayı önlediğini unutmayın.

Şişmanlar Daha Çabuk Kansere Yakalanıyor

Oxford Üniversitesi araştırmacıları, orta yaş ve üzerindeki binlerce kadının kansere yakalanmasının ardındaki en önemli etkenin aşırı kilolar olduğunu öne sürdü.

İngiltere’de yapılan benzerleri arasındaki en kapsamlı araştırmasında, ülkede 50-60’lı yaşlardaki kadınlarda tespit edilen yılda 6 bin yeni kanser vakasının obeziteden kaynaklandığını belirten Oxford Üniversitesi araştırmacıları, özellikle rahim ve gırtlak kanserlerinin yarısının kiloyla ilişkili bulunduğunu iddia etti.

Bir milyondan fazla kadın üzerinde yapıldığı belirtilen araştırmanın sonuçları, ayrıca aşırı şişmanlığın kadınlarda lösemi, pankreas, yumurtalık, böbrek, meme ve bağırsak kanserleriyle multiple myeloma ve non-Hodgkin’s lenfoma gibi kanser türlerine yakalanma riskini artırdığını da ortaya koydu.

Karpuz Kansere Karşı Koruyor

Karpuzda bulunan laykopen maddesinin kansere karşı koruyucu etkisi bulunuyor. Vücutta biriken sodyumun atılmasını sağlayan karpuz, kan basıncını da dengeliyor. Karpuz, vücuttaki atık maddelerin dışarı atılmasına yardımcı oluyor...

Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksek Okulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Betül Çiçek, karpuzda, kansere karşı koruduğu bilinen laykopen maddesinin bol miktarda bulunduğunu, kan basıncının dengelenmesinde ve vücuttaki bazı atık maddelerin idrarla dışarı atılmasında sayısız yararı olduğunu ifade etti.

Yaz aylarında her bölgede bulunması ve fiyatının diğer meyvelere göre ucuz olması nedeniyle karpuza talebin fazla olduğunu kaydeden Çiçek, şunları söyledi:

Beslenme hataları kansere davetiye çıkarıyor

Ege Üniversitesi (EÜ) İzmir Atatürk Sağlık Yüksekokulu tarafından düzenlenen Uluslararası Gıda, Beslenme ve Kanser Sempozyumu’nda “Kanserli hastaların hastalık öncesi beslenme durumlarının değerlendirilmesi” konulu çalışmanın sonuçlarını açıklayan Doç. Dr. Kızıltan, söz konusu çalışmanın yeni tanı konulmuş 82 kanser hastası üzerinde gerçekleştirildiğini belirtti.

Çalışmaya konu olan kanserli hastalardan kadınların yüzde 50’sinin, erkeklerin ise yüzde 25’inin hafif şişman ve şişman olduklarının saptandığını ifade eden Doç. Dr. Kızıltan, şunları kaydetti:

Karpuz kanserden koruyor

Erciyes Üniversitesi Atatürk Sağlık Yüksek Okulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Betül Çiçek, karpuzda, kansere karşı koruduğu bilinen laykopen maddesinin bol miktarda bulunduğunu, kan basıncının dengelenmesinde ve vücuttaki bazı atık maddelerin idrarla dışarı atılmasında sayısız yararı olduğunu ifade etti.

Yaz aylarında her bölgede bulunması ve fiyatının diğer meyvelere göre ucuz olması nedeniyle karpuza talebin fazla olduğunu kaydeden Çiçek, şunları söyledi:

Beslenme İle Kanserden Korunma

Diyetin ve beslenmenin kanserin gelişiminde oynadığı rolü değerlendirmek ve açıklığa kavuşturmak için birçok araştırma yapılıyor. Hiçbir dolaysız neden-sonuç ilişkisi kanıtlanmadıysa da, istatistikler bazı gıdaların bazı kanser tiplerinin riskini arttırabildiğini ya da azaltabildiğini göstermektedir. Amerikan Kanser Derneği ve Ulusal Kanser Enstitüsü, insanlarda bazı kanser türlerinin gelişme riskinin azaltılmasına yardımcı olmak için diyet kuralları hazırladı. Genel olarak sağlıklı bir diyet için genel tavsiyeler içermektedirler:

Normal bir vücut ağırlığını koruyun. Başta prostat, pankreas, göğüs, yumurtalık, kalınbağırsak, safra kesesi ve rahim kanseri gelmek üzere, insanlarda bazı kanserlerden ölme oranı şişmanlıkla bağlantılıdır.

Plastik kahve pişiricileri çöpe atın

Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın elektrik şoku riski bulunduğu gerekçesi ile toplatma kararı aldığı plastik kahve pişiricilerinin, kansere de neden olduğu bildirildi. Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Seraceddin Çom, vatandaşlara evlerde bulunan cihazların çöpe atılması tavsiyesinde bulundu.

Sağlık Bakanlığı Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Seraceddin Çom, CİHAN'a yaptığı açıklamada daha çok kahve yapımında kullanılan plastik su ısıtıcılarının, Sağlık Bakanlığı'nın da görüşü alınarak, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından toplatılmaya başlandığını hatırlattı. Toplatma kararının doğru olduğunu ve desteklediklerini vurgulayan Çom, "Elektirikli plastik su ısıtıcılarında elektrik kaçağı olabiliyor. İnsan sağlığı üzerinde de olmsuz bir çok etkisi var" dedi.

Doğru beslenme, kanserden korunmada önemli

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Gamze Çan, dünyada ve Türkiye’de en sık görülen kanser türlerinin erkeklerde akciğer, kadınlarda ise meme kanseri olduğunu belirtti.

Beslenme faktörlerinin kansere yol açtığına dikkati çeken Prof. Dr. Gamze Çan, aşırı kırmızı et ve yağlı yiyecek tüketiminin kalın bağırsak kanseri, aşırı tuz tüketiminin ise mide kanserine neden olduğunu ifade etti.

Kanserden korunmak için kansere yol açan faktörlerden uzak durulması gerektiğini vurgulayan Çan, “Sigara ve alkolden uzak durmalı, güneş ışığının dik geldiği saatlerde özellikle küçük çocukları güneşten korumalıyız” dedi.